Immortal traduction Anglais
1,847 traduction parallèle
Sanırım, ölümsüzlüğün gerçek anlamı da bu.
I guess that's what being immortal truly means.
Ben ölümsüzüm.
I'm immortal.
Kimse ölümsüz değil.
And no one's immortal.
Ölümsüz, tinsel varlıklarız.
WOMAN : We are all immortal, spiritual beings.
Eğer cehennem diye bir yer varsa, oraya koşa koşa giderim, ama benim neslim ölümsüzdür!
If hell existed, I'd go there on my own two feet, but my blood is immortal!
Ölümsüz gülünle, sordun :
And smiling your immortal smile, you asked :
İçimde ölümsüzlük hasreti var. "
I have immortal longings in me. "
Derrick'in ölümsüz ruhunu koruduğuna eminim.
I'm sure he's looking after Derrick's immortal soul.
Ölümsüz ruhlarını koruması için Tanrı'ya güvenebilirler.
They can trust their God to watch over their immortal souls.
"Ölümsüz tanrılara bir şey vermeyecek misiniz?"
"Will you not yield to the immortal gods?"
Ölümsüz ruhunu baştan çıkaran şeytanları içinden çıkartmak için.
To cast out the demons that have tainted your immortal soul.
Sen ölmek için doğmadın, ölümsüz kuş!
You were not born for death, immortal bird.
Ve böylece bu yıldızı patlatırken bilge bir kişi tarafından, o benim, söylenen şu unutulmaz sözleri hatırlayalım.
And so, as we obliterize this star, let us remember those immortal words once spoken by a great man, moi.
Sen ölümsüzsün, unuttun mu?
You're supposed to be immortal, remember?
- Ölemezsin zaten, ölümsüzsün sen.
- You can't die. You're immortal.
Ama ölümsüzler aynı zamanda.
But... immortal, nevertheless.
Bin küsür yaşındayım ölümsüzüm ve Şeytan'la bir anlaşma yaptım.
I am thousands of years old. I have been immortal. And I did make a bargain with the Devil.
Ve bu sırf, doğa üstü iyileşme yeteneğinden dolayı değil.
And not just because of the whole immortal, healing thing.
Hala inanabilmiş değilim, dün bezini değiştirdiğim, bisiklet sürmeyi öğrettiğim, dördüncü sınıftayken... peri masallarını okuyan, o küçük kızın, bu kadar güzel, bu kadar zarif, genç bir hanıma dönüştüğüne...
You know, I can hardly believe... that this whose diaper I changed, whom I taught to ride a bike... and whom I can still hear... reciting the lines of Puck... from the immortal Bard in fourth grade, has transformed into... this beautiful, graceful... and sophisticated young woman.
Tüm bilmek istedikleri, ruhun sonsuzluğu ve nasıl işlediğidir.
Well, they all want to know if the soul is immortal and how it functions.
- Artık ölümsüz olduğunu düşünüyor.
- She thinks she's immortal now.
Ölümsüz Jean-Paul Sartre'nin sözleriyle...
In the words of the immortal Jean-Paul Sartre...
Ölüms...
In the immortal...
Ölümsüz filozof Jean-Paul Sartre'nin sözleriyle elveda, sincap.
In the words of the immortal philosopher Jean-Paul Sartre au revoir, gopher.
"Düşmanım bir örümcekten daha çok ölümsüz görünüyordu."
My enemy seemed immortal, more than a spider.
- Ölümsüz müyüz?
- Never. - We're immortal?
Siz savaş avanesi, hepiniz ölümsüz olduğunuzu sanıyorsunuz.
You war people, you all think you're immortal.
Onun ölümsüz ruhu hakkında endişeleniyorum.
Worried about her immortal soul.
Biz, ölümsüz ruhlarla uğraşıyoruz, John.
We're working with immortal souls, John.
Belki ölmsüz ruhunu ve düşüncelerini nasıl kontrol edeceğini öğrenebilirsin.
Perhaps you will still manage to save your immortal soul.
Ben halatsız bir fahişe değilim.
- I'm not some immortal whore?
Ölümsüz Çizgi Romanlar partisindeydim.
- I was at the Immortal Comics after party.
Ölümsüz...
It's... It's immortal.
Yeteneklerin, büyüleyici bir ölümsüzlüğe imkan verecek Isabella.
Your gifts will make for an intriguing immortal, Isabella.
Bağışıksın ama ölümsüz değil.
You are immune but not immortal.
Biz ölerek ölümsüz olmak istemiyoruz.
We don't want to die and become immortal.
Baban gibi ölümsüz müsün?
Are you as immortal as your father?
Bu "çılgınca konuşmak" ölümsüz Bard'ın işidir.
That crazy talk is the work of the immortal bard,
Özlemim beni öldürüyor zaten.
I have immortal longings in me.
Ondan sonra, eğer iyi bir iş çıkarırsan..... tur bitiminde seni ölümsüz yaparım.
And then, if you do a good job, I'll make you an immortal at the end of the tour.
Şu an yüzleştiğimiz ölümsüz bir iblis değil.
This is no immortal evil that we face now.
Sen ölümsüz müsün?
Are you immortal?
Bizler gibi o da ölümsüzdü.
But like many Sylvans, she was immortal.
Ruhumsa, ölümsüzdür madem onunki gibi, Ne yapabilir ruhuma?
And for my soul, what can it do to that, being a thing immortal as itself?
Fakat ölümsüz mesajı halen yaşamakta, bizden bir arada kalmamızı söylüyor, aksi takdirde yok olacağımızı.
But his immortal message lives on, asking us to keep together, or under contract.
Ölümsüzüm.
I'm immortal.
Yaşlana yaşlana, dona eriye, ölümsüz oluyorsun.
"So as you age, as you freeze and thaw you become immortal."
Bedenim sonsuz olmasına rağmen, Ölümsüz değildim.
Although my body is eternal, I am not immortal.
Ölümsüz, ruhsuz bir vampir.
Yeah. Uh, a vampire... Immortal, soulless.
Tabii ki, Kadimler, öyle bir noktaya evrildiler ki fiziksel bedenleri artık gerekli değildi ve bilinçlerini ölümsüzleştirmenin bir yolunu buldular.
Of course, the Ancients evolved to a point where their physical bodies were no longer necessary, found a way for consciousness to become immortal. ELI :
O ölümsüz, Sam.
She's immortal, Sam.