Harder traduction Anglais
10,268 traduction parallèle
Sonra şartlar zorlaştıkça insanlar da zorlaşmaya başladı.
Then things got harder, people got harder.
Ne kadar çok beni bilgilendirmezsen görevi yerine getirmek o kadar zorlaşıyor.
The more you keep me in the dark, the harder it is for me to do the job.
Sen daha fazla uzattıkça önemsediklerin için daha zor olacak.
The longer you hold out, the harder it's going to be for those you care about.
İşleri bizim için zorlaştıracak şeyleri riske edemeyiz.
We can't risk making things harder for ourselves.
- Daha çok dene.
Try harder.
Kalkışı daha önce olduğundan daha zora sokmayın.
Don't make the departure harder than it already is.
Sadece telefonumu kaldırıp mutlu noeller dedim. Yüzümü zor görmüştür zaten.
I only held my phone up and said Merry Christmas so it would be harder for her to see my face.
Ama konuşmayı erteledikçe sessiz kalmak daha da zorlaştı.
And the longer we put off saying something, the harder it was to say anything.
Tek çocuğumuzun iki yıldır kayıp olması, ölü mü diri mi onu bile bilmemek aklıma gelebilecek her şeyden çok daha zor.
Having our only child go missing for two years, not knowing whether he's alive or dead... it's harder than anything I could have imagined.
Biraz daha iyi çalışmalıydım.
I should have worked harder.
Sertçe vurmak?
Hit him harder?
Kişisel sebepleriniz olabilir ama diğerleri baskın geliyorsa bu bir tercihtir.
You can have personal reasons, but others pull harder so it is a choice.
Tekne sahibini zorlamalıyız.
We need to push the shipowner harder.
Olması gerekenden daha zor hale getirme.
Don't make this harder than it has to be.
Neredeyse herkesten çok daha zor bir yaşam sürdün!
You lived harder than almost anyone!
Göründüğünden daha zordur, canım.
Harder than it looks, dear.
Sizce onu madde bağımlılığına sürükleyen performans etkisi müvekkilimin Mariana Wallace'ı öldürmenin ne demek olduğunu anlamasını zorlaştırmaz mı?
Don't you think performance impact, which has been shown to lead to serious drug abuse, might make it harder for my client to comprehend what murdering Mariana Wallace even meant?
Dikkatli olabiliriz ama görünmez olmak biraz zor.
We can be discreet. Invisible is a little harder.
Bu kesinlikle birilerinin bize gizlice yaklaşmasını zorlaştıracaktır.
That should definitely make it harder for anyone to sneak up on us.
Dostum, bana mı öyle geliyor yoksa vampir kanını çıkarmak, normal kandan daha mı zor?
Dude, is it just me, or is vampire blood, like, a thousand times harder to get out than normal blood?
Daha fazla üstelemeyeceğinden emin misin?
You sure you don't wanna push a little harder?
- Ben federal ajan! İşi daha fazla zorlaştırma, adamım.
Don't make this any harder than it has to be, man.
- Bunun için daha sert bir içki lazım.
I need a harder drink for that. Yeah.
- Şirketin resmi çalışanı olmak zor mu?
It's harder to be official employee of a company?
Bu göründüğünden daha zormuş.
Oh. This is harder than it looks.
Jerry, düğmelere daha sert vurunca, daha iyi çalışmayacak. Ve köpükten yumruklar seni daha güçlü yapmıyor. Biliyorum.
Jerry, buttons don't work better if you hit them harder, and foam fists don't make you strong.
Yalanı ne kadar uzatırsan o kadar zorlaşacak.
The longer you keep lying to him, the harder it's gonna get.
Ruth'u kim işe alırsa,... senin hayatını daha da zorlaştıracaktır.
Whoever Ruth hires will make your life harder.
Zor.
Harder.
Yaklaş. Daha da!
Keep going, harder!
Daha sert.
Try harder.
Hadi.
Harder.
Düşündüğünden daha zor olabilir.
Might be harder than you think.
Zor biz denemek, onu yakalıyor kötü.
The harder we try, the worse it gets.
Daha fazla dene.
Try harder.
Kendimiz için çalıştığımızda, daha hızlı olduğumuza şüphe yok. - Tek başımıza değil ama.
It's true we work harder when we work for ourselves, but not by ourselves.
- Harika bir yemek bizi bekliyor.
Like you said, we all work harder when we work for ourselves. A hearty supper we will have.
Bu arada, patronuna şaka yapacağında, en kötü kariyer hamlesidir ama neyse biraz daha çaba sarf etmelisin.
Oh, and B-T-Dub, next time you want to prank your boss- - worst career move, but whatevs- - you might want to try a little harder.
Düşündüğünüzden zor olabilir.
It might be harder than you think.
Artık onun için çok daha zor olacak.
It's going to be much harder for him now.
- O zaman düşün.
Then think harder!
Daha sert!
Aah! Harder!
Daha çok denemem.
Tried harder.
Şimdi senin için zorlaştırmama izin ver.
Now let me make it harder for you.
Bu mevzuyu ne kadar örtbas edersen senin için o kadar zor olur.
The longer you keep your trauma at arm's length, the harder this is going to be for you.
Neler döndüğünü bilip hiçbir şey yapamayınca çok daha zorlaşıyor.
It's even harder when you know what's going on and you can't do a damn thing about it.
O zamandan beri kontrolü ne kadar geri kazanmaya çalışsam da o kadar başarısız oluyorum.
Since then, the harder I fight to regain control, the less remains.
Bir adamı ne kadar döversen, o kadar dirençli olur.
Harder you hammer the man, tougher he gets.
Eli şimdi senin sıran. Ama Frankie Adkins birinin onu öldüreceğini biliyor. İşleri senin için daha da zorlaştıracak.
Eli, it's your turn now, but Frankie Adkins knows someone is trying to kill him, and it's going to make it that much harder on you.
Ona daha sert yumruk atmadığım için üzgün olduğumu söylüyorum.
I'm saying I'm sorry I didn't punch him harder.
Bunu senin için zorlaştırıyorsam bana söyle çünkü en son isteyeceğim şey bu.
And if I'm making this harder for you, then just tell me,'cause that's the last thing that I want.