Hungover traduction Anglais
295 traduction parallèle
Akşamdan kalma, pis halini tercih ediyorum.
I'd sooner have you hungover and nasty.
Manastıra akşamdan kalma gitsen kendini nasıl hissedeceksin?
How will you feel, entering a monastery hungover?
Akşamdan kalmış gibiyim. Sanki günlerdir uyuyormuşum gibi.
I feel a little hungover, like I've been asleep for a few days... but...
Kafam ayıkken bile dünyanın en zeki adamı olmayabilirim ama bir yöntem hatırlar gibiyim, hani siz bana soru sorarsınız ben yanıtlarım, sonra ben soru sorarım, siz yanıtlarsınız böyle böyle bir yerlere varırız.
Well, I may not be the swiftest guy in the world even when I'm not hungover but I do seem to remember a process where you ask me questions and I give answers, and I ask questions and you give answers and that's the way we find out things.
Başım ağrıyor.
I'm hungover.
"Dinlenmek" aksamdan kalma olarak mı?
"Resting" hungover, "resting" got fired?
Piyanonun üzerine ne var ne yok kustuktan sonra böyle söylemenize biraz şaşırdım doğrusu.
I'm surprised you're hungover at all... considering the amount you regurgitated into the harpsichord.
Akşamdan kalma kaleci golü çıkarıyor, inanılacak şey değil!
The hungover goalkeeper saves it, that's unbelievable! Goal!
Akşamdan bayağı bayağı kalmışa benziyorsun, baba.
[Munching] Wow. You look really hungover, Dad.
Seni geceden kalma olarak istemiyorum.
I don't want you hungover.
Birlikte sabahladığımız zamanları tahmin edemezsiniz!
The hungover mornings we've seen together!
Gece kulübünden sonraki sabah sokakta uyandın, yalnızdın.
The morning after the night club, you woke up on the street, hungover and alone.
Ve adam ertesi gün uyandığında... Çok fena akşamdan kalmaymış. Kiralık katili tutup tutmadığını hatırlamıyormuş.
- So the guy wakes up the next morning incredibly hungover, and he can't remember if he hired the professional killer or not.
Akşamdan kalma ve sakar.
Hungover and clumsy.
Yanımda fazla tanımadığım bir kızla uyandığımı ve akşamdan kalmadığımı.
That I just woke up next to a girl that I don't really know and I'm not hungover.
Sen akşamdan kalmasın.
Harbour, you're hungover.
- Bunu da düşündüm, ama geceden kalma gibi değildi.
- I thought of that, but he wasn't hungover.
- Onu boş verelim, akşamdan kalmayım.
- Let's skip it. I'm hungover.
Ertesi sabah Lindsay akşamdan kalma bir halde bir günlük işinin kutlaması yüzünden geç kalktı,... ki uyuyakaldığı için onu da kaybetmişti.
The next morning, Lindsay woke up late in the day... hungover from celebrating her one day of employment... which, it turns out, she had slept through.
Lânet bir akşamcısın! .
You're fucking hungover.
Hala etkisi devam ediyordur?
Maybe you're hungover right now.
Ne, biraz başınız mı ağrıyor?
What, a little hungover?
Akşamda kalma, yorgun.
He's hungover, he's tired.
Biz... Biz hala alkolün etkisinden kurtulamadık sadece...
We're... we're just a little hungover, you know... hair of the dog.
- Hayır akşamdan kalma.
- No, he's hungover.
Dinleyicilerin çoğu akşamdan kalma.
Since most fans are hungover.
- Akşamdan kalma gibisin.
You look, uh, hungover or something. No.
O kadar akşamdan kalmayım ki saçlarım açıyor.
Oh. I'm so hungover, my hair hurts.
Hala akşamdan kalma mısın?
You still hungover?
Gene akşamdan kalmış olmalıyım.
I must just be hungover again.
Akşamdan kalma olduğun için brifinge geç kalman zaten yeterince kötü ama bir de görevden kaçınca- -
Coming in late cos you're hungover is bad, but when you back out on a mission?
Ama akşamdan kalma 30 üniversiteliden fazlası lazım olacak.
Well, you're gonna need more than 30 hungover college kids.
Aslında düşüp bayılmamın nedeni alkollü olmam olabilir, Bay Garrity.
Actually, I think I passed out'cause I was hungover, Mr. Garrity.
Çok fena akşamdan kalmayım.
I'm so hungover...
Benim gibi akşamdan kalmaysan normal.
Well, if you're as hungover as I am...
- Ne oldu, akşamdan kalma mısın?
- What are you, hungover?
Sen, akşamdan kalma mısın?
You're hungover?
Hepiniz akşamdan kalma mısınız?
You're all hungover?
Muhtemelen akşamdan kalma olacaktır.
He'll probably be pretty hungover though.
Akşamdan kalmayım da.
I'm hungover.
Tim maç günü akşamdan kalmıştı.
When Tim was so hungover for kick-off.
Akşamdan kalmayım.
I'm so hungover.
Dün gece biraz boş takıldım bu yüzden akşamdan kalma sayılırım.
I got a little wasted last night, so I'm kind of hungover.
O nedenle bana etkileyici Teddy lazım akşamdan kalma değil.
So I need the charming Teddy in the morning, not the hungover Teddy.
En iyi işlerimi akşamdan kalmayken yaparım.
I do my best work hungover.
Ve artık gitti zaten, ayrıca çok yorgunum ve geceden kalmayım ve bu iş seni hiç ilgilendirmez.
And he's gone now, and I'm tired, And I'm hungover, And it's none of your business.
Çünkü saat çok erken ve ben akşamdan kalmayım.
Because it's early and I am hungover.
- Kesinlikle.
I'm hungover as shit. Absolutely, man.
Hey bak, akşamdan kalmasın!
Hey look, you're hungover.
Akşamdan kalmaydık.
We were hungover.
Kafam güzeldi.
I was hungover.