Istihbârat traduction Anglais
18 traduction parallèle
Biz dünya üzerindeki en gelişmiş ve güçlü istihbârat bürosuyuz.
We're the largest and most powerful intelligence agency in the world.
İngiliz istihbârat usulünü, mümkün olduğunca çabuk ve eksiksiz öğrenmen gerekecek.
You're going to have to learn as quickly and thoroughly as possible the English system of intelligence.
Askeri kayıtlara göre, 5 yıllık istihbârat deneyimin var.
Military record, five years Intelligence.
Düşman istihbârat teşkilatına sızmak hayâti önem taşır.
It's vital to penetrate the enemy's intelligence services.
Bir istihbârat görevlisini başarılı kılan yüksek nitelikler, kuşkulu bir akıl, ayrıntıya ve karmaşıklığa karşı bir tutku, gözleyeceğin birine ait yüksek vasıflardır.
The very qualities that make a good intelligence officer, a suspicious mind, a love of complexity and detail, are the very qualities of someone you'll be observing.
Seçkin bir istihbârat görevlisi olmak konusunda derler ki, kararlı bir akla, yaptığın işe karşı kesin bir imân duygusuna ve ümitsiz bir romantikliğe sahip olmak zorundasın.
They say to be an exceptional intelligence officer, you have to have a steady mind, an unwavering sense of belief in what you're doing, and be a hopeless romantic.
Çökertme operasyonları, istihbârat toplama ve analizler.
Subversive operations, intelligence gathering and analysis.
Elbette. Bu konuyla ilgili bütün istihbârat bilgilerini, doğrudan bana göndermeni istiyorum, başka birine değil.
I want all intelligence on this sent directly to me and no one else.
Başkan bir "Dış İstihbârat Teşkilâtı" oluşturma konusunu araştırmamı istedi.
And the President has asked me to look into creating a Foreign Intelligence Service.
İstihbârat, onlar için annelerinin sütü gibidir ve o asil memeyi ünvanı olmayan insanlarla paylaşmaktan hoşlanmıyorlar.
Intelligence is their mother's milk and they don't like sharing the royal tit with people who don't have titles.
İstihbârat açısından müzakere yeteneğini, özellikle kötüleme propagandası kullanımı ve yeniden ses üretimi olarak bilinen unsuru gayet yerinde kullan.
Use your tradecraft well, particularly the use of black propaganda and the ingredient known as playback.
Alman Askeri İstihbâratı, "Abwehr" de görevli bir memurmuş.
( SPEAKING GERMAN ) He was an officer in the Abwehr, German Military Intelligence.
Bu yüzden Başkan'la, yeni bir "Dış İstihbârat Teşkilatı" oluşturmamız gerektiği hususunu görüştüm.
So, I've been telling the President about the need to create a new Foreign Intelligence Service.
Özellikle de, uzmanlık alanın olan "Karşı İstihbârat" konusundaki fikirlerine.
Particularly in your area of expertise, counterintelligence.
Merkez ellerinde bir albay olduğunu bildiriyor, "Yönetim Kademesi K, Karşı İstihbârat."
Station reports they have a colonel, Directorate K, counterintelligence.
Donanma İstihbâratı'nda üç yıllık bir hizmette bulundum.
Served for three years in Naval Intelligence.
Bütün bu kat, senin dünyanın bir parçası olacak. "Karşı İstihbârat".
This whole wing will be your part of the world. Counterintelligence.
İstihbârat kalitesi.
The quality of his intelligence.