Içerde traduction Anglais
4,373 traduction parallèle
Dışarıda iki, içerde üç kşi var.
I've got two on the exterior, and three inside.
Üçüncü kez girersen, seni ömür boyu içerde tutacaklardır.
You get a third strike, they're gonna put you away for life.
Eski karına gidip gelerek... bir ayağının içerde bir ayağının dışarda olmasına katlanamıyorum.
I can't stand this "one foot in, one foot out" thing that you've got going with your ex.
Ben baktım, bütün ahşaplar içerde ve hepsi kup -
I checked it, the planks are inside and bone -
Yani içerde problem yoksa, patronlarının bunu bilmesini sağlayacağım, buda sana iyi yansıyacaktır.
So if things inside are secure, I'll make damn sure your bosses know about it, which will reflect well on you.
Babam içerde.
Dad's just over there.
bunu yapmanın en iyi yolu içerde birisinin olmasıdır.
The best way to do that is to have someone inside.
Görünüşe göre sadece 2 ay içerde kalmış.
Looks like he was only in for 2 months.
Ya sizi içerde tutmaya çalışıyordu ise?
What if it was trying to keep you in?
Ben içerde Mac'e, Will seni de dâhil etsin diye yalvarıp duruyorum ve adam da ediyor.
I am in there doing everything I can to get Mac to get him to go to you, and he is doing it.
- Baban içerde mi?
- Is your dad inside?
Polis herkesin içerde kalmasını söyledi, yani, kimse hiç bir yere gitmiyor.
The police have ordered everybody inside, so nobody can go anywhere.
Şüpheli hala dışarda, bu yüzden içerde kalın.
The suspect is still at large, so please remain inside.
Percy ve Amanda'nın haklı olduğu bir şey vardı,... içerde ilişkiye izin vermiyorlardı.
You know, the one thing Percy and Amanda got right was outlawing internal relationships.
Gaz içerde!
Oh! Fire in the hole.
Gaz içerde.
Fire in the hole.
Onun içerde olması çok daha kötü.
It seems so much worse now that he's in there.
Gaz içerde.
Fire in the hole!
Pekala, gaz içerde.
All right, fire in the hole.
Gaz içerde, Rut!
Fire in the hole, Rut!
Şimdi kafanı içerde tut çünkü bombalayacağım.
Now you keep your head in'cause I'm just going to bomb it.
Motor içerde, ben dışarıda.
The bike inside, me outside.
Mikey, topunu içerde unuttum.
Hey, Mikey. I forgot your ball.
Eğer James'in cinayetinden onu içerde tutamayacaksak, başka bir sebepten tutarız.
If we can't keep him locked up for the James murder, maybe we can keep him in there for something else.
Biri içerde kaldı ve dışarı çıkmaya çalışıyor.
A shaking door.. Someone's trapped, and they're trying to get out.
Bi de içerde yangın için var işte
Along with the stuff for fires. That's inside.
Çık lan, erkek yok mu lan içerde erkek yok mu erkek?
Come out! Come out if you're a man!
Siz içerde durun lütfen.
You stay inside please.
Babam içerde ben dışarda hayatımda ilk defa gerçek anlamda yalnızdım.
Dad was locked up, I was free. For the first time in my life I was truly alone.
Babam içerde, Ayla'yı gormem yasak.
Dad's in jail, I'm banned from seeing Ayla.
Yaklaşık içerde 100 öğrenci var.
About 100 students are inside.
Cota içerde.
Cota's in.
Halihazırda içerde olup beklemediğini umabiliriz sadece.
We have to hope he's not already in place lying in wait.
Parti bir ambarda, içerde sadece endüstri sektörü var.
The party's in a warehouse just inside the industrial sector.
Saat iki yönünde, dört metre içerde.
He's at your two, four meters in.
Bak, sadece... içerde kal.
Look, just... stay inside.
İçerde neyden vazgeçtin?
What did you give up in there? Everything.
İçerde bu dosyaları buldum.
Found these papers inside.
İçerde dikkatli ol, Sykes.
Be careful in there, Sykes.
İçerde misin?
Are you in there?
İçerde neler varmış?
What do we have inside?
İçerde bir yerde bir sorun var.
Think it's in there or something.
İçerde ne yapıyorsun! Aç kapıyı yoksa başkanı arayacağım!
What's happening inside open up or I'll call the principal!
İçerde motor çok avantajlıydı.
Inside, the bike had a huge advantage.
İçerde kimse var mı?
Is anyone inside?
İçerde muhtemel düşmanlar var iken, bir takviye pozisyonunda yaklaşıyorsun ve arkanı kollayacak bir tek ben varım.
You're approaching a fortified position with possible hostiles inside, and I'm the only one who's got your back.
İçerde kimse yoktu.
You check the room out.
Binayı kontrol etmiştim. İçerde kimse yok ve kapılar kilitli.
I had already cleared the building, made sure no one was inside, doors were locked.
İçerde yiyelim bugün ha?
Let's eat inside today, huh?
İçerde dumandan boğuluyordun, masayı buraya attığımız iyi oldu bak.
We did well moving the table out here. You were choking on smoke inside.
İçerde kimse yok.
There was no one inside. Anyone gone in?