Instead traduction Anglais
26,810 traduction parallèle
- Cinayet şeysinin yerine mi?
You mean, instead of going to the murder place?
Doug Benson bana ekibinde tam zamanlı bir iş teklif etti kendini kötü hissetmeni istemediğim için kabul etmeyecektim ama onun yerine, gerçek bir insan olmak için kabul etmeye karar verdim bu sayede senin için de daha iyi bir partner olacağım.
Hey! So, Doug Benson offered me a full-time staff job and I wasn't gonna take it because I didn't want you to feel bad, but instead, I decided to keep it, because I'm becoming a real person, which in turn, will make me a better partner for you.
Bu yüzden bana teşekkür etmek yerine, beni kurnaz iş anlayışım nedeniyle tebrik ediyorsunuz galiba!
So instead of thanking me, you should be congratulating me on my shrewd business sense!
Yine muhbir olacaksın. Narkotik yerine CIA'in muhbiri olacaksın.
You'll still be a rat, but for the CIA, instead of the DEA.
James seyirci olduktan sonra biz de P1 ve 918'i başlangıç çizgisine koyduk. Sonrasında da benzinli motorun gücünü arttırmak yerine onları kapadık.
With James reduced to the role of onlooker, we lined up the P1 and the 918 on the start line, but then, instead of revving the petrol engines, we shut them down.
Onun yerine Belçikalı bir dost bulduk. Formula 1 ve Formula E'de yarışmış biri...
So instead, we went for a Belgian chap- -... who's done Formula One and Formula E,
Bir sike derman olmamalarına rağmen.
Instead they don't count a fuck.
Gitmek yerine onu arayıp davet edebilirdim.
I could've called him instead and he would've come.
Bunun yerine...
Instead...
- Ama onun yerine buraya geldik.
- But instead we came here.
Bunun yerine o bana karşı bir anlaşma yaptı.
Instead he made a deal against me.
Onun yerine ne yaptınız?
What did you guys do instead?
Devlet adamı kendi halkını korumak ve kollamak için yaşar ama bu p * ç halkını kullanıp cebini doldurmaya çalışıyor.
As the Governor, he doesn't bother to protect his own people, but instead, he sells his people to stuff his pockets.
İşe yaramayan bir Kral yerine, Kraliyet soyundan olmayan bir Kral olmalı.
The people should have a king from outside the royal lineage instead of one who is useless.
Hiçbir şekilde hayır.
No. No way. Instead...
Ama hastalık yerine bu virüsler 40 bin kuş tarafından sizin ilacınızı hayvan popülasyonuna dağıtacak.
But instead of disease, this virus will be carrying your cure, which... 40,000 birds will deliver into the animal population.
Ama tam tersi, ikinizi de kaybettim.
But instead, I almost lost both of you.
Onu kullanırsan daha iyi olur.
Maybe you could use that one instead.
Belki de sadece 36 kişi yerine güvertedeki... 97 kişiyi de öldürmek istiyordur?
Maybe he wants to kill all 97 people on board instead of just the 36?
Aksine bana güç verdiniz.
Instead, you became my strength.
Su döksün derken adam kalkmış ateşe benzin mi döküyor?
I was using him to pour water, but instead he poured oil on the fire.
Sence onu aileden kovmak yerine onunla avunamaz mıydın?
Do you think that maybe you could have consoled him instead of kicking him out of your family?
Yani, o oğlanı gerçekten öldüreceğini biliyordum fakat yerine bir salatalık gibi sessiz sakin kalakalır.
I mean, you knew he was really gonna kill that boy but instead he gets all quiet and calm as a cucumber.
Ancak, sizin yanınızda olmak yerine, saklandım.
But instead of being here for you, I hid.
Aferin. Gözü böyle olmalıydı ama onun yerine kırık kemiğin içine takılıp kalmıştı.
See, now, this is where his eye should be, but instead it's trapped in the broken bone.
Onun yerine kardeşiniz geri döndüğü için mızmızlanıp duruyorsunuz.
And instead, you're just whining and fighting when your sister came back.
Bunu gönderenleri takip etmek yerine böcek adammışsın gibi, sen gönder.
Well, instead of tracking people who send out that signal, can you send it out as if it were you?
Eğer burada bizimle grev hattında olmak yerine Venedik'te dünyanın en güzel kadınlarından birini yönetmeyi seçiyorsa bu onun kaybı.
