Helene traduction Anglais
684 traduction parallèle
Biraz kahkaha atıp Güzel Helene ile heyecanlanmak istemez misin?
Don't you want to laugh and thrill with La Belle Helene?
Ve şimdi, Güzel Helene!
And now, La Belle Helene!
Güzel Helene!
La Belle Helene!
Başka bir zaman, Park Avenue'da Helen'den gelirken..... köpeğini tasmasıyla gezdiren bir kadına çarptım.
Another time, coming out of Helene's on Park Avenue I ran into a woman with her dog on a leash.
Helene.
Helene.
İzin ver seni düzelteyim, Helene.
Let me correct you, Helene.
- Dans etmek ister misin Helene?
- Want to dance, Helene?
Helene, seninle gönül eğlendiren bir adam için kendini feda ediyorsun.
Hélène, you have sacrificed everything for a man who no longer loves you.
Helene...
Hélène!
Harika bir kadınsın, Helene.
Hélène, you're wonderful.
Helene, insanın aklını başından alacak kadar güzelsin.
Hélène, you're beautiful. You're stunning.
İyi geceler Helene.
Good night, Hélène.
Benim, Helene.
Yes, ma'am, it's me.
Helene!
Hélène!
Bazen Tanrı seni fakirlikle kutsayabiliyor Helene.
May God keep you from poverty, Hélène.
- Helene çok mutlu olmuş.
- Hélène is happy.
Helene'i yakın zamanda gördünüz mü?
Will you see her soon?
Helene, o harika bir kız.
Hélène, that girl is wonderful.
Helene, anlamıyorsun.
Hélène, you don't understand.
Niçin Helene'i zor durumda bıraktın?
Why embarrass Hélène like that?
Ne Helene'i ne de onu bir daha görmek istemiyorum.
I never want to see Hélène or him again.
- Helene'den ve herkesten.
- From Hélène and everybody.
Helene sana her şeyi söyledi, artık her şeyi biliyorsun.
Hélène has told you everything, and now that you know -
O Helene Carter'dı.
That was Helene Carter.
Helene?
Helene?
Nasılsın Helene, hayatım?
How are you, Helene dear?
Dur bir dakika Helene.
Oh, now look, Helene.
Helene!
Helene!
- Helene ciddi -
- Helene lives...
Helene presi kullanmayı bilmez ki.
She didn * t know how to operate the press.
Helene hep çok nazikti.
Helene was always so gentle.
- Helene mi?
- Did Helene...?
Helene ona söylemiş.
Helene told him, so I came.
- Helene kocasını asla öldüremez.
- Helene could never have killed her husband.
- Helene, yapabileceğim bir şey -
- Helene, if there * s anything I can do...
Helene, neler oluyor?
Helene, what * s going on?
Eğer öyleyse neden Helene onu öldürdüğünü söyledi?
If he did, why does she say she killed him?
Helene ve Andre yaşamın kutsallığına inanırlardı.
Helene and Andre believed in the sacredness of life.
Helene kimseden nefret edemez.
Helene couldn * t hate anyone.
Ne oldu, Héléne?
What's the matter, Héléne?
Helene bizi akşam yemeğine davet etti.
We're invited to Hélène's.
İyi akşamlar Helene.
Good evening, Hélène.
Bu güzel sürprizi Helene'e söyleyelim.
It's a surprise.
- Prenses Elena.
- Princess Hélene.
Kuzenini öp, Elena yeniden doğdu.
Kiss your cousin, Hélene, he has been reborn.
Bu yüzden, Prens Vasili ve Elena'yla gittin.
That's why you went with Prince Vasili and Hélene.
Elena taşrayı çok seviyor.
Hélene loves the country.
Kuzenim, Prenses Elena.
My cousin, Princess Hélene.
Değerini daha çok anlayamam Elena.
I couldn't appreciate you more, Hélene.
Elena suçluydu, Dolokov değil.
Hélene was guilty, not Dolokhov.
Elena'nın St. Petersburg'da öldüğünü duymamışsındır.
You probably haven't heard that Hélene died in St. Petersburg.