Jamey traduction Anglais
137 traduction parallèle
Jamey'i epeydir görmedin.
You haven't seen Jamey for a while.
Hoşça kal Jamey.
Goodbye, Jamey.
Jamey!
Jamey!
Onlara ruh neymiş gösterelim, Jamey!
We'll show them spirit, Jamey!
Vay anasını!
Jamey Mack!
Jamey'e söyle onlarla ilgilensin
Tell Jamey to get on top ofit
- Jamey bana çağrı bıraktı.
- Jamey beeped me.
Jamey balistiğe gidiyor!
Jamey is going ballistic!
Aniden Jamey içeriye şikayet dosyasıyla girdi.
All of a sudden, Jamey comes in with the complaint.
Jamey mahkemeye tam zamanında gitti.
Jamey got to the court just in time.
Oğlu Jamey'i futbol dersine götürüyordu.
She was taking our son Jamey to, uh, soccer practice.
Daha sonra karım ve oğlumla Pizza Hut'da buluşacaktık.
After, I was gonna meet Leann and Jamey at the Pizza Hut.
Her salı Jamey, Pizza Hut'a gitmek ister.
Every Tuesday night Jamey wants Pizza Hut.
Jamey.
Jamey.
Bu kartı alıp Jamey'e ver.
Take this card and give it to Jamey.
- Kartı al, Jamey'e ver.
- Take the card. Give it to Jamey.
- Jamey, benim.
- Jamey, it's me.
- Sağol Jamey.
- Thanks, Jamey.
Bu kartı alıp Jamey'e ver.
Take this card. Give it to Jamey.
( Jamey ) Karta uyan bir şey buldum.
( Jamey ) I got a match on the card.
Üzgünüm Jamey, onun sana ne ifade ettiğini biliyorum.
I'm sorry, Jamey, I know what he meant to you.
- Jamey?
- Jamey?
( Jamey ) Hepsi bu.
( Jamey ) That's all I got.
Sağol Jamey, şimdilik bu kadar.
Thank you, Jamey, that's all I need right now.
Jamey şu an kırmaya uğraşıyor.
Jamey's trying to break it down now.
- Jamey'e güveniyor musun? - O güveniyordu.
- You trust Jamey?
Jamey'le kartı inceleyin.
Work the card with Jamey.
Jamey'e sektörleri ayırmasını söyledim. Bir tanesini açtı.
I've asked Jamey to isolate sectors and she's managed to extract one.
- Jamey'ye ver.
Put Jamey on it.
Jamey's AMA veritabanına bakıp üreticileri karşılaştırıyor.
Jamey's searching the AMA database, crosschecking it with the manufacturer.
Selam Jack ben Tony. Jamey'nin bilgisayarında ipucu olabilecek bir şey buldum.
It's Tony. I've found something on Jamey's computer. lt might be a lead.
Jamey'nin dosyasında Gaines'le birlikte geçiyordu.
He was implicated in Jamey's file, along with Gaines.
Jamey'le olanlardan sonra kime güvenebileceğimizi bilmiyoruz.
After what happened with Jamey, we don't know who we can trust.
Eğer bir tanesi bile başka bir Jamey ise...
If just one of them is another Jamey...
Jamey'le olanlardan sonra kime güvenebileceğimizi bilmiyoruz.
After Jamey, we don't know who we can trust.
Bu sabahki güvenlik kasedinin kopyasına ihtiyacım var, ITS'te 8 : 50 - 9 : 00 arası, Jamey intihar ettiği zaman.
I need a copy of the morning security tape between 8 : 50 and 9 : 00 am. in the ITS, when Jamey committed suicide in there.
Jamey Farrell'ın sorgu filmini buldum.
I got the Jamey interrogation footage for you.
Jamey Farrell'ı öldürdü.
She killed Jamey Farrell.
Jamey?
Jamey?
- Jamey Farrell'ın annesini getiriyormuşsun?
- You're bringing in Jamey Farrell's mother?
Jamey için üzgünüz Bayan Vasquez.
We're sorry about Jamey, Mrs. Vasquez.
Jamey'den.
It's... It's from Jamey.
Parayı Jamey'ye kim verdi?
Who gave Jamey the money?
Ama acil bir şey daha var, Jamey'nin annesinden bir ipucu.
But we need to move fast on something else. A lead from Jamey's mom.
Birinin Jamey'yi ise almasi gerekiyordu.
Someone had to recruit Jamey.
- O Jamey Farrell'dı.
- That was Jamey Farrell.
- Jamey.
- lt's Jamey.
- Jamey, çabuk olmalarını söyle.
- Jamey, tell them to hurry.
CTU'ya kadar sızıp Jamey'yi satın alabilecek bir hücre.
It's a hell of a cell to be able to infiltrate the CTU, turn Jamey.
Jamey'nin bir paravan olmadan bize karşı rahat çalışabilmesi ilginç.
It's hard to believe Jamey could work against us without some kind of umbrella.
Hadi Jamey, aç şunu.
Come on, Jamey, pick up.