English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ I ] / Instance

Instance traduction Anglais

3,475 traduction parallèle
Örneğin gökyüzünde küçük delikler gibi görünen yıldızların, çok uzaklarda ve güneş gibi gerçekten de muazzam ateş topları olduklarını nasıI biliyoruz?
"How do we know, for instance, that the stars, " which look like tiny pinpricks in the sky, "are really huge balls of fire like the sun and are very far away?"
- Örneğin annem arka bahçedeki ağaç evde ne zaman uyumaya başlasa doktor veya yetkili birisini işleri halletmesi için tutarız.
- For instance, every time mother starts sleeping in the back yard tree house, we hire a doctor or somebody else with authority to help us work things out.
Örneğin, onların Eskimolar'ın su yollarını gizlice kirlettiklerini düşünüyoruz.
For instance, we think they are planning To secretly pollute inuit waterways...
Mesela sen.
Like you, for instance.
Hepimiz kullanılırız. Bu örnekte beni kullanmalıydın.
We all get used, and in this instance, you should have used me.
Örneğin bir köpek balığında.
Oh, for instance, like a shark.
Mesela ben parmaklarımı çıtlatırım.
For instance, I crack my knuckles.
Mesela bir defasında ben bazı arkadaşlarımla dışarıda bir barda otururken kıç cebimdeki telefonum yanlışlıkla kız arkadaşımı aramış.
For instance, okay... my ass dialed my girlfriend once when I was out at a bar with some friends.
Her olayda kadınlar vardiyalarını bitirdiler, ama asla arabalarına ulaşamadılar.
And in each instance, the women finished their shifts, but they never made it to their cars.
Şey mesela...
Well, for instance,
Mesela?
For instance?
Ortağını aramadım
I didn't call, for instance, your partner.
Tutmuşsun zenci. Bak, mesela Şah Muradov.
For instance, Þah Muradov.
O ana kadar hiç kimse gerçekte Antartika'yı görmemişti örneğin.
At this point, nobody had actually seen Antarctica, for instance.
Bütün misafirlere sör ya da madam diye hitap edilecek. Kent'in dükü ve düşesi hariç. İlk önce onlara Prens hazretleri diye hitap edilecek.
All guests are to be addressed as sir or madam, with the exception of the Duke and Duchess of Kent, who are both to be addressed as Your Royal Highness in the first instance, and sir and ma'am, to rhyme with ham, thereafter.
Örneğin büyükbabanın ya da bir akrabanın şirketi ya da kendi isimlerini taşıyan bir sanat müzesi ya da üniversite gibi yerlerde adı var mı?
For instance, grandparents or parents who own a company, or have a museum built in their name? Or a university? Things like that?
Geri alma ya da dondurma şansın yok, çünkü yalnızca bir oluşum.
You can neither return to it or trap it, because it is a mere instance.
Bu oluşumda yer alan duyguların bu nedenle bu kadar önemli...
That is why your true feelings within that instance is important and within that instance...
İlk defa bu kelimeyi kullanış biçimine saygı duydum.
I respect your usage of the word this one instance.
Kani mesela.
His blood, for instance.
Örneğin Irak'a gönderilen alüminyum tüplerin sadece nükleer silah üretimi ve santrifüj için olduklarını biliyoruz.
We do know that there have been shipments going into Iraq, for instance, of aluminum tubes that really are only suited for nuclear weapons programs, centrifuge programs.
Clive, örnek olarak.
Clive, for instance.
Doğru
Right, so for instance
* * Hepsini çekilmiş almalısın * * * * Hepsi yer mantarından sonra * *
Whenever we were together, in the public, say, for instance, I would turn...
Örneğin Sermon Dağı'ndaki vaaz sahnesini gözünüzde canlandırabilir misiniz? Filminizdeki Sermon Dağı sahnesi...
Would you imagine your scene, for instance, the sermon on the mount, the scene in your film of The Sermon on the Mount...
Mesela Bir adam girerse buraya Kahraman olmayan biri yanlışlıkla buraya girdiyse,
Say, for instance, a man entered here by accident who wasn't a true hero.
100 metreyi, 1 dakika 12 saniyede yüzdüğünü söyleyebilirsin mesela.
For instance, that you swim 100 metres in 1 minute 12 seconds.
Bu portakal mesela?
This one's orange for instance.
Mesela akasya ağacına çıkan şu keçiler.
For instance, the goats that climb that acacia trees. He used to say :
Mesela şu dolabı ele alalım.
I mean, take that cabinet, for instance.
Örneğin, odaya bir bayan girdiğinde, ayağa kalkmak adettendir.
For instance, when a lady enters the room, it is polite to stand up.
Örneğin yaşıyorsun.
You're alive, for instance!
Hayır, bireysel olarak sizi kastetmiyorum.
Well, not you in particular, in that instance.
- Bana bir örnek ver.
- Give me a for instance.
Kültürel şeylere. Kitap, müzik, sanat, böyle şeylere.
Um, cultural things, for instance, books, music, art, things like that.
Farzı mahal, Guzica'yı örnek alın.
Take Ass, for instance.
Örneğin, bugün açıklanacak olan İngiliz kriketi finalinin çok tartışmalı olacağını söylemiştik.
'For instance, the much talked about and controversial...''... English cricket team's final announcement will be made today.'
Meselâ yaptırdığınız dövmeler demektir.
It's like your tattoos, for instance. - Oh.
Örneğin, bu resim. Bir başkası için.
For instance, this painting is for someone else.
Örneğin, eğer hastanın safra kesesi taşı varsa, çıkarabilirsiniz.
For instance, if a patient had gallstones you could remove them.
Örneğin, 500 kalorilik doğal bitkisel besin mideyi tamamen doldurur, esneme ve yoğunluk reseptörlerinin beynimize yeterince yediğimizin sinyallerini iletmelerini tetikler.
For instance, 500 calories of natural plant food fills the stomach completely, triggering both our stretch and density receptors to signal our brain that we've had enough to eat.
Mesela, eğer "libido" için daha ılımlı bir terim bulursak bu derece duygusal bir direniş ile karşılaşmayabiliriz.
If, for instance, we could come up with some milder term than "libido" we might not encounter such emotional resistance.
- Mesela, arkadaşlarımız.
- Ourfriends, for instance.
Mesela yani.
For instance.
İyi eğitimli, ortalama üstü kazanan ve sosyal ortamda benden daha kabul edilebilir olduğunu varsayarsak çıktığım erkekler neden bana hep paçavraymışım gibi davranıyor?
So deciding that he's overeducated and has more money than sense is somehow more socially acceptable than asking myself, for instance, why do the men I always date treat me like shit?
Mesela Vikingleri ele al.
You take the Vikings for instance.
Örnek olarak, bazı dergilerde ve radyo programlarında yer aldınız.
But you take part, for instance, in the making of radio shows and comic books.
Mesela, Eski Çin'de erkek-kadın oranı oldukça dengesiz.
For instance, in ancient China, the male-to-female ratio is skewed.
Bugün olanlar da bunun başka bir örneğiydi.
What happened today was just another instance of it.
* * Gerçekten o derece az bilir * *
The word, for instance, the word "God", I mean has...
Ya köpeğin onu ısırırsa?
If, for instance, your dog there were to bite him?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]