Işbirligi traduction Anglais
5,430 traduction parallèle
Violet ben sadece bir cinayet soruşturmasında işbirliği yapan yasalara saygılı bir iş adamıyım.
Violet, I'm just a law-abiding businessman cooperating in a felony murder investigation.
Siz benle işbirliği yapacaksınız, ben de, sizle işbirliği yapacağım.
You work with me, and I with you,
Önce kabul et ve işbirliği yap. Sonra sana ne istersen verecek hale gelecekler.
First accept and let us collaborate and then they will be in the position to give you whatever you are asking for...
Savcılık, kurban Philip Stansbury'nin yetersiz işbirliği yüzünden davayı düşürmüş.
"DA dropped charges shortly thereafter citing lack of cooperation from the victim, Philip Stansbury."
Mikolaj işbirliği yapıyor.
Mikolaj is cooperating.
Ve adam işbirliği yapmıyor.
He's not cooperating.
Niye erkeklerle işbirliği yapıyor o halde?
Then why co-opt men?
Size sadece bir bilgilendirme vermek istedim. İşbirliği ruhumuz için tabii ki.
Just wanted to give you a heads-up, in the spirit of cooperation, of course.
Hainlerle işbirliği yapıp kutsal katerdalimize ölüm getiren birisi?
Who plotted with traitors to bring death into our sacred cathedral?
Lucrezia Donati, Sixtus ve Pazzi'lerle işbirliği için sana ihanet etti.
Lucrezia Donati betrayed you to Sixtus and the Pazzi.
İşbirliği yaparsan cezanı hafifletirim.
If you cooperate, I will move to get your sentence reduced.
Nerede olduklarını bulmak için, bizimle işbirliği yapmalısın değil mi?
Well, if he did tell you where to find them, why not cooperate with us?
Eğer bizimle işbirliği yapmazsan, seni kilit altında tutarım.
If you refuse to cooperate with us, we'll lock you up.
İşbirliği yapmayı kabul ettin, unutma.
Don't forget, you agreed to cooperate.
Burayı kuşatacaklar ve kralla işbirliği yapan herkesi bağışlamayı önerecekler.
They'll lay siege, and they'll offer a king's pardon to all who cooperate.
İşbirliği yaptığı sürece daha az ceza alması için anlaştık.
We cut a deal with him for a lesser charge as long as he plays ball.
Rus mafya ailesi işbirliği ile GTF los angelicos'un askeri muhimmat Sevkiyatını yakından takip edebiliyor Artık nerde ve ne zaman
The GTF is currently tracking a shipment of military-grade arms headed for Los Angelicos via the RMF.
Onun surekli isbirligi karsiliginda,
In exchange for his continued cooperation,
Yeni işbirliği ruhuna, Holmes?
So, to a new spirit of cooperation then, Holmes?
Hatta bunu bir tür bir işbirliği de diyebilirsin.
You might even call it a collaboration of sorts.
Arama iznimiz yok ama, patronlarınızın buna gerek kalmadan işbirliği yapacağına eminim.
We don't have a warrant, but... we're betting that your employers will cooperate without one.
Saygısızlık yapmak istemem ama polisle işbirliği yapmak istiyorum.
No disrespect, but I fully intend to cooperate with the police.
West Kowloon RCU isbirligi yapmani istiyor. lütfen bizimle gelin..
West Kowloon RCU requests your cooperation, please come with us...
- Lütfen işbirliği yapın, hanımefendi.
Please co-operate, ma'am.
Alioum'u yakalayıp, durumu ona tek tek anlatacaksınız işbirliği yapıncaya kadar zorlayacaksınız.
Bring Alioum in, and spell out the situation to him : either cooperate or get into marathon mode.
- İşbirliği yap.
- Collaborate
İşbirliği yapmaya çalıştım Şerif Reyes ancak bu ülke özgürlük hariç başka bir amaç için savaşmayanlar tarafından kuruldu. Bir diktatörün arzularına boyun eğmeyi reddedenlerin kanlarıyla şekillendi.
Sheriff Reyes, I have tried to cooperate, but this country was founded by men who fought for nothing if not individual liberty, forged by the blood of men who refused to bow to a tyrant's will.
Korkudan ödü patlamış. Ama işbirliği yapıyor.
Well he's scared shitless but he's cooperating.
Onunla konuşmak ve işbirliği yapmasını sağlamak istiyorum.
Yeah, I'm gonna talk to him. I'm gonna get him to cooperate.
Boyd çoktan işbirliği yaptı.
Boyd already cooperated.
- Yo, hayır. Boyd hiçbir şey kazanmadan kanunla işbirliği yapmaz.
Boyd didn't cooperate with the law and gain nothing.
Bence işbirliği için bir fırsat var.
I think that there's room for cooperation.
İşbirliği için bir şeyler almazsam bu adamları öylece ele veremem.
I can't just give those guys up without some consideration for my cooperation.
Kaynağıma göre, Dr. Strauss şu an yetkiler ile tam işbirliği yapıyor.
According to my source, Dr. Strauss is now cooperating fully with the authorities.
Sana güzelce sordugumda isbirligi yapmaz misin. pislik herif
Not if you cooperated when we asked you nicely, shithead!
Polisle isbirligi yapman gerek.
You must cooperate to the police
Büyük jüriye,... iki tanığın seçim sahtekarlığının üzerini örtmek için işbirliği yapıyor gibi görünecek.
Well, to a grand jury, it's going to look like two witnesses conspiring to cover up election fraud.
Malzemeyi isyancıların bölgesine naklettiğini biliyoruz ve işbirliği yaptığı kişi...
We do know he's transporting the material deeper into insurgent territory and collaborating with...
İşbirliği yaparsanız lehinize olur.
If you cooperate, this does not have to be hard.
-... işbirliği yapmasını sağlamak istiyorum.
I'm gonna get him to cooperate. You're too late.
- Geç kaldın. Boyd çoktan işbirliği yaptı.
Boyd already cooperated.
Meksika'ya dönmek istiyorsan işbirliği yapsan iyi olur.
You want to go back to your little hacienda, better play ball.
Beğen ya da beğenme, işbirliği yapmak ikimizin de menfaatine olur. - Bu sonuca nasıl vardın?
Like it or not, it's in both our interests to cooperate.
İşbirliği yaptım.
- I played ball.
- İşbirliği yaptım Şerif.
I played ball, Marshal.
Suçunun açıklanması ve hüküm giyme aşamasında savcılığın kendi isteği ile... -... işbirliği yaptığını göz önünde bulundurmasını bekliyoruz.
Counsel nonetheless expects the state to take his voluntary cooperation into account during charging and sentencing phases.
İşbirliği halindedir.
She's in cahoots.
İkiniz işbirliği mi yapıyorsunuz?
Hmm? Are you two cahooting?
- Sonra? - İşbirliği yapıp güçleneceğini sananlarla kuralcı Vor'lar arasında bir kardeş kavgası gerçekleşti.
- There was a fratricidal war between hardline vors and those who thought collaborating could earn them power later.
... Fransız ve Gürcü emniyet güçleri arasındaki işbirliği sonucu dün büyük çaplı bir uyuşturucu operasyonu düzenlendi.
... exceptional seizure of drugs yesterday, the result of collaboration between French and Georgian police.
Buradan bir çıkış yolu biliyorum ama işbirliği yapmalısın.
I know a way out of here, but you got to cooperate.