English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ I ] / Iyilik

Iyilik traduction Anglais

20,093 traduction parallèle
Ama eğer bir daha seni ararsa bana bir iyilik yapmanı rica ediyorum.
But if she contacts you again, I'd like you to do me a favor :
Bir iyilik istedim.
I'm asking for a favor.
Bu yüzden bana bir iyilik yap, sana yardım etmeme izin ver.
So do me a favor, let me help you out for once.
Sana bir iyilik yapıyordum.
I was doing you a favor.
Bana bir iyilik yapar mısın?
Can you do me a favor?
Sana iyilik yaptım resmen!
Hey, man, I did you a favor!
Tariq'in iyi bir çocuk olduğunu biliyorum. Bu yüzden bir iyilik istedim.
I know Tariq is a good kid, so I called in a favor.
Bana cidden büyük bir iyilik yaptın.
You did me a solid, man.
- Bir iyilik yapmanı istiyorum.
Hey, I want you to do me a favor, okay?
Bu arkadaşına bir iyilik yapıp öldür şu orospu çocuğunu.
Do this friend a favor. Kill that son of a bitch.
Gitmeden bize bir iyilik yapar mısın?
Before you go... could you do us a favor?
Bir kaç iyilik işte.
A couple of favors.
- Bana bir iyilik yapar mısın?
- would you do me a favor? - Yeah.
Asla dua etmedim Ama yaptığımın o kadar çok kısmı iyilik içindir.
I never beg, but so much of what I do is for the good.
İsa'yi ovmek icin buradayiz, iyilik istemek icin degil.
We're here to praise Jesus, not ask him for favors.
Benim iyilik timsali olduğumu düşünüyorlar da ondan.
They think I'm a goody-two-shoes. Mm.
Öncelikle bana iyilik timsali dediğin için özür dile çünkü ikinizin de uygulamaya cesaret edemeyebileceği çok tehlikeli bir plan yapmak üzereyim.
First, apologize for calling me a goody-goody, because I'm about to lay out a plan so daring that the two of you may not have the guts to follow it.
Bana bir iyilik yap, olur mu?
Do me a favor, will you?
Bana bir iyilik yap ve Dr. Cannerts'ı çağır.
Do me a favor and go get Dr. Cannerts.
Bana bir iyilik yap.
Do me a favor.
- Bir iyilik o zaman bu?
So this is a- - a favor?
Ben arkadaşlarıma iyilik yaparım.
I do favors for friends.
Çünkü sana bir iyilik yapıyorduk.
Why? Because we were doing you a favor...
İhaneti iyilik olarak gösterme.
Don't dress betrayal up as a favor.
Senden büyük bir iyilik isteyeceğim.
I have a great favour to ask you.
Bunu söylemekten hoşlanmıyorum ama bazen sorunu çözmek için onların seviyesine inmen gerekiyor. Bana bir iyilik yap.
I hate to say this, but sometimes you got to sink to their level to fix the problem.
Daha çok bir istek veya iyilik gibi.
Well, it's more of a request or, like, a favor.
Sanırım size bir iyilik etmişim.
Seems I did you a favour there.
"Hayatım boyunca tek bir iyilik yaptım"
"I did one good thing in my life."
- G, dostum bize bir iyilik yapıyor.
G, my homie's doing us a favor.
Martha bana bir iyilik yap.
Martha, do me a favor.
- Bir iyilik isteyeceğim.
Okay, listen, do me a favor.
Bir iyilik.
A favor.
En iyisi sen bana bir iyilik yap.
But look, why don't you do me a favor?
Sana iyilik yapmaya çalışıyorum. Çıkarın.
I'm trying to do you a favour.
Bu ona yapılan bir iyilik, sana değil.
This is a favour to her, not you.
Burada kendine hiç iyilik etmiyorsun.
You're not doing yourself any favours here.
Senden bir iyilik isteyecektim.
I've a favour to ask you.
Sana iyilik yapmama izin verirsen itibarımı geri kazanmama yardımcı olursun.
You'd be helping salvage my reputation if you were to let me do you a good turn.
Kendine bir iyilik yap Byron ve anlamadığın şeylerden uzak dur.
Do yourself a favor, Byron. Stay clear of things you don't understand.
Saldırılarını affetme kararı vermiş olması iyilik ve merhamet açısından bir derstir.
His decision to forgive your insults should be a lesson in kindness and charity.
- Sana iyilik yaptım.
- I did you a favor.
Eğer o hayaletlerden herhangi birini görürsen... Bana bir iyilik yapın ve Owen'ın üzgün olduğunu söylediğini söyle.
If you ever see any of those ghosts do me a favor and tell them Owen says he's sorry.
Kalbindeki iyilik yüzünden mi?
Out of the goodness of your heart?
Cesur ve kararlı Sam Winchester'a ne oldu? Kendini daha büyük bir iyilik için feda edebilecek kişiye? - Tam burada.
Whatever happened to the Sam Winchester who was bold, decisive, and ready to sacrifice for the greater good?
Çocuğa bir iyilik yap da ona yanlış umutlar verme.
Do the kid a favor and don't give her false hopes.
Bassam bize iyilik yapmış olmasaydı seni hapisten kendimiz çıkarmak zorunda kalabilirdik.
Had Bassam not done us the favor, we might have had to get you out of prison by ourselves.
Üstüme iyilik sağlık!
Heavens!
Bütün aile kendini beğenmiş sözde iyilik meraklısı.
The whole family is a bunch of self-righteous fucking do-gooders.
Bana bir iyilik yap, gökyüzünün yeşil olduğunu söyle.
Do me a favor- - tell me the sky is green.
İyilik için yapıyoruz.
It's for the greater good.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]