English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ J ] / Jandarma

Jandarma traduction Anglais

228 traduction parallèle
Majestelerinin aldığı iyi bir karar, gerçek trene jandarma süverileri eşlik edecek.
Taking up the good idea of Your Majesty, the real train will be accompanied by gendarme cavalry.
Senin Dubelt var, Leonty Vasilievich, Jandarma Generali.
You are Dubelt, Leonty Vasilievich, General of the Gendarmerie.
Jan-jan-jandarma Komutanının bilgisi geldi.. it-it-itibari meclis üyesi olan But-But-Butashevich-Pet-Pet-Petrashevsky Butashevich-Petrashevsky ikameti Saint-Petersburg'da ken-ken-kendi evi..
In the month of March 1848 it came to the Chief of Gen-Gen-Gen-Gendamerie's knowledge th-th-that-that-that the titular counsellor But-But-Butashevich-Pet-Pet-Petrashevsky Butashevich-Petrashevsky residing in Saint-Petersburg in his ow-ow-ow...
- Jandarma!
- Gendarmes!
Jandarma öldürmek kimseye zarar vermez.
Killing gendarmes never hurt anybody.
Başkan veya jandarma, birilerine bildirmeliyiz işte.
Mayor, police - in any case, we have to report her.
- Kahretsin, jandarma!
- Damn it, the police!
Şimdi de jandarma geldi!
Now the police are here!
Yalvarmasaydım jandarma geliyordu.
I had to beg the police not to arrest you in my home.
- Jandarma mı? - Evet, eve geliyordu!
Yes, the police, in my own home!
Jandarma teğmene saldırdın.
You attacked a lieutenant of the gendarmerie.
- Jandarma, su ve havlu lütfen.
- Gendarme, water and towels, please.
Jandarma beni itekleyip "cevap ver" diyor.
The gendarme pushes me and says "answer!"
Jandarma'ya sor.
Ask the carabinieri.
- Ama hiçbir jandarma yaralanmadı, öyle mi?
- And the carabinieri weren't wounded?
Bu kasaba jandarma dolu olsa da kanun kaçaklarına dokunamazlar.
The town is full of carabinieri, but they can't lay their hands on the outlaw.
Burayı jandarma koğuşu mu zannediyorsunuz?
Do they think this is the carabinieri barracks?
Jandarma koğuşlarına saldırdık ve D'Oro Dağı'nda ikamet ediyorduk.
We assaulted the carabinieri barracks and we were at Monte d'Oro.
100 jandarma ve polis çatışmalardan sağ çıkamadı.
A hundred carabinieri and policemen had died fighting him.
İlk olarak Montelepre'de jandarma tarafından sorgulanmış daha sonra Palermo'da mahkemeye çıkmadan önce de itirafınızı teyit etmişsiniz, öyle mi?
You were first questioned by the carabinieri in Montelepre, and in Palermo you confirmed your confession before the judge, right?
Jandarma komutanıyla işbirliği yaptığımı ve bunun öncesinde de polisin bana rahatlıkla dolaşmamı sağlayacak ayrıcalık tanıdığını söylüyorum.
I said that I collaborated with the colonel of the carabinieri, and that prior to that, the police gave me a free pass, allowing me to come and go.
Polis, jandarma ve diğer kolluk kuvvetleri arasındaki rekabet bu şekilde başlamış oldu.
Thus began the rivalry between police and carabinieri, and other state law enforcement agencies.
Jandarma, haydutlarla nasıl bir ilişkilerinin olduğu bilinmeyen Mafya'yla iletişime geçti.
And now the carabinieri contacted the Mafia, whose relationship with the outlaws is hard to define.
Mafya'yla Jandarma'nın birlikte hareket ettiklerini göremiyor musun?
Don't you see that the Mafia and the carabinieri are in cahoots?
Jandarma'yla işbirliği yaptığını yazıyor.
It says you've cut a deal with the carabinieri.
Jandarma.
Carabinieri.
"Defter Jandarma'nın elinde." dediğimde yalan söylemiyordum.
I wasn't lying when I said that the carabinieri have the memoir.
Jandarma'ya adamın adı hiç verilmemiş.
The carabinieri were never given the man's name.
Onu öldürmek istediklerinde Albay'ın ve Jandarma'nın hayatını ben kurtardım.
I saved the life of the colonel of the carabinieri when they wanted to have him killed.
Jandarma!
Rifleman!
Ama jandarma gelince uyanacaksınız çünkü işlediğiniz suçun cezası hapis!
You'll go tojail for the crime you committed.
Prag'daki jandarma birliğinde telefonla her şeyi kontrol edebilirsin.
You can check everything by telephone at the police commissariat in Prague.
Jandarma emir demektir.
- Order is never popular.
Şimdi beni iyi dinleyin. Bildiğiniz gibi, jandarma bir ülkenin çoban köpeğidir.
The gendarmerie is like a sheepdog for the country.
Jandarma nedir? Çıplak nedir?
What is a gendarme?
- Peki, jandarma nedir, Merlot?
- And a gendarme?
Demek ki, bir jandarma çıplaksa, başka bir çıplağa kolayca yaklaşabilir. Onun jandarma olduğunu kanıtlayan hiç bir şey yoktur.
So, a naked gendarme can no longer be recognised as a gendarme.
- Dikkat, bir jandarma!
- Careful, a gendarme.
- Doğru mu görüyorum? Bir jandarma mı?
- A gendarme...
- Bir jandarma, bir papaz gibidir. - Ya, evet.
A gendarme is also a kind of father.
Bir jandarma arabayı geri getirdi.
The car has been returned by a gendarme.
Önce, sahte bir kızla başladık, şimdi de, sahte bir jandarma.
First a fake daughter, now a fake gendarme.
Bu yüzden, uzun süre jandarma olarak kalamayacağım. En ufak bir hatamda, kendimi hapiste bulacağım.
I won't be a gendarme for long like this.
Jandarma da orada.
Look, a gendarme.
Duygusal bir jandarma, beni rahatsız eder...
I don't trust sentimental gendarmes, Fougasse.
Baban jandarma olduğu için mi yoksa, tablo çaldığı için mi? - O, hiçbir şey çalmadı.
Because your father is a thief?
Bu bir jandarma için felakettir.
That's disastrous for a gendarme.
Verdiğim köpekler ve üniformalar sizi jandarma devriye yapıyor.
With my dogs and the uniforms, you are the patrol.
- Ben Jandarma teğmeniyim.
- I'm the lieutenant of the carabinieri.
Aramadan sorumlu Jandarma Müfettişi.
Inspector of Security Police in charge of the search.
Marqui, jandarma yüzbaşısı.
Once minister of the interior. Scarpia, Brigand Chief.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]