Gız traduction Anglais
196,871 traduction parallèle
Melcher imzaladı aslında ama nişanlısı yaptığımız şeyin, onların veri işleme ve güvenlik protokollerine uygunluğundan emin olmak istedi.
Melcher actually signed off on it, but his fiancée wanted to certify that what we're trying to build complies with their data-handling and security protocols.
Diyorum ki, burada yaptığınız işe saygım sonsuz, adeta önünüzde eğiliyorum. Ayrıca hizmetlerimi bir ortağınız olarak size sunmak istiyorum.
I'm saying that I very much respect what you're doing here, almost revere it, and I wanted to offer my services as an associate.
- Bu, yaptığımız... - Evet. O yüzden sadece şu meseleyi kapatmak istiyorum.
If we could just close the deal, be done with it.
Tüm yaptığımız birkaç kuralı esnetmek..
If we have to bend a few rules here and there...
O yapmıyor ama kız onunla beraber. Aşalığık durumda olan benim.
He is not, but she's with him, and I'm the petty one.
Bekle. Peki ya bilerek yaptığımızı düşünürse? Onu ezikliyormuşuz gibi.
What if he thinks we did it on purpose, like, we snubbed him?
Her şeyi feda ettin. Üstünde çalıştığımız her şeyi. Hem de BokBedeli için mi?
You sacrificed... everything that we've worked for... for PoopFare?
Bu sayı sadece HooliCon'da aldığımız indirmeleri gösteriyor.
That is the number of installs that we've got from Hoolicon alone.
HooliVR gözlüklerini açtığınız zaman, harikamatik bir şekilde telefonunuzla eşleşecek.
When you power up your HooliVR goggles, they will "automagically" pair with your phone.
Onu çağırdığınızı söylüyor.
He says you sent for him.
Katılıyorum ve Hooli telefonları düzeltmek için güncelleme yayınladığında, ağımız hala iş görür, Melcher mutlu,
Agreed. And when Hooli launches a new software update to fix the phones, our network will still be functional, Melcher will be happy,
Monica da bizi destekleyecek ve kimse ne yaptığımızı bilmeyecek.
Monica will fund us, and no one will ever know what we did.
Milletin telefonlarımızın uçakta patladığına inanmasına izin veremeyiz, her ne kadar Gavin ve / veya Keenan bunu istemiş olsa da.
We can't have people believing that our phones blow up airplanes, no matter how much Gavin and / or Keenan may have wanted it.
Gavin Belson Çin'deki fabrikalarımızı günde iki milyon üretim kapasitesine çıkarmak için kendini paralamıştı. İşçilerle yaptığı anlaşma da oldukça kırılgan bir konumda.
Gavin Belson had to move heaven and earth to get our China plants up to a capacity of two million per day, and his negotiations with labor were extremely delicate.
Hayır, yaptığımız sadece sunucularımızı Sherlock alanının yakınına taşımak.
No, we just gotta unload our servers near the Sherlock arrays.
Uygarlığımız bizi destekleyen biyo çeşitlilikle birlikte yeryüzünde parçalanırken
While our civilization crumbles on Earth along with the biodiversity that supports us,
Kötü bir dünyada yaşadığımızı biliyorsun.
It's a crazy world. You know that.
Joe seni yolladığı zaman tamamen yalnız kalmıştım.
Joe had already sent you away, I was totally alone.
Vampirleri yakalamak için kullandığımız araçlar mısınız.
Are the tools that we use to catch vampires.
Bugün Rachel ile ne yaptığınızı konuşmak ister misin?
You wanna talk about what you and Rachel did today?
Tanıştığımız gece giyiyordum.
I was wearing it the night we met.
- Pratiğini yaptığımız gibi.
- Just like we practiced.
Son anda bunu ayarladığınız için teşekkürler.
Thank you so much for organizing this so last minute.
Tanıştığımızda selamlaşırken birbirinizin taşaklarını sıkmıştınız hani.
When we met, you guys had your handshake and you were grabbing each other's balls.
Neden bana Lisa'yla çocuk yapmaya çalıştığınızı söylemedin?
Why didn't you tell me you and Lisa were trying to have a kid?
Hayır, o kızın baş rolünde oynadığı Açlık Oyunları filmlerini seviyorum.
