Hampton traduction Anglais
564 traduction parallèle
- Merhaba, Hampton.
- Hello, Hampton.
Üçüncü kutu, Bay William Kilgour adında birine satıldı. Adresi, 143B Hampton Way.
The third, oh, a Mr. William Kilgour, 143B Hampton Way.
Söylediğine göre, ilk kutu Bay Julian Emery'ye gitti, ikinci kutuyu Bay Kilgour, 143B Hampton Way, satın aldı, ve üçüncüsü de bilinmeyen bir genç bayan tarafından satın alındı. Muhtemelen bu bayanın bir dükkanı var ve Golders Green yakınlarında oturuyor.
You say the first box went to Mr. Julian Emery, the second, Mr. Kilgour, 143B Hampton Way, and the third to the unidentified young lady who presumably has a shop and lives near Golders Green?
Bay ve Bayan Kilgour'un evinde, 143B Hampton Road.
At the home of Mr. Mrs. Kilgour, 143 B Hampton Road.
- Hampton'da bir takım olaylar oldu.
- Been a little trouble over in Hampton.
- Hampton.
- Hampton.
- Bay Hampton?
- Mr. Hampton?
Ama Bay Hampton, sizin buralarda ne işiniz var?
But, Mr. Hampton, what are you doing out this way?
Gurur duydum Bay Hampton.
I'm quite flattered, Mr. Hampton.
Dert etmeyin Bay Hampton.
Don't worry about it, Mr. Hampton.
Bay Hampton, bu benim nişanlım Bay Warren.
Mr. Hampton, this is my fiancé, Mr. Warren.
Bay Hampton yolculardan biri.
Mr. Hampton is one of the coach passengers.
Araya girebilir miyim Bay Hampton?
Do you mind if I cut in, Mr. Hampton?
Hampton'un benden fazla kazanma şansı yok.
Hampton has no more chance of being elected than I do.
Hampton bunlardan binlercesini dağıttı.
Hampton has sent these out by the thousands.
Hampton kazandı.
Hampton won.
Diğer yarısı da Hampton'un kazanacağını söylüyordu.
The other half were told that Hampton would be the winner.
Hampton Sarayı labirentinde buharlı bir çekici!
A steam traction engine in Hampton Court maze!
Getir götür işleri yapar, yerleri temizlerdi. Hampton Enstitüsü'nü bitirmek için ne iş olsa yapıyordu.
But he ran errands, he swept floors, he dug ditches to get through Hampton Institute.
Tıpkı East Hampton'daki otel gibi.
Just like that hotel in East Hampton.
Southampton Toplanma Alanı'na komuta ediyor.
Commanding South Hampton Staging Area.
Neyse zamanında oraya ulaşır umuduyla Southampton toplanma alanına acil bir yazı yazdık.
Anyhow we dashed down to the South Hampton staging area hoping to get there on time.
Oh, bu arada Doğu Hampton tenis karşılaşmaları cumartesi başlayacak...
Oh, and the tennis matches start in Easthampton this Saturday...
Hampton Court'a otobüsle gidebilirsiniz.
You can get a motorbus to Hampton Court.
General Hampton emrindeki süvariler dönüşte bizi yandan koruyacak.
Cavalry under General Hampton will cover our flank on the return.
Sürü ile Rossiter'i yemleriz, onunla da Hampton'u.
The herd is big for Rossiter, and he's big for Hampton.
- Hampton?
- Hampton?
Jacobs, Kudüs Plank Yolu'na ilerlesin. Hızlıysa Hampton'ı gırtlağından yakalar.
Jacobs is to proceed down the Jerusalem Plank Road and if he's fast he'll have Hampton by the throat.
General Hampton selam yolladı.
General Hampton's compliments.
Hampton Sarayına mı?
In Hampton Court?
Akıntı istikametinde Chelsea'ye gidiş 1,5 peni.
Hampton to Chelsea downstream, a penny halfpenny.
Akıntıya karşı Hampton'a gidiş yine aynı.
Chelsea to Hampton upstream, a penny halfpenny.
Hampton Sarayı'nda da leylak var.
We have them at Hampton.
Hampton Sarayı'ndan.
From Hampton Court.
# Count Basie ya da Hampton'u mu? #
Count Basie or Hampton?
Hampton Bankasının tüm altını.
All the gold from the Bank of Hampton.
Kraldan bana sizin Hampton'daki sarayınızı göstermesini rica edeceğim.
I shall ask the King to show me your palace at Hampton Court.
Doğu Hampton'a yeniden baskın yapacağız.
We'll be raided again by the village of East Hampton.
Perşembe günü seni kırmızı ayakkabıdan dolayı East Hampton'da tutuklayabilirler.
You know, they can get you in East Hampton... for wearing red shoes on a Thursday and all that sort of thing.
East Hampton'da asla giymedim.
I never wear this in East Hampton.
Doğu Hampton'da yaşamak istemezdim ama annemin evi için bunu yapmam gerekiyordu.
I didn't want to live in East Hampton... but I had to on account of Mother's house.
New York'a gittiğim zaman, beni bir daha East Hampton'a geri döndüremeyeceksin.
When I get to New York, you're never gonna get me back to East Hampton.
Bu kışı East Hampton'da geçirmeyeceğim.
I'm not gonna spend this winter in East Hampton.
East Hampton'da altı tane falan kızı var. Fazlasıyla meşgul.
He's got about six girls in East Hampton.
Bay Beale East Hampton'da yaşamayı bıraktıktan sonra Eddie bana çok zor zamanlar yaşattı.
After Mr. Beale, you know, stopped living in East Hampton... I had a terrible hard time with Edie.
O da bana, "Seni South Hampton'daki dansta gördüm." dedi. "Öyle mi?" dedim, "Evet." dedi.
And he said, "Oh, I saw you at a dance," he said, "in South Hampton." - I said, "You did?" He said, "Yes."
Bunu East Hampton'daki herkese anlatacak biliyorsunuz değil mi?
She's gonna tell that to everybody in East Hampton, you know.
East Hampton'daki tüm elektrikçiler.
All the electricians in East Hampton.
Kanaldan, Mr. Hampton hatta.
Mr. Hampton from the network.
- Kanaldan, Mr.Hampton.
- Mr. Hampton from the network.
Hampton'ı bağla bana.
Get me Hampton.