Imac traduction Anglais

O kadar imacı değilim.

And I'm not being hinty either.

PC'ler var ve de iMac'ler.

OK, there's PCs. There's iMacs.

- iMac'in tasarımını yürüttüler.

- They just lifted the design from the iMac.

Satıcının dediğine göre, iMac'in 333 Mhz işlemcisine karşılık...

The salesman said that the eMachine has a 433 megahertz chip

-... eMachine'de 433 Mhz işlemci varmış.

- compared to the iMac's 333.

- Evet, ama iMac- - 512kb'lık level-2 ön belleğe ve 64-bit'lik veri yoluna sahip.

- Yes, but, uh, the iMac has... Has a 512k backside level-2 cache... and a 64-bit backside bus.

iMac aldım.

I bought the iMac.

Örneğin tarayıcılı iMac'i olan on yaşındaki kızın... "kız arkadaşlar" kelimesini arıyor ve "lezbiyen çamur güreşçileri" ne rastlıyor.

All right, say you have a ten-year-old kid... with an iMac and a browser, and she searches "Girlfriends"... and then gets lesbian mud wrestling.

Yeni Palm veya iMac'i keşfederlerse?

Invent the next palm or iMac?

Su da "imac" diye mi söyleniyor?

Water is "imac"?

Su... "Imac".

Water... "imac".

Annen o kadar aptal ki... iMac'i, McDonalds'ta yeni bir hamburger çeşidi sanıyor.

Your mama is so stupid, she thinks an iMac is a new hamburger at McDonald's.

Sen uyurken evine gelirim ve iPad'ini, iPod'unu ya da iMac'ini alır ve iAmcığına sokarım.

I'm gonna show up at your house when you're sleeping and I'll take your iPad or your iPod or your iMac and I'll shove them up your fucking iCunt.

iMac'i Steve Jobs mı icat etti? Hayır.

Did Steve Jobs invent the iMac?

Tüm DVDlerim. iPod. iPad. iMac.

'All my DVDs.'iPod. iPad. iMac.

iMac ve PowerBook serileri arasında bu sene toplam üç milyon ürün sattık.

In total, between iMac and PowerBook lines, we have sold over three million units this year.

Bir keresinde cadılar bayramına ne giyeceğimi bilememiştim. O aralar en sevdiği bilgisayar iMac kılığına girmemin çok havalı olacağını düşümüştü.

One year for Halloween, I didn't know what I wanted to be, and he thought it would be really, really cool if I dressed up like his new favorite computer, which at the time was the original iMac.

Pekala, öncelikle imacı sesin çok yüksek.

Your insinuating voice is way too high. It's creepy.

İşte iMac.

This is the iMac.

Yapacağım son şey iMac'i bu...

The last thing I want to do is connect the iMac to...

iMac hakkında söylediğim şey için üzgünüm.

I'm sorry I said that about the iMac.

iMac sen bana bir makaleni verene dek tanıtılamayacak. Yani dünya seni bekliyor.

The iMac will not be launched until you give me one of your essays, so the world is waiting for you.

Şu anda onun yaptığı bir iMac'i kullanıyorum.

The thing I'm using right now, an iMac, he made.

iMac'i o yaptı.

He made the iMac.

Böylece yönetim kadrosu ve Steve ağ bilgisayarı yerine iMac'i yapmaya karar verdi.

So, the executive team and Steve decided that we would switch from doing the network computer and make that the iMac.

- iMac'ten.

- From the iMac.