Headmaster traduction Anglais
820 traduction parallèle
Müdür burada.
The Headmaster is here
Doğal olarak ondan şüphelendiler ve Theodore'u okuldan kovdular.
Naturally, the headmaster suspected him and Theodore was expelled.
Müdürle konuşacağım.
I'll speak to the headmaster.
Sessiz olun!
Shh! The headmaster.
Müdür buradaydı.
The headmaster was here.
Okul müdürü bunu bana verdi.
The headmaster gave it to me.
Arboal Okulu'nun Müdüründen.
From the headmaster of Arboal School
Bu mektup Miles'ın okul müdüründen geldi.
This is from Miles's headmaster.
West Hill Akademisi'nin müdürüyle görüştüm.
I spoke to the headmaster at West Hill Academy.
Müdür o, ve kutulamaya oldukça meraklı.
He's the headmaster, over-fond of caning.
Şimdi üstad sensin.
You're the headmaster now.
- Efendim
- Headmaster. - Mr Tracy!
Müdür onu bütün okullardan attırdı.
The headmaster had him expelled.
Hatırlatırım, sizin müdürünüzüm ve bana itaat etmelisiniz.
I'm your headmaster! You must obey me!
Yöneticisi benim bir arkadaşımdır.
Headmaster is a friend of mine.
Öyle sanıyoruz ki, buna bağlı olarak söz konusu sunum, daha fazla yapılmış olan... mali hesap hataları için, yalnızca bir başlangıç teşkil... etmektedir ki ; bu da, okul müdürünün utancını katlaması demek oluyor.
We can presume therefore that the present figure is merely a prelude to further fiscal miscalculations, and continued embarrassment to the headmaster.
San Simeon'daki müdürlük görevimden istifa ettiğimi... sizlere açıklamakla birlikte, hayatımın bu anlamlı ve uzun döneminin sona erdiğini görmek, kalbimi kederle doldurdu.
In announcing to you my resignation as headmaster of San Simeon, I'm filled with sadness to contemplate the end of a long and significant period of my life.
Başkan ve Freken babamla konuştular.
The headmaster and Freken spoke to my father.
Sizin zamanınızda müdür kimdi Sör Harold?
Who was headmaster in your day Sir Harold?
Müdür mü?
Headmaster?
Seni pestile çevirmeden yarın bunu müdüre bildir.
Report it to the headmaster tomorrow before they beat you to a pulp.
Okul müdürü, daha sonra sizinle görüşmek istiyor.
Uh, the headmaster would like to see you later.
- Tabii, tabii ki yok, Müdür bey.
Yes, of course, Headmaster.
- Müdür Bey...
- Headmaster -
Müdür Bey, pazartesi günleri Tiyatro Topluluğunun dersi için sizin sınıfınızı kullanabilir miyim?
Headmaster, may the Dramatic Society use your study for their Monday readings?
- Besteci Buxtehude'e aitti, Müdür Bey.
- Buxtehude, Headmaster.
Okul pek çok şeyin simgesidir. İlmin, devlete hizmetin bir parçası olmanın televizyonlardaki ve eğlence dünyasındaki yüksek standardın İngiltere'nin savaşlarında yapılan büyük fedakarlıkların...
[Headmaster] College is a symbol of many things - scholarship, integrity in public office... high standards in the television and entertainment worlds... huge sacrifice in Britain's wars.
- Müdür?
- The headmaster?
Müdür bu dayak işinden pek hoşlanmıyor.
The headmaster doesn't like too much thrashing.
Teşekkürler Müdür bey.
[General Denson] Thank you, Headmaster.
Durun! Durun!
[Headmaster] Stop!
Evet, müdür ile görüşmek üzere çağırıldım.
Yes, I was called in to see the headmaster
Bir keresinde müdür odasındayken müdür uzun bir av bıçağı gösterdi.
Once in the headmaster's office he took out this very long hunting knife
- Müdürün odasına.
- Headmaster's study.
Sağ olun sayın müdür.
Thank you, Headmaster.
Özür dilerim. Plato'yla güreşiyordum.
Sorry, I'm late, Headmaster
Alo! Müdür sekreteriyim ; yardımcı olabilir miyim?
Hello, headmaster's secretary ; can I help you?
Yoldaş müdür seni görmek istiyor.
The Comrade headmaster wants to see you
Ekip başı, okul müdürü ve 29 yaşında üç çocuk anası Bert Tagg.
The leader of the expedition is 29-year-old bert tagg A local headmaster and mother of three.
Ben Porton Okulu'nun müdürüyüm.
Headmaster, Porton School.
Müdürünüz sizi okuldan atmakta haklı mıydı?
Was your headmaster correct to expel you from school?
- Müdür bey, ısrarınız karşısında...
If you insist, headmaster...
İyi akşamlar, sayın müdür!
Good evening, headmaster.
Munch'un erkek kardeşi Peter Andreas, Johanne Kinck 22 yaşındaki, okul müdürünün kızıyla evleniyor bu kız için ; on ikisindeki bir kızın aklına sahip diyorlardı.
Munch's younger brother Peter Andreas marries Johanne Kinck age 22, daughter of a headmaster with, it is said, the mental age of a girl of 12,
Müdürün ailesiyle iyi vakit geçireceksin.
Anyway, you'll be with the Headmaster's family.
Bunları, Noel'de sana vermesi için müdüre teslim edeceğim.
I'll give them to the headmaster. He'll give them to you for Christmas.
Müdür sizi birbirinizin üstünde görse ne der?
What do you think the headmaster would say... if he saw you guys all over each other like that?
Herhalde satmadan önce patronuna sorması gerekiyor.
I think she's supposed to talk to the headmaster... before giving us any.
Müdür geldi az önce ve yatağa girmenizi söyledi.
The headmaster was just here and says you should go to bed.
Müdür bir partiden söz etti.
The headmaster mentioned something about a party.
- Müdürüm.
- Headmaster.