Honey traduction Anglais
58,933 traduction parallèle
Bence başkanı görecek olman harika.
Well, I think it's just great you're getting to see the president, honey.
- Her şey yolunda. - Patron?
- Everything's okay, honey.
- Fark etmez hayatım.
It doesn't matter, honey.
Ama bunu seninle gurur duyduğum için yaptım hayatım.
But I just did that because... I did it because I was proud of you, honey.
Hayatım.
Oh, honey.
Hayır, hayatım, bana bak.
No, honey, look at me.
- Hayatım, iyi misin?
- Honey, you okay?
benim.
Hey Honey, it's me.
Korkuyorum hayatım...
I'm scared, honey...
- Ne oldu tatlım?
- What is it, honey?
- Hiç doğru değil, hayatım.
That simply isn't true, honey.
- Tatlım?
- Honey?
Ne diyeceğini biliyorum ama notların şu anda hiç yeterli değil, tatlım.
I know what you're gonna say, but your scores just aren't good enough right now, honey.
- Hayatım, çocuk şiddete meyilliyse- -
Honey, if the kid is violent...
Günaydın canım.
Good morning, honey.
Kurabiyelerini ye canım, soğurlar yoksa.
Eat your biscuits, honey, before they get cold.
- Merhaba canım, dönmüşsün.
Hi, honey, you're home.
Seni ben götüreceğim tatlım.
I'm bringing you, honey.
Çok üzgünüm tatlım.
I am sorry, honey.
İyi de sen... tatlım müziğin sesini biraz kısar mısın lütfen?
You're the one... honey, can you turn that down, please?
Onun için endişelenip durma tatlım.
Don't worry about him, honey. He's gonna be fine.
Bizi hiçbir güç durduramaz tatlım.
- I mean... - Nothing's gonna stop us, honey.
Çok özür dilerim tatlım.
I'm so sorry, honey.
Tatlım onu iyi tanımıyorsun.
Honey, you don't know her very well.
Davetiyeleri sınıfın ortasında dağıtıp da özellikle bir kişiyi ayrı tutmak bence kabul edilebilir gibi değil.
I'm just saying that distributing the invitations in the classroom to the exception of one person... I mean, it's just unacceptable. Thank you, honey.
Ne oldu canım?
What's wrong, honey?
Canım, bunu dert etme.
Honey. It's okay.
Bu gerçekten güzel bir şarkı tatlım.
This is a beautiful song, honey.
- Hayır tatlım. - Evet.
- Oh, honey, no.
Bilmiyorum tatlım.
Oh, I don't know, honey.
- Keltçe bal demek.
- Celtic for honey.
Hiç balın var mı?
Do you have any honey?
Tatlım onlar dışında sınıftaki herkes geliyor.
Honey, but everybody else in the whole class is coming.
Canım çocuk, kızı boğmaya çalıştı.
Honey, he tried to choke her.
Tatlım olağanüstü bir parti olacak.
Honey, it's gonna be a spectacular party.
Amerikan Yerlisi tatlım.
Native americans, honey.
Ama yapmak zorundasın tatlım.
Well, you have to, honey.
Bir şey değil tatlım. - Alo.
nobody, honey.
Tatlım tedirginlik onun normal hâli.
Honey, agitation is her preferred state.
- Bir şey yok canım.
Nothing, honey.
O zaman sorun ne canım?
Then what's it about, honey?
Tatlım bana bak.
Honey, look at me.
Tatlım.
Honey...
Bana tatlım deme.
Please don't "honey" me.
Hayır canım.
Oh, honey, no.
Ödevi yaparken çocuğun da katkı vermesi gerekiyormuş.
Here you go, honey. The assignment said the child has to contribute.
Canım benim.
Oh, honey.
Tatlım seni her zaman arzuluyorum.
Honey, i always desire you.
- Tamam. İyi geceler canım.
- Okay.'Night, honey.
Chloe'yi uyandıracaksın.
Okay, honey, you're gonna wake up Chloe.
Evet canım?
Yes, honey?