Içiyor traduction Anglais
3,238 traduction parallèle
Sigara içiyor musun?
Do you smoke?
- Bunu içiyor musun?
- Are you drinking this?
İyi okuyucu. Çay içiyor. " Bazı şeylere ihtiyacım olacak elbette.
I'll need some equipment, of course.
Ve süt gibi içiyor içkisini tek başına bir içki
She doesn't want to order a second drink, because she knows that one drink by yourself in a bar, that's okay. Two drinks?
Dışarıda sigara içiyor.
She's outside smoking.
Umutsuz vaka, çok içiyor.
He's a wreck, drinking a lot.
Blair içiyor.
Blair drinks.
Sevgililer gününde kendi başına içiyor.
Drinking by himself on Valentine's Day.
Şu an zaten başka bir tane içiyor olmam sebeptir belki de.
But maybe that's'cause I just bought this one.
Keşke şu anda Noel Baba'lı fincanımla kakao içiyor olsaydım.
I wish I was snuggled up to my Santa mug full of cocoa.
Önceleri, sadece su içiyor ve sardalye yiyordu.
Before he ate only sardines and drank only water.
O her gün mine içiyor.
Well, he drinks it, every day.
Bu yeni donanım güncellemesi eski amperajımı resmen içiyor.
This new upgrade's really sucking back the old amperage.
Çok içiyor musun?
Are you drinking a lot?
Öylece içiyor muyuz?
And we just drink it?
sağ tarafta... Siyah ceketli bir adam var, kırmızı bavulu var ve kahve içiyor. O bir ISI ajanı.
there on the right... there's a man in a black jacket with a red suitcase who's having coffee... he's an ISI agent.
Ot içiyor musun?
Do you smoke pot?
Onun tırnaklarının altında karma bir adam görmek olasılıkla tek başına içiyor kim.
I see a man with hash under his fingernails who likely smokes it alone.
Bu köpek benim bardağımdan su içiyor!
That dog's drinking out of that - my, my glass.
- Sigara içiyor musunuz?
- Do you smoke?
- Sigara içiyor musunuz?
- Do you smoke? - Actually, I do.
Tüm ülke ondan içiyor.
Whole country runs on the stuff.
Hâlâ ot içiyor musun?
Do you still smoke weed?
kadınlar... bunu nasıI içiyor.
Fatgirl... meaning Silk Smitha.
- Ne içiyor bu?
- What's he run on?
- Çok fazla içiyor musun?
- Do you smoke a lot?
- İkinci kurbanına yanaşırken kahve mi içiyor yani?
So, he gets a coffee while stalking his second victim? Maybe.
Bir aydır damıtıcının orada, içiyor.
He's up at that still over a month drinking.
- Öküz gibi içiyor.
- Drinking like a fish.
D4 gençleri çalılıklarda içki mi içiyor?
D4 youngsters drinking in the scrublands?
Evet, Vanessa sigara içiyor.
Yes, Vanessa smokes.
- Sigara içiyor musun?
You a smoker?
- İşte bu yüzden içiyor.
You know, that's why he drinks.
Siz içiyor musunuz?
You people drink?
Aşırı kahve içiyor.
He loads up on caffeine.
nasıl da içiyor görmen lazım!
Man, can she drink!
eğer Naomi bunu bitirmeseydi ben burada oturup sıcak bira içiyor olmazdım.
Okay, if Naomi would have done that, I wouldn't be sitting here drowning my sorrows in warm beer.
Sen içiyor muydun?
Have you been drinking?
Ortalama bir insanda bu durum sadece hafif bir ishale neden olur ama Eric Cartman şu an Double Dew içiyor. Normal Mountain Dew'ın iki katı kafein ve şeker içeren bir Mountain Dew ürünü.
In the average human, this would only cause mild diarrhoea, but Eric Cartman is now drinking Double Dew, a Mountain Dew product with twice the sugar and caffeine of regular Mountain Dew.
Gerçek futbolu geri getirmek için birçok çocuk sperm içiyor söylenecek başka ne var bilmiyorum ama görüşürüz Sarcastaball seni tanımak güzeldi.
War little kids drinking semen to finally bring back real football and I don't know what else to say but so long sarcastaball, it was nice knowing you.
Duvar örüyor ve çok fazla bira içiyor olurdun.
You'd be laying bricks and drinking too much beer.
Ama o sadece böyle bir durumda içiyor.
"But he drinks only in one condition."
O çorbayı mı içiyor ya?
! Is he eating the soup?
- sütünü içiyor.
- drinking his milk.
- Sadece bunu yiyip içiyor.
They are all she drinks and eats.
Hayatta bazen boş vermek gerekir. Şampanya mı içiyor o?
There's a time in life where you just... you just gotta let it go.
Ama patronunuz içiyor.
No, I know you don't, but your employer does.
- İçiyor musun?
Are you drinking?
Kimin için içiyor?
Hey, what did I miss?
İçiyor muyuz, içmiyor muyuz?
We drinking or not?
İçiyor, vuruyor, kumar oynuyor bağırıp çağırıyor etrafta.
Drinking, beating, gambling, yelling, screwing around.