English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ H ] / Haşhaş

Haşhaş traduction Anglais

391 traduction parallèle
- başka sefere - akşam yemeğime tavaya haşhaş koyacağım General Lee benimle bunu başaracak
Well, it was the time I put my dinner on a skillet lid and taken it to General Lee with my own hands.
elime tavayla haşhaşın nasıl geldiğini hatırlamıyorum Lee'nin üzengisi üstüme doğru geliyordu
I don't remember how come that skillet lid in my hand but there was me at Lee's stirrup, offering it up.
Bana nargile, haşhaş ve Güzel Mama'nın göbeğini getirin.
Bring me hookah, hashish and the navel of La Belle Abbesse.
Bu haşhaş kimse için değil.
Man, this popping is for no one, man.
İşte haşhaş bu.
That's what this popping is.
Haşhaş tohumundan daha büyük değil.
He's no bigger than a poppy seed.
Şu haşhaş tohumunun, kavun kadar olmadığına eminmisin?
That poppy seed, you sure it wasn't a watermelon?
Fas haşhaşını bana tanıtanın sen olduğunu unutma.
Yes, Franz AIbertzart. - Are you through? Have you finished?
Haşhaş tohumu, çayı sizin için zor olan geceyi atlatmanıza yardım edecek hafif teskin edici bir içecek haline getirir.
Poppy seed makes a mild sedative drink..... that helps you get through nights that are hard for you to get through.
Lütfen Bay Shannon, haşhaş tohumu çayını için.
Please, Mr Shannon, drink this poppy seed tea.
Bingazi'nin çevresini dolaştığı için sersemlemiş olmalı... O çirkin adamla, çirkin... KickapooJoyJuice'yla kafayı bulmuş uş olmalı... belkide haşhaş almıştır
He's staggerin'around benghazi, you know... with this ugly, ugly broad... boxed out ofhis mind... on KickapooJoyJuice or hashish or something.
Öyle sanıyorum ki, Yunanlılar, "nepenthe" nin, uyuşturucunun... neden olduğu bir ruh durumu olduğunu düşünüyorlardı, muhtemelen haşhaşın.
The Greeks, I think, thought of nepenthe as a state of mind induced by drugs, probably hashish.
Özgürlük, silah ticareti, afyon, haşhaş, kif.
Freedom, arms dealing, opium, hashish, kiff.
Çok sinirlendi. Haşhaş bulursa bize hiç vermeyecekmiş.
So she gets uptight, breaks out some hash and won't give us any.
Haşhaş.
Hash.
" Yaşlı adam İran'da Hassan-i Sabbah diye biliniyordu ve adamlarına da Haşhaşiyûn - haşhaş içenler - diyorlardı.
" The old man was called, in the language of Persia Hassan-i-Sabbah. And his people were called the Hashishin.
Türkiye'de haşhaş yetiştirdiği tarlaları varmış.
He has fields in Turkey, where they grow poppy.
Haşhaş. Okulda bir adamdan aldım.
I got it from a guy at school.
Haşhaş gibi uyuşturuculara da meraklıydılar.
They were also into hash and other drugs.
Haşhaş?
Hash?
Ona bakarsan, haşhaş ta çok güzel bir çiçek
I've heard that poppy is a pretty flower too.
- Haşhaş, çoğu yabancı gibi.
- Hashish, like most foreigners.
Li Hanım hamileydi, ama ayrıca, sadece hindistandan gelen haşhaş ile tedavi edilen nadir bir hastalığı var.
Mrs. Li was pregnant, but she has a special disease, which can... only be cured by the poppy from India
Ama haşhaş taciri senin kelleni istedi eski dostumuzun tek oğlunu kurtarmak için...
But the poppy seller asked for your life Save the only son of an old friend...
Söyle bana... Hindistandan gelen bu haşhaşı nereden satın alabilirim?
T ell me... where can I buy the poppy from India?
- Haşhaş.
- Poppy.
Haşhaşın çok pahallı olduğunu bilirim.
I know the poppy is very expensive.
Haşhaş
Hashish
Haşhaş ayrıca yanında, çünkü önceden ne kadar aldığını bilemedim. Ne bu, sos mu?
Here's the hash on the side cos I didn't know how much you took.
Bundan sonra çiftliğimde eroyin ya da haşhaş büyütmeye izin vermem.
After this, no opium poppy will be grown... "
- Haşhaş?
- Hashish?
Getirin bir tutam, Çekeyim haşhaş anam
Get me a fix to stone me and some hash to make a smoke
Konuşuyorum be ona, oda çatlıyor gülmekten bana sallanıyor hep getirin bir tutam çekeyim haşhaş anam
There's no reasoning between us All she does is burst in laughter all she does is move her body Get me a fix to stone me and some hash to make a smoke
Haşhaşı bilir misin?
Do you know the poppy well?
Haşhaş?
Hashish?
- Haşhaş mı?
Hashish?
İki kartal kemerindeki şu haşhaş.
Two Eagles, that hemp on your belt.
Eski bir haşhaş lab. benziyor.
Looks like an old opium lab.
Sana öğreteceğim... benim haşhaşımla oyun olmaz.
I'm gonna teach you never never to fuck with my opium.
Orta Amerika'dan gelen haşhaş parasıyla mı alınmış?
Was that bought with opium money from the triangle?
Haşhaş içmeyen bir adamın cesareti yoktur.
A man who doesn't smoke hash is like a man without balls.
Polis bir çanta dolusu, 15er gramlık haşhaş poşetleri bulmuş.
" The police took away a bag containing 15 grams of cannabis resin.
Sizde çantada eroin olduğuna inanıyorsunuz çünkü çantada haşhaş da var.
You all believe heroin was in the bag because cannabis resin was in the bag.
Cebindeki haşhaşı.
The hash in the pocket...
Hey, dikenli haşhaş!
Hey, Chico!
Bu haşhaş yapraklarını nerden buldun?
Where did you get these poppy leaves?
Demek Riki haşhaş olayını öğrendi ha!
Ricky knows about the poppies?
Haşhaşı sıkarsın, suyunu kurutursun ve ahanda sana afyon... gençleri mi zehirliyonuz hı? Pis zehir tacirleri!
Squeeze the juice from the poppy, dry it and you get opium... which claims so many innocent lives!
Haşhaşı attım mı ağzıma herşeyi taşırım.
I still have to show everyone the opium.
Çok hashas birşey.
It's a very kind thing.
Haşhaş tohumu çayı.
It's poppy seed tea.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]