English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ I ] / Inhibitions

Inhibitions traduction Anglais

230 traduction parallèle
Gerginliği gevşetir.
They loosen the inhibitions.
Demek istediğim şu... Bir kereliğine bile olsun çekingenliğimi biraz üzerimden atabilsem kendime güvenim artardı.
Well, what I mean is if I could get rid of some of my inhibitions for once I might have more confidence.
Kadın içince, çekingenliğini üzerinden atmış.
And because of the drink she lost her inhibitions.
Hepimizin belli bir miktar çekingen olduğunun farkındayım.
I'm well aware that we're all bundles of inhibitions.
İIginçler. Caz, çevre baskısını gideriyor.
Something about jazz releases inhibitions.
Benim emirlerimle kendisinin rasyonel varlıklara zarar verme yasağı arasında alt-elektronik çelişkide kaldı.
Locked in a sub-electronic dilemma between my direct orders... ... and his basic inhibitions against harming rational beings.
Yasakları kaybetmek isteyen bir arkadaşınız olduysa, bu özellikle değerlidir.
It is especially valuable if you have a friend who wishes to lose his inhibitions.
Franz Joseph'i tekrar görmek onu rahatsız etmedi mi?
Did she not have any inhibitions about seeing Franz Joseph again?
Bu beni üzecek ama çekingenliğime de çok iyi gelecek.
Breaks my heart but it's jolly good for me inhibitions.
Ne arıza varsa söyleyin, Benim burada olma sebebim bu zaten.
Only no inhibitions. If I spare once there is.
Bir ahlak hapishanesinde gibi yaşadın kurtulmayı denedin günden güne kurulan düzenin duvarlarından ve kısıtlamalarından kaçmak için önündeki geçmişi kaldırdın.
You lived like in a moral prison from which you were trying to evade by scraping day after day the wall of conventions and inhibitions the past had erected in front of you.
O aşık olmak üzere olanları engelleyen, sinsi bir adam!
A sneaky man, eaten by his own inhibitions, including in love.
Bana şampanya içirip, gevşetip, sonra da hop...
Feed me champagne... break down the inhibitions... and tallyho.
Hep, onların yasakları aştıklarını ve olayın uzun bir seks ziyafeti olduğunu düşünürdüm.
I thought they'd broken the inhibitions barrier... and it was all one long sex feast.
Geceleri ışıklar söndüğünde bütün yasaklar kalkar.
At night, when the lights are out, all their inhibitions disappear.
Bence kendi evinin sınırları içinde,... insan, kıyafet ve çekinmelerinden muaf olmalı.
I think in the confines of one's house, one should be free of clothing and inhibitions.
Çekinmeler hep güzeldir çünkü onları yenmek çok güzeldir.
Inhibitions are always nice because they're so nice to overcome.
Bu çekingenliğinizi üzerinizden atıp... çalışmalarınızda daha esnek olmanızı sağlayacak.
This will serve to free you from your inhibitions to be more flexible in your service.
Deneklerin tüm sosyal savunmaları ortadan kalkıyor. Tüm çekingenliklerinden arınıyorlar. Ruh halleri sık sık ve hızla değişiyor.
The subjects are stripped of their social defenses, lose their inhibitions, teeter madly between quickly changing moods which possess them.
Dürtü sonradan omurilikte kısa vadeli bir işleme dönüşür ama bir mani olmaksızın, beyinden ayrılmadan önce, engellemenin bozuk etkisini aşın daha çok başarısızlık korkusundan kaynaklanan bu duygusal engelleme... "
The stimulus then rolls down the spinal cord but not without impediment, for before leaving the brain, it has to overcome the braking effect of inhibitions, those mainly emotional inhibitions that, for fear of failure... "
B, aşırı direnç, psikolojik ketleme ya da ereksiyon merkezinin tükenmesinden kaynaklanır.
B, excessive resistance, caused by extreme psychological inhibitions or exhaustion of the erectile center.
Öyleyse neden bütün bu tanışma faslını atlayıp utangaçlığı bırakıp asıl istediğimiz şeyi yapmıyoruz?
So why don't we just skip all the bullshit... get rid of our inhibitions... and do what we really want to do?
Öyleyse neden bütün bu tanışma faslını atlayıp utangaçlığı bırakıp, asıl yapmak istediğimizi yapmıyoruz.
So why don't we just skip all the bullshit... get rid of our inhibitions, and do what we really want to do.
Çekingenliğini mi atıyor, döşemeye mi işiyor?
