Jammies traduction Anglais
113 traduction parallèle
- Pijamalarını giydirelim.
Let's get your jammies on. Okay.
Gecenin bir yarısı tuvalete ya da mutfağa gitmem gerekebilir. Pijama giymeyi sevmediğim ve hiç pijamam da olmadığı için heyecan aramıyorsan, ya da kızının anatomi konusunda erken bir eğitim almasını istemiyorsan, kapını kapalı tut derim.
Because I may have to go to the potty or the fridge in the middle of the night and because I don't want to put on jammies, which I don't own anyway unless you want a thrill, or your girl an advanced education I'd keep my door closed.
Demek Bay Toney'nin lüks çocuk bahçesinde yaşıyor Dr. ve Bayan Peters ile brançlara katılıyor ve Bay Toney'nin ipek pijamalarını giyiyorsun.
Here you are, living in Mr. Toney's plush pile playpen... bumming brunches with Dr. and Mrs. Peters... and wearing Mr. Toney's silk jammies.
- Pijamanı unutma.
- Well, don't forget your jammies.
Öyleyse, ben de seni kalkan olarak kullanırım.
Well, maybe I'll use you as a shield, blind those goons of yours with your jammies.
İşte Bobby'nin tulumu.
Here's Bobby's little jammies.
Tabii ki pijama!
His damn jammies!
- Pijama giyiyormuş.
- He was wearing his jammies.
Pijamaydı işte!
They were jammies!
Annesinin değerli bızdığı buradaymış.
Come on, let's get your jammies on.
Kovboy pijamalarını.
You know, your cowboy jammies.
Senin hormonların, benim pijamalarım.
Your hormones. My jammies.
Hayalet avcıları pijamanı giy.
Wear your Ghostbusters jammies.
Makul düşüncedir, insanların. Bu sizi bağlıyor. O gerçekten geçen gece beni evinde ağırladı.
It's the horse-sense of the guy that gets you and has turned me - - he actually had me stay here last night in his jammies.
- Güzel pijamalar.
- Scott. - Hi, Dad. - Nice jammies.
Ama her şeyin pijama gibi görünmesi dışında.
Except everything looks like jammies now.
Git de pijamalarını giy bakalım.
Go and get your jammies on.
Pijamalarım yok.
I don't have my jammies.
Pijamalı bir canavar gördüm.
Son touchy monster in jammies.
Sen donla dolaşırken bizler Washington'da endişe içinde bekliyoruz. Neden?
While you're snoozing in your jammies back in Washington, we're wide-awake and worried.
Tamam, ama bu son olacak.
But then you're going to have to promise you're going to get in your jammies.
Sadece pijamalarımı alacağım.
I'll just get my jammies.
Stewie, pijamanı pire sarmış!
Stewie, you've got bugs on your jammies!
Ona küçük, sıcak pijamasını giydirebilirdik. Evet.
We could be putting it in its warm little jammies.
- Pijamanızı unutmadınız mı?
Forget your jammies, Mrs. Packard?
Diş tellerim, "Genç Büyücüler Kulübü" üyelik kartım, Ve şu çuf çuflu pijamalarımla fotoğrafım.
My retainer, and the membership card to the Young Magicians Club, and that picture of me in my choo-choo jammies.
Bugüne kadar burada pijamaları içinde benden yanıt bekleyen tek bir bölge savcısı görmedim.
I've once to see a D.A. down here in his jammies waiting for an answer.
HALLET HEMEN
You jump in your car in your jammies you might even beat it.
- Jöle yok mu?
- No jammies.
Yandaki adam kadar ben de pijamalarımla içmeyi severim. Ama geç oldu, yani...
Love getting drunk in my jammies just as much as the next guy, but it's late, so...
- Pijamalarımızı da giyeriz!
- And let's wear our jammies!
Bakın, peri kristalini ve bulmacalarını kaldırabilirim ama jimnastik takımına üyelikle elimize başka neyin geçeceğini de bilmemiz gerek.
Look, I can put up with the fairy crystal and the jammies, but I need to know what else we get in gym membership.
Üniforması bile yeter. Hele şu kulaklıklar!
I mean, the uniform alone, it's like working in your jammies.
Bil bakalım neden, hala pijamalarıyla.
Take a guess, has still in his Jammies.
Sanki daha dün pijamasıyla oturmuş sandviç yerken "Hekyll ve Jekyll" izliyordu.
I feel like it was just yesterday he was sittin'in his jammies eating a jelly sandwich watching Heckle and Jeckle.
Büyükanne kıyafetlerinden sıkıldın, değil mi?
Got tired of wearing your granny's jammies, did you?
Benim... formamı alır ve pijama olarak kullanırdı.
He used to borrow my jersey and wear it as jammies.
Güzel pijama!
Nice jammies!
Yeni pijamalarımı kutluyordum.
Yeah, I was celebrating my new jammies.
Geceliğime ne yapıyorsun?
What are you doing in my jammies?
Pijamanı sevdim.
Like those jammies.
Şuna bir bak, sevimli pijamalar.
Look at you, cute jammies.
Oyuncaklarımı özledim.
I do kind of miss my jammies.
Vay, Pijamalarınla uyumamışsın?
Wow, you don't sleep in jammies?
Hastalar için ipek pijamalar ve yoğun bakıma kedi kapısıyla beraber.
Right up there with silk jammies for the patients and a cat door for the ICU.
Renkli pijamalarını giyerken gözlerimi kapattım.
I closed my eyes while you put on your very colorful jammies.
- Güzel pijama.
- Nice jammies.
Öyle, pijamalarımızı giymemiz için sabırsızlanıyorum.
Carey told me we're all going in our jammies.
Kostümlü partiye gideceklerini söylemeyi isterim ama anlaşılan pijamaları.
I'd like to say they're going to a costume party, but those are jammies.
Hiç sanmıyorum.
- Jammies.
Pijamalarımı özledim.
I miss my jammies.