English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ I ] / Izni

Izni traduction Anglais

6,203 traduction parallèle
O kadar sıkıdır ki, DC'de sadece bir firmanın kullanma izni var. "Böceklere Son" adlı bir şirket. Son zamanlarda yaptıkları işlerin listesini yolluyorlar.
Okay, sulfuryl fluoride is highly regulated, so much so that only one company in all of DC is licensed to use it- - a company called Insects No More- - so they're sending over the names of their most recent jobs.
Paris'te gördüğümüz o resim ve eve kedi alma izni.
That painting we saw in Paris, and permission to own a cat.
Efendim, Diaz'ı pisliğin teki olduğu için tutuklama izni istiyorum.
Sir, permission to arrest Diaz for being a jerk.
Santiago'yu korkak olduğu için vurmak izni istiyorum.
Permission to shoot Santiago for being a coward.
Söz konusu kara bütçeyse, nasıl giriş izni sağlayacağım?
If it's black-budget, how am I supposed to gain access?
Catherine Lee hamile kalınca doğum izni ne bilmiyorlardı.
When Catherine Lee got pregnant, they had no fucking idea what maternity leave was.
Ben, arama emri ve cep telefonu için de takip izni çıkart. - Ben yaparım.
Ben, put out an APB and get a warrant to ping his cell phone.
Birkaç günlüğüne hastalık izni alma vaktin geldi.
Time you called in sick for a few days.
Hoover öldükten bir hafta sonra Wilson evinde nükleer sığınak yapma izni almış.
So a week after Hoover died, Wilson filed a permit to build a fallout shelter on the property.
İmzanız bana tüm talepleri karşılama izni verdi.
Your signature gave me blanket approval for all requisitions.
Giriş izni verildi.
Computerized voice :
Evet ama güneydeki birim, buna dayanarak arama izni vermiyor.
Yeah, well district south can't authorize a search based on that.
Arama izni olmadan mı?
Without a search warrant?
Bilgisayarınız için bir arama izni alıyoruz.
We're executing a search warrant on your computer, as we speak.
USS Winthrop'dan ev izni almış.
He was a local. Home on leave from the USS Winthrop.
- Evet ve bak bakalım, Sykes evi için arama izni çıkartabilmiş mi.
Yeah, and see where Sykes is with the warrant for his house.
Bana kalırsa erişim izni olan birisi onu öldürdü.
I believe that someone who had the power to get close murdered him.
Güverteye çıkış izni var mı?
Permission to come aboard?
Otis yatağa çıkma izni yok.
- Are you okay? It's horrible. Otis is not allowed on the bed.
Bu yüzden, uh, Deborah Hill, yeni çıktı doğum izni.
So we have, uh, Deborah Hill, she's out on maternity leave.
- Efendim. - Öğrenci Johnson babasının izni olmadan çıkmıyor.
Cadet Johnson won't leave without his dad's permission.
- Değişiklik yapma izni verildi.
Permission granted to adjust.
Beni yatak odasında yakaladı ve tartıştık. Çünkü izni olmadan bir çalışma yapıyordum.
He caught me in his bedroom, and we fought, because I was conducting a study without his approval.
Tereddütünü anlıyorum... Arama izni al ondan sonra konuşuruz.
I get your hesitance... go get a warrant, and we'll talk.
Arama izni için telefon ediyorum ayrıca ekiplerin Walker'ın evinde bizimle buluşmalarını isteyeceğim.
I'm getting a telephonic search warrant and having units meet us at the Walkers'house.
Müşterilerimin izni olmadan onlar hakkında konuşamam.
Oh, I don't talk about my clients without their permission.
Buna genel arama izni deniyor, Henry.
It is called a general search warrant, Henry.
Kara, bütün bunları annen buradayken tekrar anlatacağım ama durumun cerrahi müdahale izni almayı gerektirecek kadar kötü.
Kara, I was going to go over all this with your mom when she got here, but your situation has worsened enough to warrant surgical intervention.
Onun izni olsun ya da olmasın, bu ameliyatı olacağım ben.
I'm doing this operation with or without his permission.
Eviniz ve Dovebird Kayıt için bir arama izni çıkartıyoruz.
We're executing a search warrant for your residence, along with Dovebird Records.
- Psikiyatrist olmadığına göre izni beklememiz gerekiyor.
Yeah, well, unless you're a psychiatrist, we wait for the warrant.
Ama önce arama izni almamız gerek.
We just need a warrant first.
Anlamadım, bana bunun arkasında o şerefsizin olduğunu bildiğiniz halde arama izni alamadığınızı mı söylüyorsunuz?
I don't understand. You're telling me you can't get a search warrant, even though that son of a bitch Boothe is behind this?
Eğer arama izni alamazsak bunun bir önemi kalmayacak.
Well, doesn't matter if we can't get a warrant.
Arama izni, Lance'in katilini bulmak için bizim elimizi kolumuzu bağlayamaz.
No warrant is gonna stop us from getting our hands on evidence - to put away Lance's killer.
Geçiş izni alabilir miyim Ajan Gibbs.
Agent Gibbs, may I have a hall pass?
Hiçbir New York taksicisinin Massachusetts'te çalışma izni yoktur.
No New York cabbie is licensed to operate in Massachusetts.
Mareşal Pactain'in izni ve imzasıyla Fransa hükümetinin imzaladığı yeni anayasaya göre özgürlük, yaşam ve çalışma haklarınız güvence altına alındı.
Under the authority and the signature of Marshal Pétain. the new constitution of the french state has signed Guarantee your right to freedom, Live and work.
Kasabalıların gölde yüzmeye izni yok.
The handicap doesn't mean you can't swim with a leg.
Seyahat izni ne olacak peki?
What about the travel pass?
Seyahat izni lazım.
I need a travel pass.
Emir erime izni düzenlemesini emrederim.
I'll instruct my orderly to issue the pass.
7 hafta içerisinde Jennifer Larson sonsuza dek kaybolup Susan Flietcher Ashton, Oregon'da uzak bir çiftlik evi için oturma izni aldığında Adalien Bowman, bir anlık zayıflığı dışında yaşadığı 60 yıl süresince yeminini tutmuş olacaktı.
In 7 weeks when Jenifer Larson, disappears forever... and Susan Flietcher takes up residence in a remote farmhouse in Ashton, Oregon... Adaline Bowman, beside from one moment of weakness will have kept her vow for the past 60 years.
Evet, ben istimal düşündüm'piçler üzerine Huntin olmuştur that've'izni olmadan buralarda.
Yeah, I thought about usin'it on the bastards that've been huntin'around here without a permit.
Ne yazık ki silahı taşıma izni yokmuş.
Unfortunately, he didn't have a permit to carry.
İzni olan mahkumlar, gün içinde belli zamanlarda serbestçe dolaşabilirler.
Cons with privileges can move about during specific periods during the day.
Buraya gelme izni nasıl aldın?
How did you get permission to come here?
Gün ışığına çıkma izni var mı?
Given access to sunlight?
İzni aldın mı? - Hayır.
Did I get it?
- İzni çıkarınca geri gelmemi söylemiştin.
You said to come back when I had one.
Arama izni olmadan.
No warrant.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]