Ilave traduction Anglais
1,064 traduction parallèle
Sanığın ilave etmek istediği bir şey var mı?
Does the accused have anything he would like to add?
Eğer tekrar içten gelen dürtü ile McMillan resminize ilave yapmaya kalkarsa...
And if I am again seized with the impulse to add the McMillan touch to your painting,
Bu nedenle bazı ilave testler yapmak istiyorum.
Therefore, I wish to proceed with some additional tests.
Kaptan'ın seyir defteri, ilave.
Captain's log, supplemental.
Kaptan'ın seyir defteri, ilave.
Captain's log, supplementary.
Kaptan'ın seyir defteri, ilave giriş.
Captain's log, supplemental entry.
Maurice sadece bunu ilave ettirdi.
Maurice only had to make this.
Baskı altındaki bu adada pek çok üs saldırı füzeleri üretmektedir. Tamamlanan ilave bir üs, Kuzey yarımkürede Kanada ve Hudson Körfezi'yle güneyde Lima ve Peru'ya kadar pek çok büyük şehri yok edebilecek kapasitede orta menzilli balistik füzelerin yapımı için inşa edildiği düşünülüyor.
Additional sites, not yet completed, appear to be designed for intermediate range ballistic missiles, capable of striking most of the major cities in the Western Hemisphere, ranging as far north as Hudson Bay, Canada, and as far south as Lima, Peru.
Bu saldırıya dönük askeri hazırlıklar yarımküreye bir tehdit oluşturmaya devam ederken ilave önlemlerin alınması haklı bir gerekçe doğuruyor.
Should these offensive military preparations continue, thus increasing the threat to the Hemisphere, further action will be justified.
- Bunları ilave edeceğim.
- I'll just add these up now.
Bu ilave masrafları da kapsar.
This should cover any added expense.
Bu konuda birkaç ilave şey okudum ve...
I've done some supplemental reading on it, and...
Klingonların tam sayısı hakkında ilave taramalar yapacağım.
I shall attempt a compensatory reading of Klingon units.
Sonra ben üzerine bir ev ve bir takım müştemilat ilave ettim...
Now, with the house and the outbuildings I put up...
Fransız ordusunda bir çavuş olarak şunu ilave edebilirim ki bozguna uğramış bir ordu gördüm. Kesinlikle.
Definitely.
Hiç de değil. Amacımız aslında onları engellemekti. İtirazınız yoksa bir şey ilave etmek istiyorum.
And yet, what eventually happened due to ever-increasing enthusiasm was that we ended up with 10,000 armed men.
Bu ifadenin birçok yorumu vardır ve bazıları ilave ettiği şu sözleri hatırlamamız gerektiğini söyledi :
Yet not everyone in France was Communist, each one of us has their own ideas, which is why we fought.
Kaptan'ın seyir defteri, ilave, 5725,6 yıldız yılı.
Captain's log, supplemental, stardate 5725.6.
- Buna ilave olarak 10 Ekim 1969, yani bugün, saat 14 : 00 itibariyle Birleşik Devletler Donanma Subayı görevinizden açığa alınacaksınız.
- "You are further informed... " That as of 14 : 00 hours, today, October 10, 1969, " Your commission as an officer in the navy of the United States will be suspended.
Bir damla daha sana ilave on saat verir.
Another drop or so will give you, oh, an additional 10 hours.
Sahil hava güvenliğe üç ilave birim daha ilave edildi.
Three more units added to security at Coastal Aircraft.
Teklifinize yüz bin dolar daha ilave ederseniz sanırım bu iş olur.
I think if you offer another hundred grand, they'll back down.
Kazana kömür ilave et.
Put more coal in the boiler.
Sana ilave bir battaniye getireceğim.
I'll get you an extra blanket.
Neden şu resimleri satıp, yakıt veya ilave battaniye almıyorsunuz?
Why don't you sell that painting and buy us fuel or extra blankets?
