Hurry traduction Anglais
42,053 traduction parallèle
Sahanın diğer tarafındaki arkadaşlarımıza ulaşmak için sabırsızlandığınızı biliyorum. Ancak ilk olarak buradan tek parça halinde çıkmamız gerek.
I know you're all in a hurry to get to our people on the other side of that minefield, but we got to get ourselves out of here in one piece first.
Benim daha iyi bir planım var ama acele etmeliyiz.
I have a better plan, but we must hurry.
Çek şunu, DeMario, acele et.
Take it, DeMario, hurry up.
Acil mi?
In a hurry?
Çabuk!
Hurry!
- Öndekiler, acele edin!
- Those in the front, hurry up!
Acele edin!
Hurry up!
Acele edin!
Hurry!
Lanet olası acele et!
Hurry the hell up!
Acele et!
Hurry up!
Acele et!
Hurry!
Acele etmeliyiz.
We need to hurry.
Acele etsen iyi olur.
Better hurry.
Eğer acele etmezsek bizim de burası mezarımız olacak.
It's gonna be our tomb too if we don't hurry up.
Peki, etrafını kontrol et burada başka ne var söyle bana.
All right, check the surroundings, tell me what else is here. Hurry.
Acele et, baba.
Hurry up, Daddy.
- Acele yardım lazım, lütfen.
- I need help. Please hurry. - We're calling for an EMT right now, ma'am.
Acele edebilir miyiz biraz?
Can we hurry it up here?
Çabuk.
Hurry.
Çabuk!
Hurry! Hurry!
Acele edebilir misin?
Can you hurry? Because I got to be at work in two hours.
Acele etmelisin.
You have to hurry.
Çabuk giyin, bugün Cesaret Günü!
Get dressed! Hurry! It's spirit day!
Acele et.
Hurry back.
Çabuk açın.
Open up. Hurry.
Los Pepes'e gelince, onlar için problem yoktu.
Hurry. Los Pepes, on the other hand, had no problems.
Acele et, Berna.
Hurry up, Berna.
Acele et, soy beni
Hurry up, undress
Elimi çabuk tutup gey evliliği yapıp gey boşanması yaşamalıyım sonra da gey başıma emeklilik hayatı bekler.
I have to hurry up and get gay married so I can get gay divorced and then gay retire.
Üzgünüm ama acelem var ve açıklamaya vaktim yok.
I'm sorry, but I'm in a bit of a hurry and don't have time to explain.
Hey, acele edin ve ölmüş gibi davranın.
Hurry, pretend to be dead!
Acele etmeliyiz.
We should hurry.
Gidin ve hemen yakalayın!
Hurry and catch him!
Hemen saraya geri dönün.
Let's hurry back.
Acele edin ve onu yakalayın!
Hurry, catch him!
Çabuk ol ve yemeği sıcakken ye.
Hurry and eat while it's hot.
Çabuk, çabuk!
Hurry, hurry!
Çabuk cevap ver.
Hurry and answer the question.
Acele.
Hurry.
Acele!
Hurry!
Acele etmeliyiz.
We have to hurry.
Buradan aceleyle geçti.
He came out of here in a hurry.
Çabuk eve.
Hurry home.
Çabuk, çok yavaşsınız.
Hurry. It's too slow.
Paranın hemen gönderilmesi lazım.
The money must leave quickly. Hurry.
Çabuk, şalteri aç.
Hurry, turn the power on!
Elini çabuk tutamaz mısın?
Can't you hurry?
İki saat sonra işe gideceğim.
I'll hurry, all right?
Acele et, çocuk!
- -Hurry, boy!
Max acele et!
Hey, Max, hurry up!
Azıcık acelemiz var da.
A bit of a hurry.