Hamish traduction Anglais
219 traduction parallèle
- Dr. Hamish.
- Dr. Hanish.
Dr. Hamish bana etrafı gezdiriyordu.
Dr. Hanish has been showing me the grounds.
Lord Douglas tek oğlu Hamish'i Campbell kızlarına tecavüz etmek için gönderdi.
Lord Douglas sent his only son Hamish out to rape twa Campbell lassies.
Almanya'daki hedefleri gecenin köründe ortalama hava koşullarında... ( Hamish Mahaddie, Grup Komutanı )... tespit etmek... ( RAF Bombardıman Komutanlığı )... herhangi bir kişi için görevin ötesinde bir işti.
To find a target in Germany, in the dead of night, in any average weather conditions, was quite far beyond the task of any bomber crews.
( Hamish Mahaddie, RAF Kılavuzu ) Ardından büyük, işaret fişekleri, yüzlerce işaret fişeği attık.
Then we laid great lanes of flares, hundreds of flares.
Charles, Hamish'le tanışmanı istiyorum, nişanlım.
Charles, I'd like you to meet Hamish, my fiance.
Tanıştığıma memnun oldum Hamish.
How do you do, Hamish? Delighted to meet you.
- Hayır. Hamish, bu gece Edinburgh'e gitti.
Hamish took the Edinburgh sleeper.
- Hayır. Evlendikten sonra değil.
I told Hamish I'll kill him if he does, so I'd better stick to that.
Hep böyle güzel kadınları onlar alıyorlar? Hamish'le evleneceğini söylüyordum.
I was just telling him about you marrying Hamish and he said it couldn't have happened to a nicer fellow.
Lütfen ayağa kalkın. Sen Hamish, bu kadın Caroline'ı, eşin olarak kabul ediyor ve onu tanrının şahitliği ve bu topluluğun huzurunda, hep sevip sadık bir eş olacağına söz veriyor musun tanrı sizi ölümle ayırana kadar?
Do you, Hamish, take this woman Caroline to be your wedded wife and do you, in the presence of God and before this congregation, promise and covenant to be to her a loving and faithful husband until God shall separate you by death?
Evet. Sen Caroline, bu adam Hamish'i, eşin olarak kabul ediyor ve onu tanrının şahitliği ve bu topluluğun huzurunda, hep sevip sadık bir eş olacağına söz veriyor musun tanrı sizi ölümle ayırana kadar?
Do you, Caroline, take this man Hamish to be your wedded husband and do you, in the presence of God and before this congregation, promise and covenant to be to him a loving and faithful wife until God shall separate you by death?
Bravo! Şimdi, bayanlar ve baylar, Bay Hamish Banks.
Now, my lords, ladies, and gentlemen, Sir Hamish Banks.
- Hamish nasıI?
- He's fine...
Bu, o kadar da kolay değil, Hamish.
It's up to us, Hamish.
Hamish?
Hamish?
Haydi, Hamish!
- Come on, Hamish. - Come on, boy.
- Haydi Hamish!
Come on, Hamish.
Hamish, doğru Edinburg'a git ve konseyi toplantıya çağır!
Hamish, ride ahead to Edinburgh and assemble the council.
Eli. "Hamish" im.
But Eli, it's more Hamish.
Hamish, benim milletimin bir sözüdür. Anlamı- -
Hamish, it's a word of my people.
Hamish nasıl?
How about Hamish?
Hmish güzel bir isimdir.
I had a brother, Hamish.
Benim için gelecekler, Hamish.
They're gonna come for me, Hamish.
Benim için geliyorlar, Hamish.
They're coming for me, Hamish.
Benim için gelecekler, Hamish.
They're going to come for me, Hamish.
Hamish, hadi gidelim!
Hamish, let's go!
Hamish ve ben bu gece Carson'a gidiyoruz tahmin et bakalım bu ne anlama geliyor?
Hamish and I are going out to Carsons tonight, guess what that means?
Hamish, tahttan kalk.
Hamish get of the throne.
Sadece Bundy ve Hamish'in bir arkadaşı.
It's just a friend of Bundy's and Hamish.
Hamish, dikkat et!
Hamish, watch out!
Hamish burası artık kâr getirmiyor tamam mı?
Hamish... The place just isn't turning a profit anymore Ok? .
Hamish- -
Hamish
- Hamish Kuyumculuk, 1044 numaralı ofis.
- Hamish Jewellers, office number 1044.
- Mr. Hamish, lütfen.
- Mr. Hamish, please.
Hedef olan işyeri Hamish International dı.
The target was a business called Hamish International.
Önemli nokta şu ki, siz ustasınız... Bunu Hamish işiyle ispatladınız.
The bottom line is, you have finesse... you proved that with the Hamish job.
Hamish işi için.
It's forthe Hamish job.
Sadece Hamish planını getirmeyi unutma.
Just don't you forget those Hamish plans.
- Ee, sonra, Hamish Kuyumculuğun güvenlik kayıtlarını aldık ve, biliyorsun, şu gözlüklü adamı tanıdım ve bu poloroid makineli sensin.
- So, then, we pulled the security tapes from Hamish Jewellery and, you know, I could swearthe guy with the glasses and the Polaroid is you.
Belki de Hamish plalarını vermek için güzel bir zamanlama.
Maybe now would be a good time to hand overthe Hamish plans.
- Arayan Hamish işini senin yaptığını söyledi.
- Caller said you pulled the Hamish diamond job.
Hamish McGrumbel isminde birisiyle aynı odayı paylaştı.
He shared a room with a man called Hamish McGrumbel.
Dr. Hamish'le öğle yemeğine gidecektim.
I was going to lunch with Dr. Hanish.
İyi akşamlar Önümüzdeki seçimde Norveç'e oy vermenizi istememiz tuhaf gelebilir Ama avantajları düşünün
Highlights of that broadcast will be discussed later by Lord George-Brown, ex-foreign secretary Mr. Sven Olafson, the ex-Norwegian minister of finance Sir Charles Ollendorff, ex-chairman of the Norwegian Trades Council Mr. Hamish McLavell, the mayor of Wick the nearest large town to Norway Mrs. Betty Norday, whose name sounds remarkably like Norway Mr. Brian Waynor, whose name is an anagram of Norway Mr. and Mrs. Ford, whose name sounds like fjord of which there are a lot in Norway Ron and Christine Boslow...
Konuyla ilgili açık oturumda eski dışişleri bakanı Lord George-Brown Norveç eski maliye bakanı Bay Sven Olafson Norveç Ticaret Konseyi'nin eski başkanı Sör Charles Ollendorff Norveç'e en yakın kasaba Wick'in belediye reisi Hamish McLavell ismi Norveç'i çağrıştıran Bayan Betty Norday ismin Norveç'in çevrik sözcüğü olan Bay Brian Waynor soyadı Norveç'te bol bulunan fiyorda benzeyen Bay ve Bayan Ford Ron ve Christine Boslow... BALONCULUĞUN ALTIN ÇAĞI 6.
Ferdinand von Zeppelin was born in Konstanz in 1838.
Hamish'e eğer o yaparsa onu öldüreceğimi söyledim.
Quite right.
Düğüne seni de beklerim.
I want lots of friends to make up for the gruesome stiffs that Hamish knows.
Hamish, arkamda bir sürü dehşetli adam olduğunu bilsin istiyorum.
Well, you'd better go in.
Biri bana Hamish'le yürümezse sıradaki olmak istediğini söyledi.
Someone told me here that, if things with Hamish didn't work out, he would step in.
Sıradışı bir şey değil mi?
- How's Hamish?