English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ J ] / Jackrabbit

Jackrabbit traduction Anglais

91 traduction parallèle
Tavşan bir anda arabamın önüne atlayınca, ne yapacağımı bilemedim.
Jackrabbit jumped in front of my car and I kind of lost my head.
Ne kovalıyordun, bir tavşan mı?
What were you chasing, a jackrabbit?
Efendim, tanklara karşı normal savunmamız, topçu birliğine haber verip... tabanları yağlamaktır.
Sir, our usual defense against tanks is to call for artillery... and then run like a jackrabbit.
Arabanın ezdiği bir tavşan falan olabilir mi?
Could have been a jackrabbit hit by a car and crawled in through here.
Öyle düşünseydim, bir ödlek gibi buradan kaçardım.
If I thought that, I'd get out of here like a scared jackrabbit.
- Ya da bir tavşanlarına...
- Or even one jackrabbit? - Mr.
Bir mil öteden tavşan bile görürler.
They could spot a jackrabbit a mile or more.
Sıska bir tavşanı tepeleyecek kadar bile zorlu görünmüyorlar.
'Cause they don't look tough enough to me to stomp a stringy jackrabbit.
Bir insan olduğunu sana düşündüren ne?
What makes you think you're a man? You're an overgrown jackrabbit.
Kulübelerde yaşayıp akşam yemeğinde tavşan avlamamı beklemiyorsun değil mi?
You can't really expect me... to live in a grass shack and hunt jackrabbit.
Resmen tavşan gibi koştu.
He ran just like a jackrabbit.
Bakın şu adama. Lanet yağlı suratlarla ve Amerikalı... dostuyla fasulye yeyip... bir yandan da yaban tavşanı pişirmeye çalışıyor.
Look at him... eating hot beans with them damned greasers... and me, his fellow American... trying to get some juice out of this dried jackrabbit.
Siz bir tavşandan bile korkuyorsunuz!
You'd run from a jackrabbit.
Rooster Cogburn bir tavşan değil.
Rooster Cogburn ain't no jackrabbit.
Gerçek bir kır tavşanı patisi.
One genuine American jackrabbit foot.
Amerikan yaban tavşanları gibi uzun kulaklı tavşanlarla olan benzerlik her ikisinin de sıcak çöllerde yaşaması ve kulaklarını kanlarını soğutmak için kullanmasındandır.
The similarity between the ears and those of long-eared rabbits, like the American jackrabbit, is because both live in hot deserts and use their ears for cooling their blood.
Hücum için birini aldılar mı?
Did they get a jackrabbit for the backfield?
Size ayak uydurmak, tavşan kovalamak gibi.
Trying to keep up with you is like chasing a jackrabbit.
Bir tavºan koºmayi ne kadar biliyorsa ben de orayi öyle biliyorum.
I know more about that country than a jackrabbit knows about running.
Babam sigortaları flört eden bir tavşandan bile daha hızlı değiştirebilirdi.
The old man could replace fuses quicker than a jackrabbit on a date.
Ben yarı tavşanımdır.
I'm half jackrabbit.
Ani kalkışlar çok benzin yakar.
Jackrabbit starts are bad for fuel economy.
Hunsaker'ı vuran, renksiz herif.
The same albino jackrabbit son of a bitch that did Hunsaker. - You sure?
Bahse girerim Esta tek varlığı kocası Ben'e sadık yolunu beklerken oysa kocası başka kadınların peşinde yalanlar uyduruyor.
I'll bet Esta lives her life faithful to her one and only Ben, who plays around like a jackrabbit and lies through his teeth.
Duke yaşlı bir tavşanı gösterdi.
- Duke spotted this jackrabbit.
Tıpkı fosilleşmiş bir orman perisi beyni gibi buruşturulabilir. Bir baykuş kovuğunda ya da tavşan deliğinde taşlara ve bitkilere bulanmış bir halde bulunabilir. Ve sekiz numaralı kese kağıdı.
Crumpled into a wad of wrinkles like the fossilized brain of a dryad, blending with rock and vegetation as if it were a burrowing owl's doormat or a jackrabbit's underwear, a number eight kraft paper bag lay discarded in the Oregon hills
Tavşanım 17 yaşında.
He's 17, and he's my jackrabbit.
Jack Rabbit Slim'in Yeri.
- This is Jackrabbit Slim's.
Umarım Jack Rabbit Slim's'de yemeğinizin tadına varıyorsunuzdur.
So we hope you enjoy your meals here at Jackrabbit Slim's.
Dünyaca meşhur Jack Rabbit Slim'in Twist yarışması.
It's the world-famous Jackrabbit Slim's twist contest!
Ya da hızla, kısa sürede ve derine girmeden mi yapıyor, tavşan misali?
Or quick and short and shallow like a jackrabbit?
Tavşan gibi kaçmaya başladı.
He took off like a jackrabbit.
Bu tavşancığı bulunca, onun derisini yüzeceğim.
When I catch this jackrabbit, I'm gonna skin him.
Birden önüme bir tavşan fırladı.
a jackrabbit shot across the road.
Sadece bir tavşan.
Just a jackrabbit, folks.
Bir tavşan.
Just a jackrabbit.
Kendimi Tavşan gibi hissetmeye başladım.
I feel like a jackrabbit.
Görünüşe göre bunu deşmemiz gerekecek Kansas City'deki çocuğa yaptığımız gibi.
Looks like we'll have to stick this here jackrabbit... like we did that old boy back in Kansas City.
Tavşan gibiydi.
It was jackrabbit sex.
- Tavşan mı?
The jackrabbit?
Her türlü alışverişte hizmetinizde olan bir Kuzey Amerika tavşanıyım.
I'm a jackrabbit of all trades and at your service.
Tavşanın biri bizi doktora getirmiş.
Some jackrabbit led us to Dr. Feelgood.
Yaban tavşanı bile bu çölü geçmek için matara ve sırt çantasına ihtiyaç duyardı.
A jackrabbit would need a canteen and a haversack to get through this desert.
İşe geç kaldım, anladığım kadarıyla bir tavşanın üreme çevrimine sahip resepsiyoncum eve erken gitmek zorunda kaldı. Sonra iri yarı ve sarhoş bir Samoa'lı adam geldi. Kayropraktik tedavisini, "mutlu sonla biten bir masaj seansı" sanıyordu.
I was late for work, my receptionist went home early because, apparently, she has the reproductive cycle of a jackrabbit and then I had a large, drunk Samoan man walk in who thought that chiropractor means "massage with happy ending."
- Jackrabbit Slim mi?
"Jackrabbit Slim's"?
Korucular, gönüllüler için Jackrabbit Slim'de bir merkez kurdu.
Rangers set up a temporary aid center inside Jackrabbit Slim's for volunteers.
Jackrabbit Slim'den Pete'i ara.
Get it to Pete at Jackrabbit Slim's.
Bunlar Jackrabbit Slim'de satılıyor.
All items sold at Jackrabbit Slim's.
Jackrabbit Slim'den bir tüfek ve sırt çantasıyla çıkmış.
He left Jackrabbit Slim's with a rifle and a backpack.
Demek bu yüzden kız, Jackrabbit Slim'te ya da parkta birinin onu görmesini istemedi.
Could explain why she never let anyone at Jackrabbit Slim's - or the Park see her.
İyi gidiyor Butch.
Visit the Jackrabbit Slim's nearest you the next time... lookin'good, Butch.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]