Hoss traduction Anglais
440 traduction parallèle
Sence Horse Williams, bizim konuşmalarımızı duyuyor mu?
Do you reckon Hoss Williams hears us talkin'?
Sakin ol.
- Whoa, hoss.
"Onun atı yok da, ondan" demiş.
He said, "She got no'hoss."'
Ve kızılderilinin dediği gibi, "Senin hiç atın yok."'
And like the Indian said, "You ain't got no'hoss."'
Ateş edildiğinde, kavga çıktığında, her erkek korkar.
Shoot, hoss, every man gets scared in a fix.
- Tutun şunu.
Hold it, hoss.
Her şey yolundamı, evlat?
You all right, hoss?
Yeterince kuvvetlisin, ahbap.
Well, you're strong enough hoss.
Dahası da var, birader.
We got more than that out of them, hoss.
Birisinin seni elinde bir bıçakla beklediğini biliyorum.
I know one's waiting on you, hoss, with a knife.
Ona kadar saymadın Hoss.
That wasn't 10, hoss.
Fulle şu kızı, ahbap.
Fill her up, hoss.
Frank, alternatifleri düşün.
Frank, old hoss, just consider the alternatives.
Birazdan dönerim, ahbap.
I'll be right with you, Hoss.
Eminim yapıyorsundur, ahbap. Eminim, yapıyorsundur.
Sure you do, Hoss, sure you do.
Bak, ahbap. Burayı adam gibi işlet ve her gece seni rahatsız etmeyeyim.
Look, hoss, you start running a respectable business -
Nasıl gidiyor Hoss?
How the hell are you, Hoss?
Hoss?
Hoss?
- Doğru mu Hoss?
- That true, Hoss?
Hoss benim kadar iyi kullanabileceğini iddia ediyor... Tanrı biliyor, buna ben de inanıyorum.
Hoss claims he can drive as good as me... by God, I believe he can.
Hoss çok iyi kullanmıyor mu?
Ain't Hoss doing a hell of a job driving?
Bak Hoss.
Look, Hoss.
- Ne dersin Hoss?
- What do you think about that, Hoss?
Gidelim Hoss.
Let's go, Hoss.
Haydi Hoss.
Come on, Hoss.
Kahretsin, başardık Hoss.
Damn, Hoss, we made it.
Haydi, gidelim buradan Hoss!
Come on, get outta here, Hoss!
Becerdin Hoss!
You did it, Hoss!
Hoss'un bizimle gelmesine izin verirseniz sevinirim.
I'd appreciate you considering us taking Hoss along.
Sen ne düşünüyorsun Hoss?
What do you think, Hoss?
İşte rotamız Hoss.
Here's our route, Hoss.
Enid'e varınca beni uyandır Hoss.
Wake me, Hoss, when we get to Enid.
İşte öyle Hoss.
That's the way, Hoss.
Bu iyi Hoss.
That's good, Hoss.
Bu gerçekten iyi Hoss.
That's really good, Hoss.
Evet Hoss, nasıldı?
Well, Hoss, how was that?
Kahretsin Hoss, sana dediğimi yap.
Damn it, Hoss, do what I tell you.
Hoss, kutunun içine bir bakıver.
Hoss, you take a look in that box there.
Hoss, paramızı aldık, gidelim.
Hoss, we got our money, let's go.
Red dayı bana Hoss der.
Uncle Red calls me Hoss.
Ben de sana Hoss diyebilir miyim?
Do you mind very much if I call you Hoss, too?
Kenara çek ve arabayı durdur Hoss.
Just pull over here and stop, Hoss.
Hoss, ona gitarı ver.
Hoss, give her the guitar.
Hoss, aşağı in ve o otobüsü beklet.
Hoss, go down there and hold that bus.
Tamam, Memphis'de görüşürüz Hoss.
Okay, I'll see you in Memphis, Hoss.
Başıma bela olursa Hoss, şahidim olmak zorunda kalacaksın.
If she tries to make trouble for me, Hoss, you'll have to be my witness.
- Bak Hoss... kankam ve şoförüm olacaksan tamam.
- Look, Hoss... if you wanna be my sidekick and chauffeur, that's fine.
Hoss, bunu nasıl buluyorsun?
Hoss, does it sound good to you?
Onca yolu boş yere geldik Hoss.
All this way for nothing, Hoss.
Hoşş.
Pretty.
Çok hoşş...
So pretty...