Hablar traduction Anglais
30 traduction parallèle
Bu Amerikalılar seninle konuşmak istiyor.
Estos americanos quieren hablar contigo.
Bay Mejenes ile konuşmam gerekiyor.
Necesito hablar con el Senor Mejenes.
Genelde oyuncularla konuşmak gibi bir alışkanlığım yoktur.
No suelo hablar con la gente que viene a jugar.
Tengo que hablar con el.
Tengo que hablar con el.
Queremos hablar con ella.
Queremos hablar con ella.
Concha seninle görüşmek istiyor.
Concha quiere hablar Contigo.
Defol.
Get out. Hablar.
Hablar.
Hablar.
Konuşacak mıyız?
¯ Hablar? ¯ De what?
Senior soto.
Senior soto. Podemos hablar contigo senior?
sabes con quien hablar para hacer eso?
 ¿ sabes con quien hablar para hacer eso?
Sizinle konuşmak zorunda değilim.
No tengo que hablar contigo.
Ganesh'le konuşmak istiyorum.
Quiero hablar con Ganesh.
- Diğer ortaklar konuşup seni bu olayın merkezine koyabilirler.
Los otros compañeros podrían hablar, ponerte en el punto de mira.
- Will, müsaadenle- -
Will, can I... - Hablar con ellos?
Podemos hablar poquito.
Podemos hablar poquito.
İspanyolca konuşabiliyor musun?
Se puede hablar espanol?
Konuştuğumdan daha fazlasını anlıyorum.
Entiendo mas de lo que puedo hablar.
Basına çıkmamız gerek.
Necesitamos hablar press.
Sizinle konuşmamız gerekiyor, lütfen.
Necesitamos hablar con usted, por favor.
Diğer ikisi hakkında konuşmak istemeyeceğini düşündüm. "
"que no les va a hablar, ni a mandar e-mail?"
Mija, olanlar hakkında konuşmak istemiyorsan anlarım. Ama biz bir aileyiz.
Mija, entiendo si no quieres hablar de lo que pasó, pero acuérdate que somos su familia.
Lütfen.Başka şeyler hakkında konuşabilir miyiz?
Por favor. ¿ Podemos hablar de otras cosa?
Ben seninle konuşmadım.
No tengo que hablar contigo.
Madem geçmişten konuşamayacağız, gelecekten konuşabilir miyiz?
Si no tuviera que hablar sobre el pasado, ¿ Quieres que hable del futuro?
Neyin hayâlini kurduğumuzu veya dilediğimizi konuşabiliriz.
Sólo podemos hablar de lo que nos imaginamos o esperamos.
Hannah Potts diye birini duymuş muydun?
¿ Has oído hablar de Hannah Potts?
Evlendikten sonra babası onunla hiç konuşmadı.
Su padre no quería hablar con ella.
- ver şu habları bana.
- These Pills are to blame.
Alejandro Estévez ile konuşmam lazım.
Quiero hablar con Alejandro Estévez.