Işim başımdan aşkın traduction Anglais
242 traduction parallèle
Zaten işim başımdan aşkın.
I have my hands full now.
Bana bak, dalga geçiyorsan, işim başımdan aşkın.
You know, if this is some kind of gag, I'm, uh, very busy.
- Bay Bunce, işim başımdan aşkın.
Mr. Bunce, I have a great deal to do.
O kadının kocasından boşanması umurumda değil, işim başımdan aşkın.
What do I care about her annulment? I have enough trouble on my own.
Zaten işim başımdan aşkın, bir de siz başlamayın.
I've had enough on my plate without you lot starting.
Kusura bakmayın, işim başımdan aşkındı.
I'm sorry, I was busy.
Zaten şu anda işim başımdan aşkın.
I got too much on my plate now.
Elbet, yardım etmek isterim ama bu ay gerçekten işim başımdan aşkın.
I'd like to help, but I'm tapped out.
- Sınav kağıtlarıyla işim başımdan aşkın.
I'm up to my neck in corrections. You need a good massage.
Öldürülecek o kadar insan var ki işim başımdan aşkın.
So many people to kill, so little time.
Şu an işim başımdan aşkın.
I'm overbooked right now.
Bu hafta işim başımdan aşkın.
I have a lot of work this week.
Çok isterdim ama işim başımdan aşkın.
Ordinarily, I would love to, but I am just swamped right now.
Benim işim başımdan aşkın.
- I'm swamped, ok?
Zaten işim başımdan aşkın.
I don't have enough on my plate?
Onları bu kadar heyecanlandıran bir şeyi ellerinden alma. Bak, bugün işim başımdan aşkın, tamam mı?
Do not take away the one thing they have to be excited about.
- Burada işim başımdan aşkın.
Yeah, listen, I'm in the middle of something here.
Bak, Tru, işim başımdan aşkın.
Look, Tru, I got my hands full, you know?
İşim, onu düşünemeyecek kadar başımdan aşkın.
I got enough troubles without worrying about that.
İşim başımdan aşkın.
I'm running a business.
İşim başımdan aşkın.
All this work to do.
- İşim başımdan aşkın Jim.
- Yeah, I'm back. - Jim, I've got work to do.
İşim başımdan aşkınken, aklım buna takılsın istemem.
I don't want that sort of distraction when I have to be busy.
- İşim başımdan aşkın.
- There's a lot to do.
İşim başımdan aşkın.
I'm a very busy man.
- İşim başımdan aşkın.
I don't think so. - I'm swamped with work.
İşim başımdan aşkın.
I'm busy.
İşim basımdan aşkın.
I'm leaving Jeffy.
İşim başımdan aşkın.
I already have weight trouble.
İşim başımdan aşkın.
I'm kind of busy here.
İşim başımdan aşkın.
I'm very busy.
İşim başımdan aşkın olacak.
I'm going to be a madwoman.
İşim başımdan aşkın, bir de bebek bakıcılığı yapamam.
Forget it. I got enough to do without having to change your diapers.
İşim başımdan aşkın.
I have more work than I can handle.
İşim başımdan aşkın ve unutmuşum.
I'm swamped, and I just forgot. I'm sorry.
İşim başımdan aşkın.
I'm swimming in it.
İşim başımdan aşkın.
I gotta be in five places at the same time.
Hiç ortalığı toplamaz mısın, Frik? Deniyorum majeste ama işim başımdan aşkın.
Don't you ever tidy, Frik?
İşim başımdan aşkın.
I've been swamped.
- İşim başımdan aşkın.
- I know, I know.
İşim başımdan aşkın, sense sadece birkaç piliç bulacaksın.
I got way to much to do, and all you have to do is go find chics.
İşim başımdan aşkın.
Hey, all I'm sayin is no marriage is perfect.
- İşim başımdan aşkın.
- Completely swamped.
İşim başımdan aşkın.
I got a lot on my mind.
İşim başımdan aşkın...
The suits are all over my ass.
Zaten işim başımdan aşkın.
I'm swamped. Just give them to me.
İşim başımdan aşkın.
Well, I'm up to my ears in work.
İşim başımdan aşkındı ve acısını senden çıkardım.
I got so buried in work, and then I just took it all out on you.
İşim başımdan aşkın.
I got things coming at me from every direction.
İşim başımdan aşkın -
I got a full -
İşim başımdan aşkın.
I've gotta get back to work. I'm swamped today.