Ameliyat, sağlıklı bir el yaratmada başarısız oldu... onun yerine kıllı bir el yarattı... yanık olmasına ilave olarak... sık ve keçeleşmiş kıllarla kaplı bir el...
The operation failed to produce a healthy hand. Instead it produced a hairy hand. A hand not only burned... but covered with dense, matted hair.
Her günkü gibi kendine Nescafe yapıyorsun her günkü gibi, şekerli konsantre süt ilave ediyorsun.
You make, as you do everyday, a bowl of Nescafe ; you add, as you do everyday, a few drops of sweetened condensed milk.
Karanlığa ilave olarak, ben de vardım!
And in addition to the darkness there was also me.
Bayan Schmidt valizinde bir kondüktör üniforması buldu ama Pierre'in olamayacak kadar büyüktü ve ilave bir kanıt olarak bir düğmesi de eksikti.
Fräulein Schmidt discovered, planted in her suitcase, the uniform of a conductor, which could not possibly have fitted Pierre, and from which, in fact, there was a button missing.
Ödediklerime ilave olur.
Just one more palm to grease!
Belediye Başkanı'yla konuşup, ilave talimatlarımı almak için bana dönseniz daha iyi edersiniz.
You'd better contact the mayor and get back to me for my further instructions.
İlkin, Munch çizimin dış hatlarına ; Sandalye, bardak, şişe, pencere önündeki saksı ve perdeler gibi ev eşyaları ilave eder.
At first, Munch adds domestic details to the periphery of the painting such as a chair, a glass, a bottle, a flowerpot on a window and curtains,
Buradaki listeye ilave edilsin.
She will be company for those already listed here
Daha fazla yer lazım eve ilave yapalım.
We need more room Build an extension
Maaşının % 50'sine, yılın başında yaptığımız kârın % 25'i ilave ediliyor ve sözleşmenin bitiş tarihiyle çarpılıyor.
I think it was 50 percent of salary plus 25 percent of the first year's profit multiplied by the unexpired portion of the contract.
İlave edeceklerim dışında, doğruyu söyledi.
Except to add he's spoken the truth.
İlave edecek bir şeyim yok, Sayın Yargıç.
There really isn't much to add, your honour.
Alıcı ona ait değil. Ödünç alabileceği bir yer de yok. İlave olarak topluma karşı olumlu bir çaba içerisinde.
There's no radio he could have borrowed - so he made a positive effort against the community.
İlave!
Extra!
İlave örnekler de var.
There are additional examples.
İlave! İlave!
[Man] Extra.!
İlave!
[Man # 2] Extra.!
Kaptan'ın seyir defteri, ilave.
Captain's log, supplemental. A man in a 20th-century business suit.
İlave bir güvenlik kontrolü daha, bu sayaç hücre kapısının açılma sayısını gösteriyor.
And as an added security control, this counter indicates the number of times the cell door is opened.
İlave bir önlem olarak, her 24 saatte bir telefon kulübelerini değiştiriyorlar.
And as an added precaution, every 24 hours, they change booths.
İlave olarak söylemeliyim ki, siz bir aptalsınız!
Now I will simply add that you're a fool.
İlave istihbarat toplayana kadar burada kalmamızda fayda var.
But it's better to stay here until we get further intelligence.
Buna ilave olarak, üç parçalı oturma odası takımı bu lüks karavanı, Peter Bonetti ile bir hafta sonu ve bu gecenin büyük ödülü Norwich Encümen Meclisi'ni kazanabilirsiniz.
In addition to this, you can win A three-piece lounge suite This luxury caravan
İlave atlı çıkarın, etrafı kolaçan etsinler.
Send out more horses, scour the country.
İlave yakalayıcı olarak Queens City'den Piney Woods'u çağırıyoruz.
We're calling in Piney Woods from Queens City for extra catching.
- İlave film almam lazım.
- I've got to get some more film.