English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ H ] / Hein

Hein traduction Anglais

148 traduction parallèle
Müzikten pek anlamam ama Hein'in bir usta olduğunu söylüyor herkes.
I don't know anything about music but everybody tells me Heini is a master.
Hein? Seni arkadaşım Ernst ile tanıştırmak istiyorum.
Heini, I want you to meet my friend, Ernst.
Hein? Dikkat et şuna!
Heini, careful with that!
Çılgın herif şu Hein.
Mad fellow that Heini.
- Hein?
- Heini!
Size llfracombe ve Barnstaple paftası gerek.
You want the Ilfracombe - and Barnstaple section. Ah, Hein...
Ama bizimle sadece bir gözlemcisin, tamam mı?
But you come only with us to observe, hein?
Miletto'yu yukarı gönder, olur mu?
- Send Miletto up too, will you? - Hein?
Birazda Marsilya'yı görürsün, ne dersin?
And maybe see a little of Marseilles too, hein?
Hein'i pis şeyler yaparken gördüm.
I saw Hein doing filthy things.
Çok fazla şüpheli de kalmadı, değil mi?
Not too many suspects left, either, hein?
Kabul salonunda.
In the hall, hein?
Bunu neden yaptı peki?
Why did he do that, hein?
Peki Bay Benedict Farley, bu iki çok farklı mektup arasındaki farkı neden anlamadı?
So, why did M. Benedict Farley not realize the difference between two totally dissimilar letters, hein?
Bu turta kralı, evini terk etmeden çalışanlarını nasıl gözlüyordu, ha?
How can this king of pies observe his workers without ever leaving this house, hein?
Birincisi asla mide bulandıran kıymalı böreklerden yapmamam gerekiyor.
The first - - that I should never make the detestable pork pies, hein?
Siz daha çocuk sayılırsınız.
I forget you are but a child, hein?
Düşüncesizlik ettim.
I was most maladroit, hein?
Ama bilmenizi istiyorum ki emin ellerdesiniz. Gece gündüz etrafınızda insanlar olacak.
But now I want to know that you are in safe hands, hein, with people around you day and night.
Madam Rice'ın Mösyö Lazarus'un zenginliğini gözümüze sokması, pek hoş bir davranış oldu.
Now, it is all very well and very pretty for Mme. Rice to force the richness of M. Lazarus down our throats, hein?
Daha fazla konuşmayalım.
We will say no more, hein?
Whitcomb Kadın Enstitüsü, Poirot'u neden ilgilendirsin ki?
Of what interest is it to Poirot, the Whitcomb Institution for Women, hein?
Birini kaybetmek çok kolay, değil mi?
It is very easy to lose a person, hein?
( Polise gitmem gerek. Çok önemli. ) Très vite, hein?
Très vite.
? ) Qu'est-ce que vous dites, hein?
Qu'est-ce que vous dites, ah?
- Öyle konuşma.
Ferme to guele, hein!
Die teil chi hein blatter!
Die tell chi hein blatter!
Tu tannenbaum die teil chi hein blatter!
Tu tannenbaum die tell chi hein blatter!
Adı Hein, aramızda kalsın, neresini ellesen taş gibi!
His name's Hein and let me tell you he's all muscle!
- Neden Hein?
- Why Hein?
Hem Hein bir harika.
And Hein is great.
Hein! Buraya gelsene!
Yes, come here!
Selam Hein.
Hi, Hein.
- Hayır. Hein da tam...
Hein was about to....
- Hein, sen gitmek...
- No, you wanted....
- Hein, kalabilirsin.
- Hein, you can stay.
- Evet Hein...
- Yes, Hein.
Hein, seni psikopat serseri!
Hein, you psychopathic asshole!
Hein sana 3 ünite enjekte etti.
Hein has injected you with 3 units.
Ama Hein...
But Hein....
Hein tam anlamıyla...
Hein was actually....
General Hein, sakin olun.
General Hein, calm down.
General Hein'ın komutası mı?
Under General Hein?
Bariyer nasıl delindi General?
What caused the barrier to fail, General Hein?
General Hein, ateşi hemen kesin.
General Hein, You must cease fire immediately.
Dinlemek zorundasınız.
General Hein, you have to listen.
Bir dakikalığına...
JUST FOR A MINUTE, HEIN? [Inaudible whisper]
Hein...
Reginald
Hayır, dostum.
Le crime passionnel, hein?
Daha güvenli, değil mi?
One ensures, hein?
Yeter artık Hein.
Leave that alone.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]