Harp traduction Anglais
1,107 traduction parallèle
Enflasyonun büyük bir sorun olacağını düşünmüş olabilirsiniz. Çünkü çoğu ülkede, özellikle harp eden ülkelerde, bu büyük bir sorundur. Fakat biz erken davranarak her şeyi karneye bağladık.
The inflation could be thought that it would be the main problem, therefore it was what it happened in the majority of the countries, in the majority of the wars, but we mobilize ourselves very early, we establish a rationing e, although some few complaints,
İcadınızla, düşmanların harp planları altüst olacaktır.
With your invention, we really lead the pack
Yerin altındayken okursun artık yukarıda okumak en zorudur.
You'll be down on earth reading'em. While I'm up there playing on a harp.
Ona şükredin bir arp ile.
Praise Him on a harp.
Ama çok fazla didiklersek sevgi soluksuz kalır.
If we harp on, love will vanish.
Harp malülleri vardı.
There were invalids.
Önceki gece Moskova'da Molotov sonunda Japon elçisini kabûl etmiş ve ona açık açık, Rusya'nın Japonya'ya harp ilân etmek üzere olduğunu söylemişti.
In the previous night, in Moscow, Molotov receives finally the Japanese ambassador e said that Russia to it it went to declare war to Japan.
Tatsız meselelerin üzerinde durmak istemem... ama eğer yakalanırsa ona neler olacağını siz de biliyorsunuz.
I don't want to harp on unpleasant matters but you do know what can happen to him if he's taken.
Papağan gibi tekrar etmek zorunda mıydın? " Ben Ippolit değilim!
Did you have to harp on like a parrot :
Harp Okulunda geçen 3 yılın ardından Majestelerinin Ordusu'na katılacak.
3 years of military Academy, and he enters His Majesty'a Army.
Babanızı tanıyorum, harp okulunda beraberdik.
I know your father, we were together in the academy.
Harp-Tony handa.
Harp-Tony is in the inn.
Ludmilla'nın ölüsü efendinin ofisinde yatıyor. ... ve Toni arpıyla şarkılarını birbiri ardına çalıyor.
Ludmilla lies dead in the master's office and Toni plays her one song after another on his harp.
Bana göre, en iyi harp sanatçılarından biriydi. Alet armonikaya benziyordu. Blues armonikası gibi.
Dupã mine, e cel mai mare cântãret la muzicuta diatonicã e ca o muzicutã,... cântãret de blues la muzicutã, un blues cântat cum niciodatã n-am mai auzit.
Bu semer fokları buz üstünde savunmasız durumdadır.
These harp seals are very vulnerable out here on the ice.
" Bırak komşuları için harp etsin
" Let him combat for that of his neighbors
Sizler bize iyi davranan tek kisilerdiniz. Bize Elmore James melodileri söyleyip, harplar caldiniz.
You're the only one that was ever good to us... singing Elmore James tunes and blowing the harp for us down here.
Tanıdığım bir polis memuru bir Harp Akademisi mezunu, birkaç savaş pilotu var. Hepsi de epeyce çabaladı.
I know a Police cop, a West Pointer a couple of fighter pilots, uh, they all... you know, most of them tried real hard.
Bütün hayatım harp okullarında geçti.
See, I've spent my whole life in military academies.
Sonra harp okuluna dönmek zorundaydım.
Then I had to go back to the military academy.
Sanırım bir arptı.
I think it was a harp.
Debussy'den çaldım, bir ravioli reklamı için. Harikaydı.
Harp melodies by Debussy over a cup of Ravioli!
Buradaki harp ataşeliğimizden temsilci.
The representative of our naval attache here.
" Kadınlar sıcak bölgelerden dönen öfkeli harp malullerine...
" Women nurse these fierce invalids returned...
"Bu kadınlar trompet veya arp de çalabiliyorlarsa..." "... ve bir ormanda çalışabileceksem, gelirim. "
"And if these women could play the trumpet or the harp... and if I could work in a forest, I'd come."
"Tamamı trompet veya arp çalmasalar da, hepsi birer enstrüman çalabiliyorlar."
" They don't all play the trumpet or the harp, but they all play a musical instrument.
- Hayır, sen hep kaliteli bir ısrarcı oldun.
No, you know, you always were a harp with class.
Haklısın, peki harpım?
You are right. And my harps?
Evinde harpımı koyacak yer yok ki.
She has no space for them.
Washington'da harp divanında.
He's in Washington in war plans.
Harp Divanı, müthiş!
War plans, gracious!
General Fitzgerald ve General Anderson ile konuştum, onlara seni, harp divanından tanıdığımı ve senin iyi biri olduğunu söyledim.
However, I've talked to General Fitzgerald and General Anderson, and I told them that I knew you from war plans and that you're a good man.
Bahaneleri de güya kamusal hizmet ; özel harp dairesi ; yetiştirdiği ve... çevresinde duran haydutları açıkça kayırıyor.
Who, under the guise of public service, settles private scores and openly favours the rogues he recruits
Tabii ki, harp sanatı bu kadar eğlenceli değildir.
But, of course, warfare isn't all fun. Right.
Tatsuo ve ben farkındayız, artık devir değişti bu yüzden Makioka ailesinin itibarı diye diretmeyeceğiz ancak bu olay farklı.
Tatsuo and I realize times have changed, so we won't harp on the Makioka family prestige, but this is different.
Konser "Nazik Dokunuşlar", solist :
Sonata for Harp played by. Baroness Sofonia Machado Calvoza.
- Bildiğim kadarıyla hayır, unutmadım.
- Not that I know of. - Why, my harp.
Arp, kitap, bir çift kanat.
Harp, hymnbook, pair of wings.
Bir arp, bir kitap ve kanatlar?
A harp, a hymnbook and wings?
Harpını çalmamın sakıncası var mı? Çalabilir miyim yakışıklı?
You don't mind if I pluck your harp, do you, handsome?
Bu muhteşem harpı almayı düşünür müsünüz hanımlar?
May I ask you ladies to perhaps consider this magnificent harp?
Harp mı?
A harp?
Basit bir harpı ne yapacağız? Dur!
What would we do with a simple harp?
Sana harp diyarı için gidiş bileti vereceğim! Artık şaka yok.
I'll give you a one-way ticket to Harp Land!
Divan-ı Harp kaderinizi açık bir oturumda belirleyecek.
The court-martial will decide your fate in an open hearing.
HARP.
HARP.
HARP D.B.A. Harcama-62'nin dosyalarına giremiyorum.
Why should the HARP D.B.A. Cost-62 be restricted?
Bilgisayar HARP projesinin masraflarını görmeme izin vermiyoru.
The computer is classifying cost overruns within the HARP database.
Hava Kuvvetleri HARP dosyalarını görene kadar HARP'ı değerlendiremez.
The Air Force cannot evaluate HARP until HARP flies.
HARP'ı ne zaman görmeyi umut edebiliriz.
When can we expect to see the HARP?
Herzaman HARP'tan sözediyor, adamımız Grove'i bir kaşıntı bastı.
Every time she mentions HARP, our man Grove begins to get an itch.