Gözlerin traduction Anglais
4,386 traduction parallèle
Sarhoş edici gözlerin.
Your intoxicating eyes
Sarhoş edici gözlerin, ah sevgili.
Your intoxicating eyes, oh beloved
Şehvetli gözlerin üstümde ve kişisel alanımı ihlal ediyorsun.
All starey, with the sexy eyes and lack of personal space.
Gözlerin çok hovarda, Kevin ve bu ilişkimiz için hiç de iyi değil.
You have wandering eyes, Kevin, and that's not good for our relationship, baby.
Gözlerin, gerçeği söylemek gerekirse, hiç fark etmemiştim.
Hadn't noticed, to be honest. You know what I think will cover that though?
Gözlerin değişmeye başlamış bile.
Your eyes are changing already.
Gözlerin ışık saçıyor resmen.
You look amazing.
Kafanı arkaya yasla ki gözlerin yanmasın.
Head back so it doesn't sting your eyes.
- Gözlerin kartal gibi keskin.
You got an eagle eye.
Senin de çok güzel gözlerin var.
You have very beautiful eyes.
Çok güzel gözlerin var Emma.
you have such lovely eyes, Emma.
Keskin gözlerin varmış.
You have such an eye.
Senin gözlerin ağrılı ve benimki de öyle.
Your eyes are sore and so are mine.
"Gözlerin büyüleyici."
♫ Your eyes are mesmeric. ♪
"Tehlikeli yüzün ve koyu gözlerin."
♫ Fiery face. ♪ ♫ And the dark eyes. ♪
"Gözlerin kalbimi doğruca delip geçti."
♫ Your eyes pierce straight through my heart. ♪
Gözlerin güneş kadar parlak. Güneş...
Your eyes are glistening in the sun.
Gözlükler kısa vadede nesneleri netleştirecektir veya gözlerin bunu kendiliğinden de halledebilir.
Glasses should clear things up in the short-term, or your eyes may just do it all on their own.
Birkaç yıl sonra savaşacak kimse kalmayacak sadece travmatize olmuş sulu gözlerin geçit töreni olacak.
In a couple of years there will be no one left to fight... just a parade of traumatized crybabies.
Gözlerin kapalı mı?
Are you're eyes closed?
Ve dedi ki... sana bu Taj Mahal'ı verince gözlerin yaşlarla dolacakmış.
And said, when I give this Taj Mahal to you there will be tears in your eyes.
Gözlerim senin gönlüne deli oluyor. Gözlerin hep karşımda.
"My eyes are overwhelmed with love, they don't listen to me."
Orada radyasyon çok fazla, Eğer orada fazla kalısan, gözlerin kanamaya başlar.
The radiation's so hot in there, you stay in there long enough, it'll make your eyeballs bleed.
Gözlerin açıktı ama kendinde değildin.
Your eyes were open, but you were not present.
Kapalı gözlerin ardında ne görüyorsun?
What do you see behind closed eyes?
Gözlerin, ruha açılan pencereler olduğu söylenir. Birinin gözlerine bakarak doğruları öğrenebileceğimizi, gerçeği bilebileceğimizi...
They say that the eyes are the window to the soul, that looking into someone's eyes is to know the truth, to know what's real.
Senin çok güzel siyah sürmeli gözlerin var.
"Your beautiful kohl eyes."
O gözlerin sana kalıtsal mı gelmiş?
Did you inherit those eyes?
Gözlerin hep böyle masmaviydi aynı annen gibi.
You always had the bluest eyes, just like your mom.
Gözlerin annenden.
You have your mother's eyes.
Gözlerin dışında en çok beğendiğim özelliğin.
That's my favourite thing about you, besides your eyes.
# Bu siyah gözlerin kara büyüsü. #
"It is black magic of black eyes."
# Gözlerin bazen çiğ damlaları bazen de güzel bir koku. #
"Your eyes are sometimes dew drops and sometimes fragrance."
Gözlerin hem kahverengi hem mavi.
Your eyes are both brown and blue.
Gözlerin açık mıydı kapalı mıydı?
And you had your eyes open or closed?
Konuşursan gözlerin hareket eder ve göremem.
Hold on. If you talk, your eye moves and I can't see.
Bence gözlerin iyi, gayet iyi...
Oh, I think your eyes are fine, just fine.
Muhtemelen bunu şu an göremiyorsun. Çünkü gözlerin bulanık, Ama silah bu,
I know you probably can't see this right now'cause you're also blurry-eyed, but this gun here, this is the one that I used to kill the fortune teller.
Doktorlar, gözlerin hakkında ne söyledi?
Shana : Yeah. What did the doctor say about your eyes?
Jeremiah, Jeremiah... Gözlerin neler görüyor?
Jeremiah, Jeremiah...
Gözlerin şişene kadar ağla.
Cry your heart out.
Yalnızca dilsiz değilsin, gözlerin de görmüyor.
You're not just a mute, you have shit in your eyes too.
Gözlerin klima gibi.
They are like an Air Condition for the eyes...
Sonra gaz vardı.. ve tabiki bu da büyük bir belaydı.. gözlerin kapanıyordu
And then, there was the mustard gas, which caused great mustard-coloured blisters. Your eyes would be glued shut.
Gözlerin iyi gibi duruyor. Dediğim gibi, iyiyim.
Well, vision seems to be functioning okay.
Gözlerin kahverengi mi mavi miydi?
Did you have blue eyes or brown eyes?
Gözlerin neden benimkiler gibi?
Why do yer eyes look like mine?
Gözlerin çok güzel.
You have such pretty eyes.
Gözlerin...
Your eyes...
Çünkü gözlerin açıldı.
Because your eyes have been opened.
Gözlerin onun aynısı.
The eyes.