Hedef traduction Anglais
12,633 traduction parallèle
bilerek isteyerek beni hedef tahtası haline getiriyorsun.
to save your own without compunction.
niye burda olduğunuzu unutmayın, bunun gibi kitleleri hedef alan olaylar olacaktır ve kısa bir süre sonra hepiniz bununla, ilgili birşeyler yapabilecek duruma geleceksiniz.
Remember why you're here, because though the horrible reality exists that there will be another mass shooting, soon all of you will be able to do something about it.
Dışarda hala bir terörist var, Hannah, Senatörü hedef alan bir oyunun parçası olmam için beni zorluyor.
There's still a terrorist out there, Hannah, who's been forcing me to carry out a plot that seems to be targeting the Senator.
Silahlı hedef doğu camına yaklaşıyor.
Armed target approaching east window.
Hedef görüldü.
We have eyes on the target.
Bu saldırıda da hedef Akira Kamazari 8 kişiden biriymiş, tanınmaz hale gelmiş.
In this case, the target, Akira Kamazari, was one of the eight... burned beyond recognition.
Uygun bir hedef görürsem eğer.
If I see a suitable target.
Tetikçi ağı her an her yerde herkesi öldürebileceğini kanıtladı, şimdi de Garcia'yı hedef aldıklarından hiçbir ipucunu kaybedemeyiz.
The network has proven that they can kill anyone, anywhere, anytime, and now that they've targeted Garcia, we can't afford to lose another lead.
Ona açığa çıkmaya değecek bir hedef sunmalıyız.
We have to give her a target worth coming out of hiding for.
Yani kadın hedef değil.
So you don't think she's a target.
Ve tabii kolay bir hedef de.
And an easy target.
Yanıldık, hedef Robin değil.
We were wrong, Robin's not the target.
Hedef Justin.
Justin Faysal is the target.
Bunları bir hedef olarak kabul ediyorum.
I just got this stuff at Target.
Ve NZT'nin etkisindeki biri neden Senatör Morra'yı hedef alıyor?
And why would someone on NZT be targeting Senator Morra?
Hep yalnızmış, okulda hep bulaşmışlar. Englander da zamanında onunla eğlenen tipte çocukları hedef aldığını anlamış.
He was always a loner, got picked on a lot in school, so Englander figured out that he was targeting the kinds of guys who made fun of him.
Oğlu belki de bu yüzden hedef alınmıştır.
Maybe that's why the boy was targeted.
Şimdi... Tanner neden eski ekibini hedef alıyor?
So... why is Tanner targeting his old team?
O araba, onu hedef almış.
That car targeted her.
Yani, neden birilerinin onları hedef alacağını anlayamadım.
I mean, I couldn't figure out why anyone would target them.
à ünkü bu daha kolay bir hedef.
Because it's an easier target.
Benim bir hedef olduğumu mu düşünüyorsunuz?
You think I'm a target?
- Benim bir hedef olabileceğimi düşünmüyor musun?
- You don't think I might be a target?
Ben hedef değilim.
I'm not a target.
Bu da demektir ki sonraki hedef o.
That means she's next.
Cellat onları hedef aldı.
The executioner targeted them.
Bakın, Ariel'ı kim kaçırdıysa sıradaki hedef o.
Look, whoever took ariel is a target now.
- Bilgimin doğru olduğunu varsayarsak Sarah'ın neden hedef olabileceğine dair bir şey düşünebiliyor musun?
Well, assuming my information is correct, can you think of any reason why Sarah would be a target?
Hedef sen olabilirsin.
You could be the target.
- Hedef silahla öldürülmeli.
- Target has to be shot.
Kalabalıktan birini hedef almıyorsa tabii.
Unless his target is somebody in the crowd.
Cabal tarafından hedef tahtasına konulan Elizabeth Keen'i temize çıkarmak ve Yönetici'yi parçalarına ayırmak.
To exonerate elizabeth kn by targeting the cabal, And, in particular, the director.
- Hedef kim?
Who's the target?
Yani hedef gösterebilirim.
It means I can take aim.
O bir hedef.
She's a target.
O bir hedef demek.
Oh, she's a target.
Gece gündüz cehennem mahlûkları üstümüze geliyor ama hedef olan senin patronun.
We got hell's prisoners coming at us day and night, but your boss, your boss is the target.
Ne zamandan beri normal, her zaman ki siviller hedef haline geldi?
Since when did normal, everyday citizens become targets?
Yukarıya hedef al.
Aim high.
Tasha ve çocukları hedef tahtası olarak kullanabilir.
He can make Tasha and the kids fucking target practice.
Şu andan itibaren müşterilerimizi hedef alan şirket Daniel Hardman tarafından temsil edilmiyor.
As of now, the company that's been targeting our clients is no longer represented by Daniel Hardman.
Ben geçince seni hedef almayı bırakacaklar, ve tüm bunlar bitene kadar rahat olacağız.
I step in, target's off your back, and we're fine till this all blows over.
Başlarına hedef al.
Battery snaps out, in, like so.
-... nişanlımı da hedef alıyor.
She's coming after my fiancée.
Dava düşürmek seni hedef tahtası yapmaz.
Throwing a case doesn't put a target on your back.
Eğer hedef tahtası olmamamı gerçekten isteseydin Mike'ın durumunu baştan bana söylemezdin.
If you really wanted to keep a target off my back, you never would've told me about Mike in the first place.
Sende biliyorsun ki, yıllar boyunca arkadaşlarımın beni neden hedef aldığını bir türlü çözemedim.
You know, for years, I couldn't figure out why my colleagues were being targeted.
Dosyalar bize onunda dediği gibi arkadaşları tarafından hedef alındığını gösteriyor.
The cases you've given us, he said that you've been targeting his colleagues.
Neden o hedef alındı ki?
Why would she be a target?
Hedef lobiye ulaştı mı?
Has the target cleared the lobby?
- Hedef kim?
- Who's the target?