Hold traduction Anglais
106,997 traduction parallèle
Durun bakalım.
Hold on now. Hold on.
Nefesini tutmayı unutma.
Remember, just hold your breath.
Şimdi, arkadaki kızlar... öndekilerin bileklerinden tutabilir.
Now, if the girls behind could hold the wrists of the girls in front.
- Şunu tutar mısın?
- Hold this?
Izgarayı açık tut, biber gazını delikten içeri atacağım.
- Okay. You hold open the grate, I'll drop the tear gas into the vent.
Senin önünü kapatmak istemiyorum.
And I don't want to hold you back.
Bir saniye durun.
Hold on a second.
- Sen onu tut.
- You hold her.
Ateş etmeyin.
Hold your fire.
Böyle bir sevgiyi kollarımda tutabilmek istiyorum.
I want to be able to hold that kind of love in my arms.
Hayır, fötr şapka yok.
Hold on. No, no fedora.
Pekala, bir şeye tutunun Yoldan çıkacağız.
All right, hold on to something. I'll try and take us off-road.
Bunu tut.
Hold this.
Bekle.
Hold on.
Tamam orada tut.
Okay. I'll hold it right here. I wanna get it.
Sakin ol.
Hold up.
Sürekli bir işim yok.
Like I can't hold a job.
Kıpırdama.
Hold still.
Krakow tweet atmış : "Yarınki poker gecesinde Axe Capital'a bir kez daha günlerini göstermek için can atıyorum. # alfakupası"
Krakow tweeted, "Looking forward to kicking major Axe Capital ass again in Hold'em tomorrow night, # alphacup."
Lara bir baksana.
Hold on. Hey, Lara?
Bir dakika.
Hold up.
Derin bir nefes alıyoruz. Ve on saniye içimizde tutuyoruz.
Take a deep inhale and we'll hold it for a count of ten.
Bir dakika.
Uh-uh. Hold up.
Kıyı, varoluşumuzun fani doğasına zayıf tutunuşumuzu, çalkantılı sular, kendi hayatlarımızın sıkıntılarını temsil ediyor.
The shore represents our tenuous hold on the earthly nature of mortal existence, and the turbulent waters represent the villainy and troubles in our own lives.
Dur şimdi...
So, hold on...
Mevkinizi koruyun!
Hold position!
Pekala Martin, topla kendini.
All right, Martin, hold it together.
Sonrasında insanlığına tutunman gerekiyor.
And you try to hold on to your humanity.
Millet, bir yere tutunmak isteyebilirsiniz.
Everybody, you might want to hold on to something.
Legion Of Doom'a karşı koyabilecek biri varsa odur.
If anyone can hold off the Legion of Doom, it's him.
Ben bunları tutarım.
I'll hold these guys off.
Sence ne kadar süre onu uzak tutabilirler?
How long do you think they can hold her off for?
Hayata tutundun.
You hold on to life.
Lionel'ı melekmiş gibi el üstünde tutuyorsun ama öyle biri değil.
You hold Lionel up as some saint, but he's not.
Dur, Maggie, biraz dur açıklamasına izin ver.
Hold on, Maggie, slow down, just let her explain.
Mxy ile seni eşit yargılamıyorum çünkü zaten ondan iyi bir davranış beklentim yok ama senden çok, çok daha iyisini bekliyorum.
You're right, I don't hold you and Mxy to the same standard, because I expect bad behavior from him, but from you, - I expect much, much better. - Oh.
Kara'yı aklı başını gelip benimle evlenene kadar tutar mısın?
If you have to hold Kara down till she sees reason and becomes my bride, you will?
Dur, dur, dur, orda dur.
Whoa, whoa, whoa, whoa, okay, hold on.
Herkes bir şeye tutunsun.
Everyone, hold onto something!
Ve sen kendini oradan çıkarmanın bir yolunu bulacaksın ya da seni bulana kadar dayanacaksın.
And you're gonna figure out a way to get yourself out of there or you're gonna hold on until I find you.
Dayan tamam mı?
So, you hold on, okay?
Sana ulaşana kadar dayan.
Hold on until I get to you.
Bir saniye.
Hold on one second.
Bekleyin.
Hold up.
Dayan.
Hold on.
- Evet. Sonra da uyuyana kadar onu tutmamı istedi.
And then he asked me if I could hold him until he fell asleep.
Sen elinden geleni yaptın.
You've done everything you can. And I'm tired of putting my wants on hold.
Durun.
Hold.
Sakin ol Tom.
Hold on to that, Tom.
Bir saniye.
Hold on.
Hey bir saniye.
Yo, hold up.