Güvenli bir yerde traduction Anglais
625 traduction parallèle
"O parayı gerçekten güvenli bir yerde görmeyi tercih ederim."
I'd rather see that much money in a real safe place.
Diğerleri güvenli bir yerde, inan bana.
The rest are absolutely safe, I assure you.
Şimdilik güvenli bir yerde.
We've got her in safe deposit temporarily.
Buzağıları buradan daha güvenli bir yerde saklayın!
You stashed my calf away here!
Zouk güvenli bir yerde Bay Arkadin.
Zouk's in a safe place, Mr. Arkadin.
En iyisi sürünü toplayıp, güvenli bir yerde tutman olacaktır.
Better round up what livestock you can and stand guard.
Yani bu adamın güvenli bir yerde saklanmadığını sizden duymak isterim.
So I'd like to have your word for it that that guy isn't stashed somewhere.
O parayı senin için güvenli bir yerde muhafaza ediyorum, Patrick.
Well, I'm keeping that in a safe place for you, Patrick.
Güvenli bir yerde saklı!
It's hidden away nice and good!
- Güvenli bir yerde.
- In a safe place.
Baban ve aşığın sıcak ve güvenli bir yerde konaklıyorlar.
Your father and your lover... are being quartered... in a warm and safe place.
Mallar Matsudo'nun diğer tarafında güvenli bir yerde gizli.
The goods are stashed on the other side of Matsudo.
Lütfen yarına kadar bu kutuyu güvenli bir yerde saklayın.
Please keep this box safe until tomorrow.
Burada değil, ama güvenli bir yerde.
It's not here, but in a safe place.
Biliyor musun, altınını güvenli bir yerde saklayacağız.
You know, we'll keep your gold in a safe place.
Ve yeni bir ev. Çok uzakta ve güvenli bir yerde.
And a new home, somewhere very far away, and safe from digicorp.
- Bir vantanın içinde, güvenli bir yerde.
In a suitcase in a safe place.
Güvenli bir yerde kilitliler.
They're safely locked away.
- Güvenli bir yerde gizli.
- Safely hidden.
Şimdi, bir teklifim var. - Bıçak nerede? - Güvenli bir yerde.
Now, I have a proposition.
Altın güvenli bir yerde mi? Nerede olduğunu söyleyemez misin?
Is the gold hidden in a safe place?
Ülkede toplu cinayetler işleniyormuş ve halkın güvenli bir yerde saklanması isteniyor.
The... there's mass murder everywhere, and people are supposed to look for a safe place to hide.
Kendisi oldukça güvenli bir yerde.
She is quite safe.
Ama asıl aradığınız güvenli bir yerde saklamaktı.
But what you really wanted was a foolproof hiding place.
Güvenli bir yerde.
It's in a safe place.
Çok güvenli bir yerde duruyor.
It's put away in a very safe place.
Orijinali zaten çok güvenli bir yerde saklanıyor.
We have the originals in a safe place.
Ben güvenli bir yerde o kadar kilit edeceğim.
I'm gonna lock it up in a safe place.
Yeğeniniz güvenli bir yerde.
Your niece is in a safe place.
Tamamen güvenli bir yerde ve her şey bana bağlı.
It is in a safe place, and I answer for it.
Güvenli bir yerde saklamamı söyledi.
He said to keep it safe.
Sandık güvenli bir yerde.
The Ark is somewhere safe.
Güvenli bir yerde.
It's safe.
Diğer insanlar gibi huzurlu ve güvenli bir yerde yaşama hayali.
The dream that we can have the same peace and security other people have.
Kopyasını otelde güvenli bir yerde mi saklıyorsunuz?
You keep the duplicate locked in the hotel safe?
- Güvenli bir yerde.
- Safe and sound.
Güvenli bir yerde.
Safe and sound.
Güvenli bir yerde.
In a safe place.
Bunu güvenli bir yerde tutmalıyız.
We'd er... better keep it in a safe place.
Güvenli bir yerde saklandığına emin olabilirsiniz.
Make sure you keep it in a safe place.
Başını belaya sokamayacağı güvenli bir yerde saklanıyor.
Safely hidden away, where he can't get in any trouble.
Güvenli bir yerde olduğun için, memnun olmalısın. Millet savaşırken bir de bize bak.
Just be glad you are in a safe place.
Dağlarda, güvenli bir yerde.
He's safe in the mountains.
Sizi güvenli bir yerde saklayacağız...
We'll hide you away somewhere safe...
"En azgın nehir bile denize güvenli bir yerde kavuşur.."
"Even the weariest river winds somewhere safe to sea."
Güvenli bir yerde mi?
In safe keeping?
Yüce Tanrı'nın huzurunda bu mahkemede görev yapan jüri üyelerinin duruşma saatine kadar güvenli ve uygun bir yerde tutulacağına yemin ederim.
I swear by Almighty God that I shall well and truly keep this jury in some private and convenient place with such accommodation as the court shall direct.
Önemli olan şey annenin güvenli ve emin bir yerde olması.
The important thing is that your mother is in a safe place.
Yani panayır gibi bir yerde güvenli bir hayat sürmek yerine mi?
You mean instead of leading some secure life like in a carnival?
Ateş! İngiltere'de bir yerde düşünmek için güvenli bir sığınak olması lazım
Fire! ( ♪ "1812 Overture" plays ) ( Cheering )
Yeni bir deneye başladığında, benim, güvenli oda dediği bir yerde kalmam için ısrar ederdi.
When he started a new experiment, he insisted I stay in what he called a protected room.
bir yerde 60
bir yerde okumuştum 21
yerde 65
yerde kal 46
yerde kalın 17
güven 68
güvenlik 301
güveniyorum 32
güvenli 94
güvende 82
bir yerde okumuştum 21
yerde 65
yerde kal 46
yerde kalın 17
güven 68
güvenlik 301
güveniyorum 32
güvenli 94
güvende 82
güven bana 558
güvenli değil 43
güvenilir 40
güvenebilirsin 19
güvendesin 88
güvenin bana 41
güvenlik mi 20
güvenli mi 42
güvende mi 22
güvenlik alarmı 24
güvenli değil 43
güvenilir 40
güvenebilirsin 19
güvendesin 88
güvenin bana 41
güvenlik mi 20
güvenli mi 42
güvende mi 22
güvenlik alarmı 24