Hermés traduction Anglais
519 traduction parallèle
Aferin, benim ayakları kanatlı Hermes'im.
Good, my wing-footed Hermes.
Hermes, Calypso'ya Ulysses'i azat etmesini ve onu denizler ötesine sürüklemesini buyur.
Hermes, command Calypso to release Ulysses, and to waft him over seas.
Şu alımlı, görkemli yüze bak bir. Mars'ın gözleri bu gözler, kükrerken savaşta. Çevik Hermes, haberci, böyle dururdu göklere yakın bir tepenin başında.
See what a grace was seated on this brow - an eye like Mars, to threaten and command, a stature like the herald Mercury new lighted on a heaven-kissing hill.
Bu kızla ilgilen Hermes.
Take care of this girl, Hermes.
- Adım Hermes.
- My name is Hermes
Görüyor musun Hermes?
See, Hermes?
Hermes, bu o.
Hermes, that's him.
Hermes de geldi.
Hermes also came
Senden merhamet diliyorum Hermes.
I ask you for mercy, Hermes
Teşekkür ederim Hermes
Thank you, Hermes
- Hermes...
- Hermes.
Hayır, bu heykel Tanrı Hermes'e ait diyordum.
No, I said the statue was the god Hermes.
Ah, evet.
- Hermes.
- Selam sana Hermes.
- Greetings, Hermes.
Buraya getirilmeni biz istedik.
We arranged for you to be brought here by Hermes.
Zeus, Hermes,
Zeus,
Hera, Afrodit...
Hermes, Hera,
Denizi evi yapabilmek için babasının topraklarını terk eden cesur ve güçlü Hermes, seni özleyeceğiz.
Courageous, strong Ermette, who left the paternal fields to make the sea your home, we will miss you.
Aphrodite'nin çocuğu ve Hermes... Hermaphrodite. Sana yalvarırım, kahramanım.
Child of Aphrodite and Hermes - Hermaphrodite.
Hermes, oğullarını koruyabilsin diye koçu Nefele'ye verdi.
Hermes gave the ram to Nefele so she could save her sons.
Tian An Men, Sutherland ve Hermes'i hazır olsalar da olmasalarda eklemek istiyorum.
I want to add the Tian An Men, the Sutherland and the Hermes, whether they're ready or not.
Eşarp, Hermes marka.
The scarf was Hermes.
Ve neşeli Hermes, tanrıların düzenbazı.
And merry Hermes, the trickster of the gods.
Hermes, Afrodit, Gaia, Selena, Areus, Zeus ve Kronos.
Hermes, Aphrodite, Gaea, Selene, Ares, Zeus and Cronos.
Hermes oldu Merkür, Afrodit oldu Venüs, Gaya oldu Zemi ( dünya ), Selena oldu Luna ( ay )...
New, let's see. Hermes became Mercury. Aphrodite, Venus.
Keçi derisine şarapları tam doldurdum.
Tougher than snatching'the sandals off of ol'Hermes feet.
Hermes markaydı.
It's a Hermês.
Ben burada yatmış büyük Hermes, yolcuların tanrısına yolu Amphipolis'e düşen birini yollaması için yalvarıyordum.
I have been lying here supplicating myself to the great god, Hermes, the god of travellers begging him to send someone who's on the way to Amphipolis. And here you are it's a miracle, don't you think? Hah!
Hyperion'un saçları Zeus'un alnını gör. Mars'ın gözleri bu gözler, kükrerken savaşta. Çevik Hermes, haberci böyle dururdu göklere yakın bir tepenin başında.
Hyperion's curls, the front of Jove himself an eye like Mars, to threaten and command a station like the herald Mercury new lighted on a heaven-kissing hill.
Shakespeare şöyle diyor : "Hermes ol, topuklarına tak kuş tüylerini ve düşünce kadar hızlıca uçarak dön geri bana."
That would be the line. Shakespeare says it : "Be Mercury, set feathers to thy heels and fly like thought from them to me again."
- Ares'in gücü ve Hermes'in ( Tanrılar'ın habercisi ) hızıyla dövüştü.
She fought with the strength of Ares and the speed of Hermes. Xena?
Hermes, ne güzel çiçekler.
Why, Hermes, they're lovely.
Hermes'ten General Yuri Mikhailovich Denisov Excalibur'u arıyor.
This is General Yuri Mikhailovich Denisov of the Hermes to Excalibur.
- Anlaşıldı Hermes.
- Confirmed, Hermes.
HERMES :
HERMES :
Hermes, sen ve Labarbara şurda kalacaksınız.
Hermes, you and Labarbara have the suite through there.
Şimdi de Dünya takımından limbo yapacak olan, Hermes Conrad.
Now limboing for the Earth team, Hermes Conrad.
Sen benim kahramanımsın, Hermes!
You're my hero, Hermes!
Tıpkı Hermes gibiyim!
I'm just like Hermes!
Oh, Hermes!
Oh, Hermes!
- Yaşasın, Hermes!
- Yay, Hermes!
Ben Hermes.
This is Hermes.
Kahretsin.
HERMES : Damn it.
Hermes Conrad.
Hermes Conrad.
Ama Hermes'e bir çift toka alabilmek için saçlarımı peruk yapanlara sattım.
But I sold my hair to a wigmaker to buy a set of combs for Hermes.
Ah, Hermes!
Ah, Hermes!
Mürettebat, Hermes Conrad'la tanışın.
Crew, meet Hermes Conrad.
Kes şunu, Hermes!
Quit it, Hermes!
Merkür diğer adı Hermes.
Mercury is Hermes.
Hermes, sessiz ol!
Hermes, quiet!
Şimdi de Hermes kayboldu.
And now Hermes is missing.