English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ I ] / Ihtiras

Ihtiras traduction Anglais

455 traduction parallèle
Seni ihtiras sırtlanı!
O, you hyena of lust!
# Yaşamak için ihtiras dolu #
~ To taste the thrill of sweet ~
Ninotchka, kutsal ihtirasın belirtilerini hafif de olsa hissediyorsun, değil mi?
Ninotchka, surely you feel some slight symptom of the divine passion?
Adam ihtirasına yenik düşebilir.
He might get ambitious.
Bana samimi bir şekilde bak, ihtiras dolu bir şekilde.
Now, look at me intimately, caressingly.
# Bir ihtiras şarkısı... #
A song of passion...
- O eski ihtiras.
- That old zing.
Onu öptüğünde, o eski ihtirası duyuyor musun?
When you kiss him, do you get that old zing?
Sen o eski ihtirası düşünüyorsun, bense hayatımın geri kalanını.
You're thinking about the old zing, but I'm thinking about the rest of my life.
- Eski ihtiras.
- The old zing.
Elbiseler benim en büyük ihtirasımdır!
Clothes are my passion.
Ve giderek artan bir ihtiras
And a passion that drove him on and on and on
Sevgisine gözyaşı, mutluluğuna sevinç, yiğitliğine saygı, ihtirasına ölüm.
There's tears for his love, joy for his fortune, honor for his valor, and death for his ambition.
Artık ne bir arzum kaldı ne de kişisel bir ihtirasım.
I have no more aspirations, nor personal ambitions.
Bu ihtiras yumağı, beyaz perdeyi tutuşturan bu yakıcı alev, dokunulmaz bir kişilikti.
This bundle of passion, this hot flame that burned from the screen was a real untouchable
Annenden başka rakibim yok benim ve babanı geçme konusundaki şu delice ihtirasından başka.
No other woman is my rival except your mother, and your frenzied desire to outdo your father!
İki haftalık ihtiras uğruna.
Two weeks of shameless passion.
Sör Richard ihtirasıyla patlamadan önce hemen onu görmelisiniz.
You shall see her at once, and before Sir Richard bursts with passion.
Bu yüzden, iş üzerinde yakalamak kısmı başarısızlığa uğradığı için... incinmiş onur kısmını biraz abartarak... ihtiras ateşi kısmını yasanın gereğine yeterli hale getirebilirim.
Therefore, having failed to catch them in the act, I'd have to lay it on thick with the offended honor, so the heat of passion could reach the intensity required by the law.
Tom, geçmişte seni defalarca affettim gençliğinin ihtirasına göz yumup, olgunlaşırsın diye umdum.
Tom, I have forgiven you too often in the past out of compassion for your youth and in hope of your improvement.
Şimdi... bu ihtiras suyu nerede?
Now... where is this passion juice?
Geçmişinizde ihtiras ve göz kamaştırıcı olaylar olmuş.
And you have passion and glamour in your past.
Nerede senin ihtirasın, azmin?
Where's your drive? Where's your ambition?
Altın Kupa'yı kazanmanın hayattaki en büyük ihtirasınız olduğunu hepimiz biliyoruz.
We all know it is a great ambition of your life to win the Gold Cup.
Nefsimi, görevimin... ve ihtirasımı, saygınlığımın üzerine koyarak.
By putting desire above duty and ambition above dignity.
Ondaki ihtiras hoşuma gidiyor.
I like his passion.
Yaratılmak için güçlü bir ihtiras ile doğdum.
I was born with a powerful passion to create.
Buraya benimle dönmen ihtirasından başka bir şeyden kaynaklanmıyor, değil mi?
You didn't come back here with me out of driven passion, did you?
Olumsuz tarafı, sizin tabirinizle, düşmanlığı, ihtirası, vahşiliği.
His negative side, which you call hostility, lust, violence.
Bencil yükselme ihtirasını uğruna insanları kullandı.
He uses people to further his own selfish ambition.
Bunun anlamı ihtiras, amaca odaklılık.
That means ambition, purposefulness.
Birden tüm formaliteleri bir kenara bıraktı... -... onun ateşi, ihtirası. - Aman tanrım...
Suddenly he throws aside the formalities there is fire, there is passion.
Birden bende aynı... ateşi ihtirası... içimde hissettim.
Suddenly all is... equal fire equal passion in me.
Korku ve ihtiras olmadan yaşayalım.
We shall live without fear and without greed.
onun kanını kaynatacaktır kemirici tanınmayan ihtiras başka bir deyişle...
your passion will be wild... lustful.
İhtirasın beni korkutuyor.
My, your passion frightens me.
İhtirası artık ortadan kalktı.
Her passion has been played out now.
İHTİRAS
THIRST
GARİP İHTİRAS
THIS STRANGE PASSION
İhtirasın borcu ödendi.
Ambition's debt is paid.
İhtiras denir mi buna?
Was this ambition?
İhtiras mı?
Passion?
" İhtirasın Yok Oluşu.
" So Passion Dies.
Kate, bu oyunun başlığı, İhtirasın Yok Oluşu.
Kate, the title of this play is So Passion Dies.
"Bu gece, İhtirasın Yok Oluşu perdesini açarken..." "... ben çok, çok uzakta olacağım. "
" Tonight, when the curtain rises on So Passion Dies I shall be far, far away.
"İhtiras ateşi" eşittir "iş üzerinde yakalamak" artı "incinmiş bir onur"
"Heat of passion" equals "catching them in the act" plus "offended honor".
İhtiras mı yoksa sevgi mi anlamıyorum.
I don't know whether it's passion or love.
"İhtiras" dersem ne dersin?
But if I said "ambition," what would you say?
İhtiras.
Lusted.
Taze meyve. İhtiras.
Fresh fruit... passion...
İhtiras diyorsan, hayır.
If you mean passion, no.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]