No, I like those Hunger Game movies starring that girl.
Sizin daha konuşmadığınızı bilmiyordum.
I didn't... I didn't realize that you hadn't...
Amcığı bizden alamazsınız!
You can't... take away "cunt"!
Ethan Turner'la üzerinde çalıştığımız kitap çıkış yapmaya hazır.
Yeah, the book that Ethan Turner and I have been working on is ready for prime time.
Ne yaptığımızı anlamadım.
I don't know what we're doing. Why...
Max, Kurt Mahkemesi en az bir yıldır çalıştığımız bir iş.
Max, Wolf Trials has been in the works for at least a year.
Bana kakaladığınız sahte tavşan değil. Gerçi onu da seviyorum.
Not the imposter one that you tried to pass off on me, whom I love now, too.
- Arkadaşlığımız tuhaf bir hâle geldi.
- I feel our friendship's in a weird place.
FBI yasal ataşesi Damian'dan aldığımız bilgileri iletecek.
Yeah, of course. The FBI legal attaché will be in touch with any information we get from Damian.
Burada, sanığın yıldız görgü tanığı Summer Henderson hakkında içerden bilgisi olduğunu iddia eden anonim bir kaynakla beraberim.
I'm here with an anonymous source who claims to have inside information about the defense's star character witness, Summer Henderson.
Bize katıldığınız için çok teşekkür ederiz.
So, thank you so much for joining us.
Yaptığımız her şey kayıt altına alındı.
Everything we do... is being recorded.
Ama sizden dinlemedğiniz iki insana yoğunlaşmanızı istiyorum... biri kızı...... ki savunmanın size inandırmaya çalıştığı gibi ailenin sevilen adamı olduğundan şüphe etmeli...... bir de karısına, bugün de takıntığı o soğukkanlı bakışlarıyla hangi sebepten öldürdüğü belirsiz olan karısına!
But I want you to focus on the two people that you didn't hear from... his daughter... Mnh-mnh who must suspect that he is not the loving family man the defense would have you to believe... Mnh-mnh-mnh!
O yüzden onu yargılamadan önce, kendinize, elinizden değer verdiğiniz her şey alındığında nasıl davranacağınızı sorun.
So before you judge him... ask yourself how you would act if everything you ever cared about... was taken away.
Mükemmel bir büyü aldığımızı düşün, enerjiyi düşün, İşe yaraması için onu özümsemeliyiz.
Say we get the perfect spell, think about the energy it'd take to work it.
Her insan içinde tanrısal bir ateşle doğar., ve benim ışığım veya sizinki bunu ortaya çıkarıyor., Bizim bu dünyada yalnız olmadığımızı hatırlayın.
I believe that everyone is born with a flame of goodness, and if my light or yours go out, remember, we're not alone in this world.
Amerika senatörünü mü kaçırdığımızı düşünüyorsun ve onu dolaba tıktığımızı?
You think we kidnapped a U.S. senator and stuffed him in a closet?
Peki o uyandığında ve kapıyı tekmelemeye başladığında Ne yapacağız?
So what do we do when he wakes up and starts kicking the door?
Pislik kardeşinin gerzek kızımı hamile bıraktığını biliyor muydun?
Did you know that your shithead brother knocked up my dumb-ass daughter?
Hem de fiyasko olmayacağını sandığım kızımın!
God! The one daughter I thought would not be a total screw-up!
Tabelada sekize kadar açığız, diyor.
Sign says you're open till eight o'clock.
Neden yanıldığınızı üç nedenle açıklayayım.
I'll give you three reasons why you're wrong.
İdeal bir durum olmadığını biliyorum ama bunu birlikte aşacağız.
And I know it's not an ideal situation... but we're gonna get through this together.
Kirişe kazıdığımız isimlerimiz hâlâ duruyor.
Still see where we carved our names up in the beam.
Yani zaten hepimizin önceden yattığını sandığımız çekici ve bekâr bir kadınla yemeğe çıkıyorsun.
So you're going out with an attractive single woman who everyone thought you were sleeping with anyway.
Onu bir terebentin paçavrası yaptığımızı unutmuşum.
Forgot that we'd turned it into an old turpentine rag.