Jammin traduction Anglais
62 traduction parallèle
Frekanslarımı bulandırıyorsunuz.
You're jammin'my frequencies.
Desmond, adamım. Nasıl gidiyor?
# # And I hope you like jammin'too # # Desmond, my man.
İyi takılmalar, Bix.
Good jammin'with you, Bix.
Ve elini...
And he was jammin'his...
Beni sertçe öpüyor ve elini kasıklarıma sokuyordu.
He was kissing me very hard and he was jammin'his hand on my crotch.
Eşlik edeyim dedim.
I's just jammin with ya.
Ama bu filmlerin onlara öğretmedikleri bir şey var. A.45'lerin sürekli sıkışma sorunu var.
But what them flicks don't tell you and what they don't know... is that a.45 got a serious fuckin'jammin'problem.
Şimdi de müşterilerimi 9 mm 2'ye yöneltmeye çalışıyorum. Çünkü neredeyse aynı işi görüyor ve sıkışma sorunu yok.
Now, I try to steer my customers toward a 9 millimeter...'cause it's damn near the same weapon and it ain't got half the jammin'problems.
O tepeden bir haftadır namlularını boğazımıza kadar sokuyorlar.
They've been jammin their barrels down our throat from that fuckin'high ground for a week now.
Ağzı laf yapan Julien.
Julien, the jammin'jabber.
"Ağzı laf yapan Julien!" "Ağzı laf yapan Julien!"
"Julien the jammin'jabber"! "Julien the jammin'jabber"!
Müzik yapmaya başladım.
So I start jammin'. I'm jammin'.
Vücudunun hakkını verelim İşe geçelim
Your body's slammin', let's get to jammin'.
- Giriyor musun?
- You jammin'?
- Giriyorum.
- I'm jammin'.
Claude!
I love you! We're jammin Jammin', jammin', jammin'I'm jammed I hope you're jammin'too Jam's about my pride and truth I cannot hide
Merhaba.!
Guys? Hello! We're jammin
- Tanrım! Felaket bir hatun.
- Jesus, she is jammin'.
- Gulab Jamee mi?
- Glab jammin.
Oh, bilirsin, Heineken Ünlü Sıkıştırma Çarpma Turnuvası.
Oh, you know, the Heineken Celebrity Slammin'Jammin'Tournament.
Ben Mikser Jack, bu özgürlükler ve cesaret yurdu ile beş dolarlık kahvenin doğduğu yeri kurmamızı sağlayan müzik ile sizleri çılgınlar gibi oynatacağım.
This is Jammin'Jack, keepin'you hoppin'and boppin'to the music that helped make us the land of the free, home of the brave and birthplace of the five dollar cup'a coffee!
Mikser Jack'ten trafik bilgileri zamanı.
Time for a Jammin'Jack's traffic update.
Mikser Jack acil bir haberle sizlerle...
I'm Jammin'Jack with a prime time news flash...
Mikser Jack hislerinizi fazlasıyla anlıyor.
Jammin'Jack knows just how you feel.
Ben Mikser Jack, sizlere sağlık ve mutluluk diliyorum.
I'm Jammin'Jack wishing you and yours health and happiness.
Frekansı bozuyorlar
- [Radio Crackling] - They're jammin'us.
"Olay Mahalli" sunucusu karısıyla yatıyor ve onun bu akşam karısıyla randevusu var.
So that On the Scene loser's jammin'his wife, but he's got a date with her tonight.
Adamım, adli tıp bir biraderin yanında!
Man, forensics be jammin'a brother up.
Sana demiştim, adli tıp bir biraderin yanında yer alıyor.
Told you, forensics be jammin'a brother up.
Coşalım, dostum.
We be jammin', mon.
Scherbatsky'i damgalıyordum da.
I was just jammin'on Scherbatsky.
Neden bu kadar sıkıştırıyorsunuz?
Why you jammin'me up like this?
Oh, bana büyük adamlarla beraber çalmamı sağlayan herşeyi Louis öğretti.
Oh, Louis give anything to be up there jammin'with the big boys.
Kızlarım yaramaz, yaramaz Hoplarız ve zıplarız
My girls are wicked, wicked We're slamming'and we're jammin
Şimdi çok eğleneceğiz!
We be jammin'now!
* Söz ağızdan çıkar, söylediklerimin hepsinin arkasındayım * * Davulu tıngırdatan da deniz tanrılarından başkası değil * * Fiskeyi dilden yersin *
* I really be throwin'my words, stand'em up, jammin'on the one * * there ain't nobody but neptunes jammin'on the drum * * swift flip kicks landing from the tongue *
Quit Jammin bana, Henry.
Quit jammin'me, Henry.
Pasımızdan kurtulup tıngırdatmaya başlayalım.
Let's shake this rust out and start jammin'.
- Kopuyoruz!
- We're jammin'!
Kopuyoruz, adamım!
We be jammin', man!
Daha önce hiç böyle olmamıştı.
It's never been this jammin'.
- B-b-b-b-Ben-jammin'!
B-b-b-b-Ben-jammin'! - Oh, my God.
Başarmak istiyorsak birleşmeliyiz.
Hope you like jammin'too To make everything come true, we got to be together.
Kendi sidiğinin kokusuyla boğul! Am biti!
Jammin'in your own piss, you pussyhole!
- Takılıyorum işte, tamam mı?
- Just jammin', innit?
Takılıyor musun?
Just jammin', yeah?
Ne, burası ağzına kadar doluyor muydu?
What, was this place jammin'back in the day?
NasıI Kalça Sallarsınız?
Girl, they are jammin'.
- Annemde başka kokular da var istersen.
d They lead me place to place d It's Jammin'Jasmine. My mom has Holiday Scents, too, ifyou're —
Eğlenceli.
Jammin'
Eğleniyoruz.
Uh-huh. - Oh, we're jammin