Isabelle traduction Anglais
1,831 traduction parallèle
- İsabelle'le bir erkek süiti.
- A dude suite with Isabelle.
- İsabelle mesaj attı.
- Isabelle texted me.
- Merhaba Isabelle.
- Hi, Isabelle.
- Hayır onun için değil, Isabelle hakkında.
It's about Isabelle.
Ben sizinle tanışmak istiyorum. Isabelle sizden bahsetti.
Isabelle told me all about you.
Isabelle size benden bahsetmediyse, bunu yapacak olan ben olamam.
If Isabelle never told you, it's not up to me.
Siz bana Isabelle'le çıktığınızı mı söylüyorsunuz?
You are dating Isabelle?
- Siz ve Isabelle!
You and Isabelle!
Isabelle Serena ve genç Violette Duval'i bir araya getiriyor.
Starring in the new Patrice Leduc film will be
Eğer Solange Duvivie ve Isabelle Serena birlikte oynamayı kabul ederlerse bu Violette Duval için kutsal bir ateş olacak.
Solange Duvivier, Isabelle Séréna, and newcomer Violette Duval...
Hayır, o Isabelle.
No, that was Isabelle.
Solange'da klas, aşırı zariflik Isabelle'de güzellik, çekicilik, Violette'de tazelik.
Solange is class, refinement, elegance. Isabelle, is beauty, sensuality.
Saat 21.00 de Fouquet'te. Isabelle.
See you at nine at Fouquet's, Isabelle.
Aynı zamanda Isabelle Serena ve bir akşam yemeği.
Isabelle Séréna invites. What'd you do? You'd have to go.
İyi akşamlar, Isabelle Serena ile bir randevum var.
Hello, I've an appointment with Isabelle Séréna.
Eminim ki Solange Duvivier ve Isabelle Serena'yı tanıyorsunuzdur.
You must know them, Duvivier, Séréna.
Geçen akşam anahtarınızı Isabelle'in evinde unutmuşsunuz.
Who forgot his keys at Isabelle's?
Benim arabamı Solange Duvivier çaldı, Isabelle Serena'nın erkek arkadaşı yüzümü dağıttı. Violette Duval evimi talan etti ve siz beni mi tutuklayacak sınız?
They steal my car, break my face, wreck my home and it's me who gets arrested!
Masanızın üzerine fotoğrafları ben koydum. Ben olmasaydım lsabelle ve Solange'ı bir araya getiremeyecek Violet'i tamamen gözden kaçıracaktınız.
Without me, you'd have never co-starred Isabelle and Solange and missed out on Violette Duval.
- Hayır ama Solange ve Isabelle'le oynadığımız filmde beni seçtiğin için teşekkür ederim.
- No, I mean for choosing me to work with Solange and Isabelle.
Sonunda Isabelle, Warren Buffett'i arayarak noktayı koydu.
Which isabelle settled by calling warren buffett.
Isabelle Vaughn mu?
Isabelle Vaughn.
İkisi de mi? Öyleyse Isabelle'yle öldürülmeden önce birlikte yemek yediler.
Both?
- Öyle görünüyor.
So, they had dinner together before Isabelle was killed?
Ama Isabelle'de, Tony'de olmayan bir şey daha vardı. Yüksek miktarda sodyum hidroksit.
But Isabelle had one other item that Tony didn't, large amounts of sodium hydroxide.
- Evet. Isabelle'in tırnak içlerinde bulmuşlar.
Are you sure?
Sid gönderdi.
They found it under Isabelle's fingernails.
- Isabelle'in dairesini araştırdığını sanıyordum. - Temiz çıktı.
Weren't you searching Isabelle's apartment?
Aynı zamanda Isabelle'in yakıcı maddeyi, tadını hissetmeden nasıl sindirdiğini de açıklıyor.
Well, it also explains how Isabelle could have ingested a caustic substance without really tasting it.
Bütün bu garip yiyecekler, Sid'in Tony ve Isabelle'in midesinde tespit ettikleriyle uyuşuyor.
[Hawkes] All this strange food is consistent with what Sid found.
Sizi, bir cesedin atılmasına iştirak etmekten dolayı buraya getirttik. Sorularımıza cevap vermemeye devam ederseniz, Isabelle Vaughn cinayetiyle aranızda bir bağlantı kurmanın da yolunu mutlaka bulurum.
Ms Feeney, right now I got you on conspiracy to dispose of a dead body, but if you don't start answering our questions,
- Isabelle'e hayrandım. Ama çok da iyi tanımazdım.
I idolised Isabelle, but I barely knew her.
Isabelle Vaughn onun evinde ölmüştü.
Isabelle Vaughn was dead in his apartment.
Benzer bir izi, Isabelle'in arabasında da bulduk.
We found similar trace in Isabelle's car.
Tony, benden Isabelle'i arabasına taşıması için yardım etmemi istedi.
Tony asked me to help him carry Isabelle to her car.
- Pekâlâ. Demek partideki herkes değişik karışımları yiyip içmeye dalmışken Tony bir yolunu bulup bunu Isabelle'in içkisine kattı.
Everyone's at this party, riding high on this berry buzz, eating and drinking different concoctions.
Isabelle Vaughn.
Isabelle Vaughn.
Isabelle'in çantaları "mutlaka alınmalı" listelerinin hepsinde vardır.
Her bags are on every must-have list.
Ben de bunu hazırlayan kişi her kimse, Isabelle'den bahsediyor olmalı diye düşündüm.
She uses them on every purse. It's the Isabelle Vaughn "thing". So, I figured whoever made this must have been talking about her.
- Demek Isabelle iş ortağınızdı.
[Mac] So, Isabelle was your business partner?
Isabelle Vaughn benim hesabıma çalışıyordu.
Isabelle Vaughn worked for me. Check her contract.
- Evet ama Isabelle'in amacı yeniden pazarlık değilmiş ki.
Yeah, but Isabelle wasn't looking to renegotiate.
Isabelle Vaughn gibi birinin benim için tehdit oluşturacağını düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz.
If you think Isabelle Vaughn posed a threat to me, you're wrong.
Bakın, Dedektifler. Bu meslekle ilgili bir şeyler biliyorsanız, Isabelle'i benim yarattığımı da bilmeniz gerekir.
Detectives, if you knew anything about this business, you'd know that I made Isabelle.
- Isabelle'den nefret ediyordunuz.
I imagine you hated Isabelle.
Isabelle'in tasarımlarından birine benziyor.
[Woman] This looks like one of Isabelle's designs.
- Partide, zehri Isabelle'in bardağına aktarmak için kullanılmış olabilecek her şeyi tahlil ettim ve PH derecelerinin üçle beş arasında olduğunu tespit ettim.
I tested everything at the party that could be used to deliver poison to Isabelle's glass. They all came back with a pH between three and five.
Oradan da doğruca Isabelle'in bardağına boşaltılmış.
Yeah, and poured from there directly into Isabelle's glass.
Danny'nin, Isabelle'in arabasında bulduğu bitki lekesinin kaynağı.
It's the vegetative trace that Danny found in Isabelle's car.
Herkese merhaba, ben Isabelle Vaughn.
Her lifetime goal is a movie role... ♪
Çok heyecanlıyım...
Hey, Isabelle Vaughn here.