Headline traduction Anglais
975 traduction parallèle
Sanırım yarınki gazetelerin ön sayfalarında yerimizi ayırttık.
On tomorrow's sports news page, it's going to be our headline.
Ne manşet olur ama : "Astor Oteli'nde Kızıl Derililerin Büyü Töreni."
But what a headline : "Redskin Powwow at the Hotel Astor."
Sen benim için alt tarafı bir manşetsin.
You're just a headline to me.
Manşet mi?
A headline?
- Gazete manşetini gördüm de.
- I just saw the headline.
- Manşet için ne kullanacağız?
What? - What'll we use for a headline?
Allenbury hikayesi için deneme manşeti böyle.
Here's the headline proof on the Allenbury yarn.
Bill'in dediği gibi, isimlerimiz gazetene malzeme olacaktı. Seni manşet avcısı.
As Bill says, and have you smear our names all over your paper... you headline hunter.
Başlığa bak.
That's the headline.
Manşet haberi öyle mi?
Headline news, eh?
Başlıklar değişecek.
This will call for a headline change.
Bay Carter, Chronicle'da üç sütuna başlık atmışlar.
Mr. Carter, here is a three column headline in the Chronicle.
Neden Inquirer'ın üç sütunluk başlığı yok?
Why hasn't the Inquirer a three column headline?
Bay Carter, eğer başlık büyük olursa haber de büyük olur.
Mr. Carter, if the headline is big enough, it makes the news big enough.
Seçimden önceki günkü gazete başlıklarını biliyor musunuz?
You know what the headline was the day before the election?
Manşeti okusana "Nazi U-Gemisi —"
Tell him the headline reads "Nazi U-boat —"
"Nazi U-Gemisi Hudson Körfezi'nde batırıldı." Bu haber başlığı.
"Nazi U-boat sunk in Hudson Bay." That's the headline.
Şimdiden 4 sütunluk başlık ayarlayın.
Set up a 4 column headline right now
- Manşet ne olacak patron?
- What's the headline, Chief?
Eğer doğru anladıysam başlık bu olacak.
and if I get it that'll be the headline
Evet, gazetede okumuştum.
Yeah, I read a headline.
Bay Holmes olmasaydı, O başIık benim hakkımda atıImış olabilirdi.
If it hadn't been for Mr. Holmes that headline might have been about me.
Geronimo'yu yakalarsak, manşet olarak o yeter.
If we catch Geronimo, that will be headline enough.
Gazete manşetlerine çıkan her vakada.
Every time there's a headline case.
Manşetler ne durumda evlat?
How's the headline, kid?
Burada pirinç topluluğu, bağrışan bir kalabalık topluluk ya da bir manşet için gürültü koparan gazeteciler yok.
There's no brass band here, no cheering crowds, no newspaper men clamouring for a headline.
Ancak Doktor Hendron gibi bir adamın, böylesine bir geçmişi bulunan adamın bu manşet avı gösterisine katılabileceğini hiç ummazdım!
But I did not expect a man of Dr Hendron's background to join this headline-hunting parade.
İyi gişe yapacak birini bulursan sezonu bir kaç hafta daha uzatmayı onaylayabilirim.
I might vote a few weeks more if we had a bigger headline.
Onunla son çalıştığımda burada baş artist bendim.
Last time I worked for Postant, I was the headline here.
Belki de manşetler seni yazar.
This can be your headline.
- Manşetlerde güzel dururdu, değil mi?
- Look pretty on a banner headline, wouldn't it?
Manşetlerde neler var?
What's the headline?
Gerçek başlık.
The real headline.
Dinleseydiniz manşet atardınız!
You could have a headline if you'd listen!
Evet, başlık falan.
Yeah, headline stuff.
Şimdiden başlıkları görebiliyorum,
I can just see the headline now,
- Müthiş bir manşet olur.
- Would make a good headline.
Kabul edelim ki, onun için bir manşetim.
- To him I'm a headline.
Sen bu işe ne onun manşetleri için ne benim davam için belki onların çocukları için bile girmedin.
You didn't get into it because of his headline or my cause, or maybe even because of their kids.
İyi başlık.
Good headline.
Doktor Geuter, gazete başlığını hatırladınız mı?
Dr Geuter, do you recognise that headline?
"Dünya Denizaltılarına Seaview'ün Füzeyi Ateşlemesini Engellemeleri Emredildi".
The headline reads : "World Subs Ordered to Stop Seaview from Firing Missile."
Kesinlikle baş sayfada, manşette çıkmaz. - Ama aynı şeyi ben yapınca...
They certainly don't turn it into headline news on the front page!
"Kafeteryada fısıldanan bir sır gazete başlığı kadar gizlidir."
"A secret whispered in a coffeehouse is as confidential as a headline."
İyi bir başlık değil mi?
Isn't that a good headline?
Adım bir manşete değer!
My name is worth a headline!
- Elinde kanıtın yok. Şu başlığa bak :
There's no proof, besides I don't like the headline :
Önce masanın etrafına yerleşeceğiz sonra küçük bir flaş patlayacak ve resimlerim gazetenizin birinci sayfasında şu başlıkla yayınlanacak :
I know what'll happen. I'll suddenly see a flash, then my picture's on Page 1 tomorrow with the headline :
" artık görmez olduk ekmek için kuyruk, bugün
" We never see a headline, about a bread line, today
Başlık bana ait. RINALDI ÇETELERİN HEDEFİNDE
It's me who came up with this headline
Şampiyon Charlie Brown. Güzel bir yüzüğü oldu. Manşete büyük puntolarla yazılabilecek bir şey başardı.
champion Charlie Brown that has a lovely ring something to make a 4-column headline something the kids can sing champion Charlie Brown, inspired setting the whole wide world on fire fly all the kites break out the confetti cause all the bells to sound