Güler traduction Anglais
1,283 traduction parallèle
Kirk, bir dahaki oyunda şans sana güler.
Kirk, your luck'll change in the next hand.
Umarım şans, senden yana da güler.
And good luck grant thee thy Demetrius.
"Eğer o sizi kandırırsa cümle âlem bize güler."
"When he takes to his wings, the world will laugh at you"
Son gülen iyi güler.
But who gets the last laugh?
O kadar nazik, o kadar güler yüzlüydün ki... Herkese karşı kibar davranırdın.
You were nice to everyone.
Zamanın geri kalanında güler ve ağlarız
The rest of the time, we laugh and even cry.
Hepsi ilk gördüklerinde, güler.
They'll all laugh when they see it...
Senin gibi gülümser, güler ve kokarım.
I smile, laugh, and smell like you do.
Kader, cesur olanın yüzüne güler.
Fortune favours the brave.
Hiçbir şey yapamazdım. Çünkü yoksa uyanıp bana güler, beni ezmeye çalışırdı. Hiçbir şey söyleyemezdim.
I couldn't do anything.
Hayatımın aşkını hayalimde gördüm desem, birçok kişi güler.
Most people would if I told them I'd seen the love of my life in a psychic vision.
Aşırı derecede güler.
Lots of laughs.
Ölüme götüyle güler.
He laughs at death.
Güler yüzlü davranış, kaçamak bakışlar.
Cheerful demeanor, furtive eyes.
Eğer bir kızla çok fazla konuşursam ya güler ve kaçar ya da gülerek kaçar.
Listen, if I so much as talk to a girl... she either laughs and runs away or runs away laughing.
Bu yüzüğe burun kıvırıp yüzüme güler.
She's gonna take one look at this ring and laugh at me.
Çok güzel güler.
Great laugh.
Herkes bize güler! - Değil mi millet?
- Wouldn't you, everyone?
O, Kiran'ın karanlık yaşamındaki parlak ışıktır. Onunla ağlar, güler, oyun oynar.
He is the bright light in Kiran's dark life... they laugh, cry, play and fight together.
Gülersen dünyada seninle güler.
"Laugh and make the world laugh with you"
Bil bakalım, kim sabah kalkınca 10 dakika güler ve akşam yatacakken 10 dakika ağlar?
Guess who laughes 10 minutes in the morning
Arada bir şans insanın yüzüne güler.
Once in a while, you get lucky.
Herkes bir taraftan tavuk butu yerken bir taraftan da... arabanın bagajına kurşun yağdırdığı sahnede güler.
Everybody laughs about the famous way He's eating a chicken leg and firing bullets through the trunk of a car.
Salamdan güler yüz.
Oh, pepperoni smiley face.
Evet. Buna hep güler.
- She always laughs about it.
Eskiden güler geçerdik.
- In the past we've laughed it off.
İnsan bir güler.
How about a smile?
Hep güler oynardık neşeyle üçüncü sınıfta
We used to laugh and play and cherish each day in the Third Grade
Sadece güler ve oynarlardı.
They used to just laugh and play.
Güler güle, hava desteği.
Goodbye, air support.
( güler )
( laughs )
( gevezelik eder ve güler )
( chatter and laughter )
- ( kıs kıs güler )
- ( sniggering )
( kıkır kıkır güler )
( chuckles )
( sinirli bir şekilde güler )
( laughs nervously )
Ama Michelle'den daha güler yüzlü olmalı.
But she'd have to be a little smiller than Michelle.
En azından bütün Roma güler.
But at least there'd be a Rome to do the laughing.
Tiksintimi bastırıp her şeyi içgüdülerimle yapmalı, dışarıya güler yüzlü, sevimli ve uysal görünüp kusma isteğimi içimde tutmalıyım.
Zip up my revulsion, do everything by instinct, outside be smiling, loving, peaceful, inside want to puke on yourself.
Evet. İyi.... Okurken çok seyrek yüksek sesle güler.
Yeah, well... she seldom laughs out loud when she's reading.
Seymon daima güler.
Semyon is always laughing.
Güler bütün yüzler orada
Faces there are always fair
Güler bütün yüzler orada
- Faces there are always fair -
Son gülen iyi güler.
He who laughs last, laughs longest.
İnsanlara bunu söylediğimde on kişiden dokuzu güler kalan bir kişi de kızıp, benim delirmiş olduğumu söyler.
If I tell people this, nine out of ten laugh, and one says I'm crazy and gets angry.
Yargıç güler yahu.
A judge will laugh me out of court.
- Kalbini riske edersin ve şans yüzüne güler. - Biliyorum.
You put your heart on the line, and it comes up snake eyes.
La Cienega güler bana ve derki "görüşürüz"
( sing ) La Cienega just smiles ( sing ) And says "I'll see you around" ( sing )
Bilirsin Kelso, insanlar bana sürekli güler ve isimler takar.
You know, Kelso, people used to laugh and call me names.
Genelde tatlı, güler yüzlü biriyimdir.
Usually I am... I am suave. I am silky.
Altyazılar ve Çeviren Murat "the Kirjalian" Güler - İyi sabahlar, Bay McGarry.
- Nice morning, Mr. McGarry.
Ne çok güler eğlenirdik.
Yes.