English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ I ] / Icindeyim

Icindeyim traduction Anglais

1,953 traduction parallèle
Boğazıma kadar içindeyim.
Up to my neck.
- Bagajın içindeyim.
What the hell?
Kötü bir psikoloji içindeyim.
I'm in a bad mood.
Affedersiniz, hala şok içindeyim.
I'm sorry, I'm still in shock.
- Acılar içindeyim.
- I'm in pain.
Ben senin içindeyim.
I'm inside you.
Yani, hâlâ sistemin içindeyim.
So... I'm still in the system.
Şu an tehlikeli bir durumun içindeyim o yüzden pek yakınımda durmasan iyi olur.
And I'm in kind of a dangerous situation right now, so you might not want to be anywhere near me.
Ben 20 yıldır bu işin içindeyim.
I've been in this business for 20 years.
Neyse, eve gelince anlatırım. Şu anda tam olayın içindeyim. Bu işe karışmış olan şirketteki herkesi kontrol etmek istiyorlar.
I'll tell you about it when I get home but I'm in the middle of it now and they wanna do background checks on everybody involved here from the MTA.
Uzun süredir bu oyunun içindeyim, Elaine.
You know, I've just been in this game a long time, Elaine.
Uzun süredir bu oyunun içindeyim, Elaine.
I've been in this game a long time, Elaine, you know?
İşin içindeyim.
I am all the way in.
Kamyonun içindeyim işte.
I'm in the fucking truck.
Kamyonun içindeyim, Dick.
I'm in here, Dick.
Burada diz boyu aksiyonun içindeyim.
I'm knee-deep in some action here.
- Asansörün içindeyim.
- Inside the elevator. - What?
Sanırım annem size hakkımda yanlış bir izlenim verdi. Çünkü ben mutlu bir evlilik içindeyim.
I think that my mother badly gave you the wrong impression, because I'm happily married.
Fakat bu olaylarda, polisle işbirliği içindeyim.
But in this matter, the police have my full cooperation.
Morgen Tidendes'deki meslektaşım Rikke Lyngvig'e hoş geldin demenin huzur ve rahatlığı içindeyim.
It is with great joy and relief that I am able to welcome home our dear colleague Rikke Lyngvig.
Şu anda fırtınaya hazır bir ruh hali içindeyim.
I'm in the mood for a storm right about now.
Acı içindeyim.
I'm in pain, that's how I'm doing.
Söylemeliyim ki, Karen, bu durum için net bir stratejim var uzun zamandır, bir oyunun içindeyim.
I have to say, Karen, I do have a clear strategy on this, which is I'm playing... playing the long game. PAUL :
Şerif, Robert Lew. Burada, evin içindeyim.
Hey, Sheriff, Robert inside the house here.
Ben de bu işin içindeyim!
I am on this robbery too!
35. haftamın içindeyim.
I'm in my 35th week.
İki yılır bu işin içindeyim.
I've been involved for two years.
Son zamanlarda hep böyle anlar içindeyim, biliyor musun?
Lately I've been really into moments, you know?
Binanın içindeyim.
I'm in the building.
Tamamiyle içindeyim.
I'm all in.
Tamamiyle içindeyim.
All in.
Tuileries'de,... karlar içindeyim. Hayır, kimse yok.
In the Tuileries, in the snow... nothing, no one.
Dünya Ana ile hep bağlantı içindeyim.
I've always had a connection with Mother Earth.
Kontrol edemediğim bir karanlığın içindeyim.
I have a darkness I can't control.
Onunla henüz yapmadınız Şok içindeyim.
You haven't done it with her yet. I'm shocked.
Sığınağın kapısını açtığım için utanç içindeyim.
I am ashamed that I opened the door to the safe room.
Hayır ama bu işlerin içindeyim.
No. No, but I am on the circuit.
Her şey sallanıyor gibi bir duygu içindeyim.
I think that everything is moving.
bunun içindeyim...
I'm inside this...
Yeah, bende içindeyim..!
Yeah, I'm getting it!
Nedenini söyleyeyim. Berbat bir ruh hali içindeyim ve yaşananlar hoşuma gitmiyor.
Let me tell you why, because I'm in a crappy mood, and I don't really appreciate what's happening right here.
Zaten işin içindeyim.
I'm involved already.
Ama gerçekten aldatıcı bir durumun içindeyim.
But I'm in a really tricky situation.
- Duygusal bir anın içindeyim şimdi.
- I'm in the middle of an emotional moment.
Ben de senin kadar bu tuzağın içindeyim Mannu.
I am entrapped in it as well, Mannu.
Tabip Subayı olarak, tamamiyle sınırların içindeyim.
I am well within my rights as ranking medical officer.
Istırap içindeyim.
I'm in agony.
- ( Joe ) Çadırın içindeyim!
- ( Joe ) I'm in the tent!
- Zaten işbirliği içindeyim!
- I am cooperating.
Acılar içindeyim.
I'm in pain.
Felicia, ateşler içindeyim!
- Felicia! I'm in a fever!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]