Loses her inhibitions, or she pees on the floor?
- Avını kolaylaştırıyor.
- Loosen up her inhibitions.
Gel. Mumların parasını ödemen gerekiyor.
When two bodies rub against each other, they must first get over certain inhibitions.
Çekingenliğini fırlat at ve sevgiye, gerçeğe, hazza sarıl.
Cast off your inhibitions and embrace love, truth, joy...
Çekingenliğini fırlat at ve sevgiye, gerçeğe, hazza sarıl.
Cast off your inhibitions, and embrace love, truth, joy...
Utangaçlığı yok eder.
Eases inhibitions.
Amerikalılarda, çekingenlikten eser yok.
Americans don't understand about inhibitions.
Parfümüne bir hayvan salgısı ekleyerek bunu yapacağını iddia ettin... Ve bunu kullanan insanların tüm çekingenlikleri yok olacaktı.
You claimed that by adding an animal pheromone to your perfume... it would cause the person wearing it to lose all their inhibitions.
utangaçlığı yok edecek.
- of all inhibitions.
Yoksa siz de çoğu genç İngiliz bayanları gibi modası geçmiş kısıtlamaların tutsağı mısınız?
Or are you, alas, like so many young Englishwomen, a prisoner of outdated inhibitions?
Chrissy. Erik gibi kurumadan çekingenliğini atmalısın.
- Chrissy, let go of your inhibitions, before you dry up like a prune
Pazarlık ediyorduk. Son ikimizin de direnci onun Macintosh Powerbook'uyla benim diz kapağım arasında ezilip gitti.
One minute we were negotiating the next minute our inhibitions were shattered along with my kneecap and her Macintosh PowerBook.
Biliyorsun, aktörlerin fantezilerini keşfetmek ve yasaklarını kaldırmak için yaptıkları bir tür egzersiz vardır.
You know, there's this exercise... that actors do... to explore their fantasies... and to shed their inhibitions.
Utangaçlık zamanı değil.
Oh, this is no time for inhibitions!
Hadi Marion'a onunla paylaşmadığın bazı kısıtlamalarından bahsedelim.
Let's just say Marion doesn't share some of your inhibitions.
Yüksek dozları çekingenlikte azalmaya ve hafıza kaybına neden olur.
High doses of it cause a loosening of inhibitions, memory loss.
Kahrolası Katolik çekingenliği.
Fucking Catholic inhibitions.
Kendinizi serbest bıraktığınızda yapabilecekleriniz inanılmazdır.
It's amazing what sequins on a stick can do to free up inhibitions.
Sabah sigaram Marlboro Light'ı aradığım sırada Samantha bana Jon'la geçirdiği gecenin özetini çıkarıyordu.
As I searched for my morning Marlboro Light... Samantha proceeded to give me a rundown of her night with Jon- - no "H," no inhibitions.
Üzüntülerin, endişelerin, ve çekincelerin gidecek... ve parmağımı şıklatana kadar... bu durumda kalacaksın.
Your worries, cares, and inhibitions will be gone... and you will remain in that state... until I snap my fingers.
O çöp şimdilik uzayda belki benim cinsel sorunlarıma çare bulabilirsin.
Now that the garbage is in space perhaps you can help me with my sexual inhibitions.
Bütün yapmacık hareketleri bırakıp yanında doğal olabileceğiniz biri.
The kind of guy who you could shed all inhibitions and really be yourself around.
Bu grup seansı... sınırlarınızı test etmek... utangaçlığınızı ortadan kaldırmak ve bunu grupla paylaşmanız hakkında.
These group sessions... are about testing your boundaries... losing your inhibitions, and really sharing with the group.
Seni uyarmam gerekirdi, Bunun, karar verme Ve zamanında durma Yeteneğini azalttığı bilinir.
I should really warn you, though, it's been known... to severely affect your decision-making abilities and lowers your inhibitions.
Demek istediğim, hiç seksüel çekingenlik oldu mu? Hayır, pek olmadı.
I mean, were there any sexual inhibitions?
En kötü şey de, X ile, şey aslında tüm ilaçlarla çekingenliklerini kaybedersin.
The worst thing, though, with X, well, with any drug is you lose your inhibitions.
Çekingenlik yok.
No inhibitions.
- Dünya insanlarının mahremiyet ile ilgili çekinceleri olduğunu ve leke olarak gördüklerini duymuştum.
- I had heard the humans of Earth..... had many inhibitions and stigmas surrounding intimacy.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]