Iyi etmişsin traduction Anglais
265 traduction parallèle
Ne iyi etmişsin.
You've done well.
Niçin almışsan çok iyi etmişsin. Çok güzel bir kız.
Be it fair exchange or no, she's a fair daughter whoever's she be.
Dave, sevgilim, Max'a her şeyi hazırlatmakla ne iyi etmişsin.
Dave, darling, it was so nice of you to have Max have everything set up.
- Ona sormakla iyi etmişsin.
- You were right to ask her.
Yüzleri gizlemekle iyi etmişsin.
You've done a good job disguising the faces.
Aramakla iyi etmişsin.
You were quite right to call.
Bizi beklemediğine iyi etmişsin.
It's good that you didn't wait for us.
- Buraya gelmekle iyi etmişsin.
- You did well coming here.
Çocuğa acı verecek şeylerden sakınmakla iyi etmişsin.
That's good you did that. Save that boy any pain.
Çalışmasına dokunmamakla iyi etmişsin.
It's best not to touch his work.
İyi etmişsin.
Right you are.
- İyi de etmişsin yani.
- Well, that's a lucky thing.
İyi etmişsin.
You did right.
Ve Lord Matsudaira'ya çok iyi muamele etmişsin.
So that's how you toyed with Lord Matsudaira
İyi etmişsin, yine uyursun şimdi.
It was well done, and thou shalt sleep again.
Vaziyeti oldukça iyi analiz etmişsin. Tabii, kâğıt üzerinde.
You've analyzed the local situation quite well on paper.
Çok iyi akıl etmişsin.
Very clever of you, indeed.
- İyi etmişsin.
- Good for you.
İyi tahmin etmişsin.
That was a pretty good guess.
İyi ki beni Candy'e tavsiye etmişsin.
It was very kind of you to recommend me to Candy.
İyi etmişsin. Hoş biri.
Well, good for you, she's nice.
Besbelli, etrafı iyi kolaçan etmişsin.
Well, obviously you've had a good look around.
İyi etmişsin.
You're quite right.
- İyi analiz etmişsin.
- You've got it analysed.
İyi akıl etmişsin, Kirby. İyi akıl etmişsin. Sen iyi misin, Walsh?
Good thinking Kirby, good thinking.
İyi etmişsin, çünkü buranın ahalisi batıl itikatlara inanır.
Just as well, because people are superstitious.
Iyi etmissin bay Thorson.
Good for you, Mr Thorson.
- İyi halt etmişsin.
- Much obliged.
- İyi etmişsin.
- No, you did the right thing.
İyi etmişsin. Ben sadece 300 tane getirdim.
Oh, good.'Cause I only brought 300.
Iyi etmissin ama bütün bunlar sadece para için, degil mi?
I appreciate your doing this, but it's for the money, isn't it?
İyi etmişsin canım.
Oh, good. That's nice, dear.
İyi ki Çello için ısrar etmişsin!
Glad I insisted you brought that cello!
- İyi etmişsin.
GOOD FOR YOU.
İyi etmişsin. Bir şampiyon unvanını korumalı.
A champion should defend his title.
Bu vakayı iyi itrak etmişsin, Hastings.
It "seized" the principal of this case, Hastings.
- İyi tahmin etmişsin.
- Good thinking.
Anladığım kadarıyla, olayı çok iyi idare etmişsin.
I understand you handled it very well.
- İyi etmişsin.
That was wise.
İyi akıl etmişsin.
That was clever.
İyi etmişsin.
Good for you.
İyi etmişsin.
You did good.
Demek istediğim... iki yıldan beri medeniyetten uzak olduğun göz önünde tutulursa bayağı iyi idare etmişsin.
I mean you've... managed quite well considering you've been out of contact with civilisation for two years.
Anlıyorum, sen de iyi idare etmişsin.
I see. So, you're doing well yourself.
İyi akıl etmişsin.
Good thinking.
Ne de iyi etmişsin.
lovely.
- İyi etmişsin.
- Good idea.
- Elbette. İyi etmişsin, Mikey.
Good for you, Mikey.
İyi park etmişsin.
Nice parking job.
İyi fark etmişsin Peter.
This was a nice pickup, Peter.
İyi terapi etmişsin.
Nice counseling job.