Hammer traduction Anglais
3,890 traduction parallèle
MC Hammer'la dans etmeye hazır mısın?
You ready to roll on MC Hammer?
Saldırı zamanı mı?
So it's Hammer Time?
Evet, saldırı zamanı.
Yeah, it's Hammer Time.
çekiç tutuyorum, ve elime yapışmış olabilir.
I'm holding a hammer, and it might be glued to my hand.
sen diğer tarafıda çakmaya devam et, madem çekici aldın elimden.
Go ahead and tack up that other side, since you got the hammer.
Çekici merkezli ve düz tutmayı unutma.
Remember to keep the hammer centered and straight.
Teknik olarak, bu bir savaş çekiç.
Technically, it's a war hammer.
Çekiçli bir dansöz gibi.
He's like a belly dancer with a hammer.
Çekiç sallayabilir misin?
Can you swing a hammer?
Daha önce hiç eline çekiç almamış birini mi yoksa satın almak için istediğin kadar çekici denemeyi mi tercih edersin?
Would you prefer someone who has never picked up a hammer before, or would you prefer a check to buy as many hammers as you want?
Soru yağmuruna tutarlar, sözlerini çarpıtırlar.
They hammer at them, twist their words.
"Minaj" soyadlı bir kişi örnek alınmamalı.
* And make that... hammer time * No female role model has the last name "Minaj."
Girişim kaçınılmaz hamlesini yaptığında... Bay Mathis'in sadece komploda parmağı varmış gibi değil aynı zamanda bizim paramızla beraber kaçmış gibi görünmesi gerekli.
When the Initiative inevitably lowers its hammer, it needs to appear that Mr. Mathis not only assisted in the plot but has also taken off with our money.
O çekiç Megatron'un kalesinde bir yerlerde olmalı.
That hammer's got to be somewhere in Megatron's fortress.
Pirzolanın kızarmışı değil, tütsülenmişi makbuldür yani çekicin arkasıyla söktüm lafını.
Ribs are better smoked than grilled, so un-nailed it, with the back part of the hammer.
Testere ve çekiçle birleştirdin.
You put it together with the hammer and the saw.
Tamamen doludur, dostum.
The hammer is cocked, friend.
Her bir keşif başarısıyla birlikte, çağ çekicini alıyor ve insanın şartlarını yontuyor.
With its every triumph of discovery, the Age takes hammer and chisel to Man's pillars.
O plakaya basmak silahın namlusunu tıkamak gibi.
Depressing that plate was sort of like cocking the hammer of a gun.
Bak, kendin söyledin, plakaya basmak, namluyu tıkamak gibidir.
Look, you said, uh, stepping on the plate was like cocking the hammer.
Hep böyle bir jeoloji çekicim olsun isterdim.
Now, that is the kind of geology hammer I have always wanted to have.
Kabuğu çekiçle uzaklaştırırsanız o zaman tuzun yapısını bile görebilirsiniz.
And if you really hammer away at it, then you can actually see the structure of the salt.
# Bütün gece # # Hız ver #
♪ all night ♪ hammer down
Polislere uzuvların çekiç gibi bir aletle yüksek enerjili küt darbe sonucu kesildiğini söyledim.
I told the investigators that the mutilation of the body was caused by a high-energy and blunt force trauma with an implement like a hammer.
Pentagon bir hammera 500 dolar harcıyor ama kahveye gelince, orada vergi mükelleflerinin yükünü hafifletiyorlar.
Pentagon will spend $ 500 on a hammer but when it comes to coffee, that's where they're gonna ease the tax payers'burden.
Katılmakta emin olamadığım kısım ise "Saçını ateşe verip, sonra da bu ateşi bir çekiçle söndürmek istiyorum" kısmı.
What I'm not so sure about is... "wanting to light his hair on fire" "and put it out with a hammer."
A, annemi ezip geçmek üzere.
I mean, "A" is about to drop the hammer on my mom.
Çekiç.
Hammer.
Çivileri sırayla yerleştireceğiz.
We'll hammer the nails in this order.
Bu işin üstüne gitmeye hazırdım.
I was ready to drop the hammer.
Öfke yargılamanın çekicidir.
Anger is the hammer of judgment!
İndir o çekici evlat.
Bring that hammer down, son! My dad's insane.
Nick, lise zamanlarında bir lakabım vardı. Seks... Seks Yapıcı.
Look, Nick... back in high school, they used to call me... the Sex... the Sex Hammer.
Hani şu doktorların hastanın dizinin üstüne çekiçle dokunup tekme attırdığı noktaya ne diyorsunuz?
What do you call that spot under the knee that the doctor taps with a hammer and makes your leg kick?
Çekicim savaşa susamıştı!
My hammer thirsts!
Kazık başına 3 çekip darbesi, ray başına 10 kazık, 1,6 kilometre 400 ray eder Sacramento'ya kadar 2,400 kilometre.
Three swings of the hammer per spike, 10 spikes per rail, 400 rails to a mile, 1,500 miles to Sacramento.
"Kadınlara ve çocuklara uygun bir yer değildir çünkü burada yakın zamandaki anlaşmazlığın muharipleri, göçmenler ve özgürlüğüne kavuşmuş zenciler ter döker ve çekiç sallamadıkları ya da ray döşemedikleri zamanlar sık, sık içer ve Hıristiyanlığa yakışmayan şeyler peşinde koşarlar."
It is no place for women or children, as the men who labor here, veterans of the recent conflict, immigrants, and free negroes, often take to drink and un-Christian pursuits when not swinging a hammer or laying track.
- Balyozu getir.
Get the hammer.
Gerçeği söylediğinde nasıl tepki verdi?
How did he react when you dropped the hammer on him?
Hammer Teknolojileri size daha iyisini, güvenli yüksek teknoloji ile "sahtekâr" Tony Stark'ın egosu olmadan sizi kötülüklerden korumayı teklif ediyor.
Hammer Tech offers better, safer high-tech protection from evil, without the unbearable ego of Tony "The Phony" Stark.
Ben Justin Hammer, ve daha güvenli bir Amerika yapabileceğimi İntikamcılar'a kabul ettireceğim.
I'm Justin Hammer, and I approve telling the Avengers to stuff it for a safer America.
Ama hiç biri Justin Hammer kadar sinir bozucu değil.
None of them are as annoying as Justin Hammer.
Hammer bir taklitçi. Akıllı gibi.
Hammer's a wannabe.
- Çünkü bir ihtimal gerçekten tehlikeli bir şey yapmıştır ve biz Hammer gibi bir adamın cebinde bir atom bombasıyla dolaşmasını istemeyiz.
- Because on the off chance he really did build something dangerous, we don't want a guy like Hammer running around with an atomic bomb in his pocket.
Her ne küçük oyunu oynuyorsan, Hammer hadi şunu halledelim de ben de gidip daha anlamlı bir şeylerle uğraşayım.
I made it myself. Whatever sad, little game you're playing, Hammer, let's get it over with so I can get back to something more meaningful.
Hammer'in oyuncak robotu zar zor bir tokat attı.
Hammer's toy robot packs a wallop, barely.
Hammer ona Sersem Adaptoid adını verse daha iyi olur.
Hammer should've called it Stupor-Adaptoid.
Hammer'ın hurda robotu dışında zar zor bir şeyleri ezdi.
He hardly got to smash anything besides Hammer's junk bot.
Hammer karşımıza ucuz robotuyla çıktı.
Hammer came at us with his cheesy robot.
Hammer bir aptal olmayabilir.
Hammer can't be a complete idiot.
Hammer tamamen bir aptal.
Oh, Hammer is a complete idiot.