Itiyorum traduction Anglais
151 traduction parallèle
Bozuk parayı alnınıza koyuyorum. İşte böyle itiyorum
Let's take a coin and put it on your forehead.
Seni itiyorum.
I'm pushing you.
Ben de itiyorum.
I'm shoving you.
Hayır hayır, sanırım ben bir kadını çok istediğimde, onu kendimden itiyorum.
No. No, I think I repel the women that I want the most.
- Tabii ki, itiyorum!
- Of course I'm pushing!
Kolu ileri... itiyorum.
I'm putting the stick... forward.
Onaylandı... Pozisyonum... kolu ileri itiyorum.
Corrected... my position...
Bakın, işte kuyruğumu böyle sokuyorum, sonra böyle çeviriyorum. Bir çeyrek daire sola çeviriyorum, sonra biraz ileri itiyorum.
Look, I just insert my tail, like this, and I turn it like this, just a quarter turn to the left, and then push it a little bit further.
Biraz daha ileri itiyorum. Şimdi biraz geriye çekiyorum...
Push it in a little bit farther, take it back a little bit...
Ben, onları lezbiyenliğe itiyorum, o geri getiriyor.
I drive them to lesbianism, he brings them back.
- Lanet olası bir kayayı lanet olası bir dağdan yukarı itiyorum.
- I'm pushing a fucking rock up a fucking mountain. That's what's with fucking Kevin.
Bariyeri itiyorum.
I'll push the barrier.
Onu itiyorum, o geri gidiyor, ve bu adam geliyor.
I push him, he goes back, and this guy comes in.
Ben bunu adama doğru itiyorum.
I push it to this guy.
Yıllardır seyircileri itiyorum!
Sure! I've been repelling viewers for years!
Göbek bağını ısırıp, kadının hala yoğun bir şekilde kanamakta olan vajinasına geri itiyorum.
I bite the umbilical cord and shove it back into her still heavily bleeding vagina.
İtiyorum, itiyorum.
I'm thrusting, I'm thrusting.
Evet göğüslerine dokunuyorum ve içeri itiyorum.
Yeah, I'm touching your breast, and I'm thrusting into you.
"Şimdi" diyorum ve itiyorum.
I say " "now" " and then push.
Onu itiyorum.
I push him back off.
- Seni ileri seviye sınıfına almak itiyorum.
- I want you in my advanced class.
Sonrasında kavgaya dönüşüyor. Onu kapıya itiyorum.
Then it gets physical I push in into that door
17 saniye boyunca boğuşuyoruz, ve seni uçaktan itiyorum.
For seventeen seconds we struggle and I push you out of the plane
Tekrar itiyorum ama gelmeye devam ediyor. Daha fazla itecek gücüm kalmayana dek.
I shove it down again, but it just keeps on coming back till I don't have the strength to push anymore.
İnsanları itiyorum galiba.
I just.... l push people away.
Onu düzme itiyorum, ama sıradan şekilde değil.
I do want to shag her, but not in the usual way.
El arabasını neden ben itiyorum?
WHY THE HELL AM I PUSHING THE DAMN WHEELBARROW?
Müşterileri cezbetmek yerine, onları itiyorum.
Instead of catching the customers eyes, I'm scaring them away.
İtiyorum ya.
I'm pushing.
İtiyorum, ama uzaklaşıyor.
I push down but it goes away.
- İtiyorum, bas şu lânet debriyaja.
Come on, push! I'm pushing, step on the clutch goddammit
´ ´ - İtiyorum!
- You're being shoved!
- İtiyorum.
- I'm doing that.
İtiyorum!
Now push!
İtiyorum.
I'm pushing.
- İtiyorum zaten.
- I am pushir.
- İtiyorum!
Push!
İtiyorum!
- I am! I am!
Neden seni bu kadar itiyorum?
I mean, how come I turn you off so much?
- İtiyorum.
- I'm pushing it.
- İtiyorum, salak!
- I'm pushing it, asshole!
İtiyorum!
I'm pushing!
- İtiyorum!
- I am!
- İtiyorum!
- I'm pushing!
İtiyorum.
I'm advancing.
- İtiyorum.
- Of course.
- İtiyorum.
- I'm pushing.
İtiyorum, gidiyor.
I push it down, it goes away.
- İtiyorum!
- I am pushing!
İtiyorum.
I'll push.
İtiyorum seni küçük pislik!
I'm pushing, you little star fucker!