If he'd rather be over there in Venice conducting one of the most beautiful women in the world instead of on the picket lines here with us, that's his loss.
Eğer işe polisi ve siyaseti karıştıracak olursan, kızın yine evine dönecek, ama canlı olarak değil.
Instead you what to get violent go to police, politicians. she will still come back home but not alive.
Burada kalırsak kimse hayatta kalmaz... Burada başka şeyler oluyor...
Nobody will be alive if westay here... instead of doing something.
Miktar yerine zamanı genişletmenin bir yolu var mı?
Is there a way to expand, instead of scale, time?
Ama onun modernleştirme anlayışı...
But his way of modernizing, instead of saying,
Ben onun yerine konyak içeceğim.
Okay, I will drink some brandy instead.
Onu tanıştırıp sonra da reddedildiğini... veya ona cevap verilmediğini görmek yerine... sırf bu düş kırıklığına sebep olmamak için...
Instead of going through the process of making an introduction and probably having him turned down, or not hearing back, I just said, "Look, Gaggan, I think it might be better and more heartfelt if you just fire off an email, tell them who you are and what you want to do, and, you never know, see what happens,"
Çünkü o mutsuz, zincirlenmek yerine... koşuyor olmayı dilerdi.
Because she's unhappy, she'd like to run, instead of being chained up.
Hislerimle baş etmek yerine, ölümü sadece kendim çözebileceğim bir yapboz hâline getirdim.
I turn death into a puzzle I can solve instead of dealing with my feelings.
Aksine, bu gece korkmanın sorun olmadığını hatırlamalıyız.
Instead, tonight, we remember that it's okay to be afraid.
Ama bunun yerine burada can verecek. Böylece ben yaşamıma devam edeceğim.
But instead, she will die here, so that I might live.
- Güzel bir kahvaltıydı.
- It's not a bad breakfast instead?
Amerika'ya gelirim ve... büyük bir macera olur diye düşünmüştüm ama.... onun yerine New Jersey.
I thought I'd come to America and have a grand adventure, and instead it's... Instead, it's New Jersey.
Bu muşambayı yelken için değil de sığınak yapmak için kullanmayı düşünüyordum.
I was thinking instead of a boat, we could use the tarp for shelter.
- Düğün hediyesi niyetine saysın.
Instead, he gives wedding favors.
Köyleri alt üst etmek yerine onları yerle bir ediyor artık.
Instead of ransacking villages, she's now razing them to the ground.
Ben Daniel Cullen ve Peter Lewis gibi adamların 4 metrekarelik hücrelerde başarısız olarak yaşamasını bir şey başardıklarını düşünerek ölmelerine tercih ederim.
I strongly believe that men like Daniel Cullen and Peter Lewis belong in 5-foot by 8-foot cells where they can live out their lives as failures, instead of dying thinking that they accomplished something.
Bıçağı çekip kanamayı hızlandırmak yerine birilerini arayabilirdin.
You could have called someone instead of pulling the blade and accelerating the bleed.
Fakat onu yapmak yerine Jaclyn'in yanına döndü.
But he went back to her instead.
Seni sevmesi, ilgilenmesi ve koruması gereken insanlar, bunları yapmak yerine seni istismar etmişler.
That the people who were supposed to love, care for, and protect you instead violated you beyond measure.
Çöp poşetim yırtıldı. Ben de çöplüğe kadar gitmek yerine etrafa tıkıştırdım.
My bag broke, and I ditched the trash instead of taking it all the way to the dumpster.
- Bence evde kalıp bir Roman Polanski filmi açalım R. Kelly müzikleri eşliğinde Chik-fil-A yiyelim.
Instead, let's just stay in, watch a Roman Polanski movie, listen to R. Kelly, and eat Chik-fil-A.
Niska'ya olanlardan sonra Berlin'e gitmek yerine Folkestone'a geldin.
So after everything that happened with Niska, instead of going home to Berlin, you came to Folkestone.
Arkadaşının ölümünden kazanç sağlayabilecek birinin o videoyu yok edeceğine dair verdiği sözü tutup tutmayacağına inanmakta zorlanıyorum. O yüzden sana ufak bir söz verdireceğim.
I find it kind of hard to believe that someone who would profit from her friend's murder would actually keep her promise about destroying the video, so I'm gonna make you a little promise instead.