English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ J ] / Jacek

Jacek traduction Anglais

73 traduction parallèle
Jacek!
Jacek!
Jacek'di, değil mi?
Jacek, isn't it?
Ve Jacek. Tanrı'ya inanmaz.
And Jacek - he doesn't believe in God.
Jacek, geldim.
Jacek, I'm here.
Jacek, sadece senin için geldim.
Jacek, I came back just for you.
Ateşin var Jacek.
You're feverish, Jacek.
Jacek, devam et.
Jacek, keep going.
Jacek, bir meşaleymiş sadece.
Jacek, it's just an ordinary candle.
Kötü görünüyorsun Jacek.
You look bad, Jacek.
Jacek'i... seviyorum. "
love... Jacek. "
Çok sevmiş, Jacek.
Very much, Jacek.
Pekala, Jacek.
All right, Jacek.
Jacek, yakında nehre ulaşacağız.
Jacek, we'll be at the river soon.
İleride ışık görüyorum, Jacek.
I see light ahead, Jacek.
İleride su görüyorum Jacek... ve yeşil otlar.
I see water, Jacek... and green grass.
Kameramanlar : Jacek Petrycki ve Piotr Kwiatkowski
Photographed by Jacek Petrycki and Piotr Kwiatkowski
# Janek Wisniewski düştü.
Jacek Wisniewski fell.
Ula ve Jacek'i bekliyordum.
I waited in it for Ula and Jacek
Ula, Jacek'le birlikte çıkmıştı bile.
By now Ula had emerged with Jacek
İstersem kendime tekrar dönebileceğim ve Jacek'i okula götürebileceğim geldi aklıma.
It struck me I could come back to myself if I wanted to and drive Jacek to school
Ondan sonra Jacek anladı, ağlamaya başlamıştı çünkü.
It was then that Jacek understood, because he began to cry
Geri döndüklerinde sadece Ula ve Jacek'i gördüm.
I only saw Ula and Jacek after they got back
- Jacek?
- Jacek?
Ne oldu, Jacek?
What happened, Jacek?
Hoşçakal, Jacek
Goodbye, Jacek
Jacek, neredeydin?
Kacek! Where have you been?
- Hangi çocuk? - Şu çocuk, Jacek.
The little one, Kacek.
"Jacek" diye bağırdınız.
You called my name You called, Jacek
Lazar, Jacek.
Lazar, Jacek
Jacek Lazar'ın dosyası incelendikten sonra Valdemar Rukovski'nin 16 Mart 1987'deki ölümünden suçlu bulunmuştur.
Having examined the case of Jacek Lazar, accused of having an assault and robbery... and murder of Waldemar Rykowski on March 16, 1987 in Warsaw
Ceza yasasınca verilen karar doğrultusunda 148'inci maddenin birinci fıkrası ve 44'üncü maddenin ikinci fıkrasına göre Jacek Lazar idama mahkum edilmiştir. Medeni haklardan mahrum bırakılmıştır.
And sentenced him on force of Articles 148 point 1... and 44 point 2 of the Penal Code... to death penalty and deprivation... of public rights forever
Yönetmen sensin. Daima benim asistanım oldun. Jacek benimle birkaç film çekmişti ve çok sayıda belgesel de.
You're the director you've been my assistant jacek has made a couple of features with me and even more documentaries misio is our sound engineer bring the microphone over here can you hear me?
Poreby'de fotoğrafçımız Jacek Petrycki'yi ziyaret ediyoruz. Konuşmak için buluştuğumuz yer burası. Öncelikle hayatınızda neler olduğunu duymak isterim...
we are in pore by visiting our photographer jacek petrycki this is where we meet to talk about all sorts of things first i'd like to hear what happened in your life from let's say your birth until film school
" Konuşan Kafalar'" adlı filmi çektiniz. Hiç kalan film var mı Jacek?
you made the film talking heads have you got any film left jacek?
Jacek Radovic.
Jacek Radovic.
Jacek Radovic 11 gün önce İsveç'te görünmüş. Tüm bunlarla ilgisi var mı?
Jacek Radovic was seen in Sweden 11 days ago.
Jacek'i gördün mü?
Did you see Jacek?
Jacek?
Jacek?
Jacek doğruyu söylüyorsa ve naquadah yüklü bir deste gemi orda hazır bekliyorsa, bu pazarlık boş değildir.
Jacek is telling the truth and there are still a bunch of naquadah loaded cargo ships out there, then this deal is a no-brainer.
Şüphesiz, bunu kontrol edin eğer onun istihbaratı iyiyse, o zaman Jacek'in kendisiyle uzlaşırız.
Alright, check it out. If his intel is good, then Jacek has himself a deal.
Jacek, Dünya'ya hoşgeldiniz.
Jacek, welcome to Earth.
- Hoşçakal Jacek.
- Bye Jacek.
Tamam, evet, Jacek'le ilgisi yok.
Oh, right, yeah, no, not in Jacek.
- Sen Jacek'i benim kadar iyi tanımıyorsun.
- You don't know Jacek, the way I do.
Jacek, ben Vala!
Jacek, it's Vala!
- Jacek kirişi kırdı.
- Jacek's on the run.
Jacek bunu yanında taşıyordu.
Jacek was carrying that with him.
Jaffa'yla yaptığı anlaşmaya göre, onlar Jacek'e naquahdah verecekti, o da satacaktı ve hasılatı bölüşeceklerdi.
Where he made a deal with the Jaffa, they'd give him the naquadah, he would sell it and they would split the proceeds. Nice and tidy.
Ama Arkad Jacek'e naquahdah'ı adamları kendisine kazık atamasın diye işaretlediğini söylemiş.
But Jacek claims that Arkad marked the naquadah to make sure that none of his men'd try to double cross him.
Hey dostlar, benim, Jacek.
Hey fellas, it's me, Jacek.
Bir çocuksun Jacek.
You're a child, Jacek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]