Her şeyin bir zamanı var traduction Anglais
86 traduction parallèle
Her şeyin bir zamanı var, Pépel.
All in good time, Pépel.
Hava böyle devam ederse bu hafta bir iş daha yapalım mı? Her şeyin bir zamanı var.
This week if the wind breath yet?
- Her şeyin bir zamanı var.
- There's a time for everything
Hayatım, her şeyin bir zamanı var.
Well, my dear, all in good time.
Her şeyin bir zamanı var devrimlerin bile!
There is a time for everything, even revolutions!
- Her şeyin bir zamanı var, efendim.
- All in good time, my lord.
Her şeyin bir zamanı var.
There's a time and a place for everything.
Her şeyin bir zamanı var, Charlie.
- All in good time, Charlie. It's only 6 : 45.
Her şeyin bir zamanı var.
What must be done is being done.
Bu vazife bana düşer. - Her şeyin bir zamanı var.
It's the winter that worries me.
Her şeyin bir zamanı var.
One thing at a time.
Her şeyin bir zamanı var.
All in good time.
- Her şeyin bir zamanı var.
- All in good time.
Her şeyin bir zamanı var.
All in due time.
Her şeyin bir zamanı var.
A thing of every time.
Her şeyin bir zamanı var... göklerin altında her amacın bir zamanı var.
To every thing there is a season... a time to every purpose under heaven.
- Her şeyin bir zamanı var.
- Yes, well, all in good time.
Her şeyin bir zamanı var, kaptan.
All in good time, captain.
Her şeyin bir zamanı var, büyükelçi.
One thing at a time, ambassador.
Unutmayın ki her şeyin bir zamanı var... Doğmak için bir zaman, ölmek için bir zaman.
Dharma, Greg... just remember that to everything there is a season... a time to be born, a time to die.
Her şeyin bir zamanı var, tatlım.
Everything has its day, dear.
- Her şeyin bir zamanı var.
- There's a time for everything.
Her şeyin bir zamanı var.
There's a time for everything.
Her şeyin bir zamanı var, aşkım.
All in good time, my love.
Her şeyin bir zamanı var demek ki.
Things had to happen in their own time. In their own time.
Ama "ara sıra". Sürekli değil. Çünkü her şeyin bir zamanı var.
We can, just not all the time, because there's a time for fun...
Ama her şeyin bir zamanı var. Anlaşıldı mı?
But there's a time for everything, everything!
- Çocuğu al ve git. - Her şeyin bir zamanı var.
- Take the boy and go.
Her şeyin bir zamanı var.
Right thing at the right time.
Her şeyin bir zamanı var, Mary.
All in good time, Mary.
Evet, her şeyin bir zamanı var, değil mi?
Wow, yeah, I mean, there's a time for everything, isn't there, you know?
Çok fazla anı var. Her şeyin bir zamanı vardır.
lots of memories.
Her şeyin bir yeri ve zamanı var.
Really, David, there's a time and place for everything.
Bugünlerde her şeyin bir çaresi var. Buna sevinmen lazım. - Seni ne zaman göreceğim?
So recently cured of love, and now you'll do anything to go mad again?
Affedersin Barry, her şeyin sırası var ve şu an uygun bir zaman değil.
I'm sorry, Barry, but just timing is everything, and this just isn't the time -
Güzel çünkü her şeyin bir yeri ve zamanı var ve şimdi iş yapma zamanı.
Well, good, because there's a time and place for everything and this is the time and place for business.
Her şeyin bir zamanı var.
It'll be over soon.
Her zaman söyleyecek bir şeyin var Figgsy.
Always got somethin to say, Figgsy.
Ne yazık ki, her şeyin bir zamanı ve mekânı var ve elbette, her şeyin de bir fiyatı var. Aramaktan çekinmeyin.
Unfortunately, there is a time and a place, and indeed, a price for everything, so feel free to call me.
Her şey için bir zaman var Ve her şeyin bir yeri
A time for everything And to everything its place
Ama her şeyin bir yeri, zamanı var.
There's a time and a place.
Her güzel şeyin bir zamanı var.
All good things in time.
Neye? Her şeyin bir yeri ve zamanı var.
There's a time and place for everything.
Ama her şeyin bir zamanı ve yeri var.
But there is a right time... a right place.
Sınırı geçtiğin zaman, her şeyin eridiği ve korkusuz hissettiğin bir an var.
When you cross over the edge, there's a moment when everything... just melts away, and you're fearless.
Tamam, bazı insanlar her şeyin bir komplo olduğunu düşünmek ister. ve eminim bu adam onlara gerçekten çekici geliyor, ama, Marco şu anda önümüzde çok iş var, ve bir 4400 yeteneği olabilecek bir şeye harcayacak zamanımız yok
Some people want to think everything is a conspiracy, and I'm sure that this guy is really appealing to them, but, Marco, we've got a lot of stuff on our plate, and we just don't have time to look into something
... gerçekte hiç de bir şeyin var olmadığını ve her şeyin uzay ve zaman içinde küçük döngülerden yapılı olduğunu söyleyen bir diğeri "kuantum döngüsü çekimi" olarak adlandırılır.
Another, called quantum loop gravity, suggests that nothing really exists at all and everything is ultimately made up of tiny loops in space and time themselves.
Bir saniyesi için bile pişmanlık duymuyorum, Carlton. Ama bana her şeyin boşa olduğunu anlatacaksan ve şimdi, sana en çok ihtiyacım olduğunda orada değilsen o zaman kimim var benim?
I'm not saying I regret a second of it, Carlton, but if you're gonna tell me it was all for nothing, and now when I need you the most you're not there, then who do I have?
Her şeyin belgelerle ispatı var ve bu konuda kısa zaman sonra kapsamlı bir hikaye yayınlayacağım
Everything can be documented and I will shortly publish the whole story.
Her şeyin bir yeri ve zamanı var Eli.
There's a time and place, Eli.
Her zıplamanın doruk noktasında bir an var, zamanın, kelimelerin, her şeyin dışında.
At the apex of each bounce there is a moment, outside of time, outside of words... Outside of everything.