Jaybird traduction Anglais
46 traduction parallèle
Önüne gelene bilgiçlik taslayan maço bir kargayla değil.
Not a lace-ruffled bullying jaybird like...
Zaten bu doktorda beyin olsaydı kuş gibi uçardı.
If the doctor's brain was put in a jaybird, he'd fly backward.
Kuşlar gibi konuşkandı, her konuda söyleyecek güzel bir şeyler bulurdu.
Talky as a jaybird she was. With something smart to say on every subject.
Bir kuş kadar çıplak.
Naked as a jaybird.
Hücrede 30 günün, bu kuşu sakinleştireceğini sanmıyorum, Müdür Bey.
I don't think 30 days in the hole is gonna cool that jaybird off, Warden.
Bu Hanu, yaşlı bir alakarga gibi bize kuyruk tüylerinden başka birşey göstermiyor.
That old jaybird Hanu's showing us nothing but tail feathers.
Sence bu kasabaya karga gibi çıplak mı geldim?
You think I'd come into this town naked as a jaybird?
Bu alakarga da aynı adamın peşindeymiş.
This jaybird says he's on the track of the same man.
- Tekrar et bakayım alakarga?
- Mind repeating that, jaybird?
Şuradaki çıplak.
Why, that one's naked as a jaybird's ass.
Sen sadece o koca timsah ağzını açmayı bilirsin. Bencil herif.
You just let your alligator mouth overload your jaybird ass.
Jaybird Sokağındaki tüm küçük kuşlar
All the little birds on Jaybird Street
Filmin yarısında alakarga gibi çıplak gezen ağzıbozuk sarışın bir fahişe vardı.
A piece of filth featuring a blonde harlot... who spent half the film naked as a jaybird.
Jaybird'de de aynen öyle oldu.
That's exactly what's happened to Jaybird.
- Jaybird'ü kaybettik, ama Jake burada.
- We lost Jaybird, but Jake here is fine.
Jaybird'e ne olduğunu gördü.
He saw the way Jaybird went.
Üç gün sonra ortaya çıktı bir alakarga kadar çıplaktı fena halde de ilaç kokuyordu.
Came pouring'in about three days later... naked as a jaybird and reeking of her medicine.
Orada çırılçıplak duruyordu.
So there he was, naked as a jaybird.
" Ne de yumurta kadar kol düğmeleri
" Cuff links as big as jaybird eggs and look at that
Cheyenne'de özgür kuşlar gibi serbestçe dolaşan bir katiliniz var.
You got a murderer runnin'loose in Cheyenne free as a jaybird.
Teensy Melissa Whitman, sizi Beyaz Karga Çıplak Prenses ilan ediyorum.
Teensy Melissa Whitman, I declare you Princess Naked As a Jaybird.
Bak şu hâle seni afacan!
Well, you little jaybird!
Sana teşekkür etmem lazım, Jaybird, hayatımı kurtardın benim.
I gotta thank you, Jaybird, you saved my fucking life here.
Jaybird.
Jaybird.
Hey Jaybird.
Jaybird.
Jay Bird'ün lokantasında.
Jaybird's Diner.
Odanın ortasında bir adam vardı, anadan doğma bir şekilde.
This man in the middle of the room, naked as a jaybird.
Küçük bir çocukken sapanla oynarken çok güzel bir karga görmüştüm.
One time, when I was a little boy I was playing with my slingshot, and I saw this jaybird.
Ve sonra birden karga tekrar gözlerini açmıştı.
And all of a sudden, the jaybird woke up.
Karga gibi mi?
Like the jaybird?
Evet, karga gibi.
Yeah, like the jaybird.
Karga.
The jaybird.
Belki de babamda aynı karga gibidir.
Maybe Daddy's like the jaybird.
Oraya gittiğimde kuş gibi özgür görünüyordun.
When I got there, you were running around free as a jaybird.
Lana bu kapı kulpuna dokunurken bir kul gibi çıplaktı.
Lana had to be naked as a jaybird when she fondled those knobs.
Anadan üryan çıplak olduğuna bakarsak çok daha kötüsü olabilirdi.
Considering he was naked as a jaybird, It probably could have been a whole hell of a lot worse.
Orada çırılçıplaktım, sadece saçımda çiçek halkası vardı.
- There I was, naked as a jaybird, just a wreath of flowers in my hair.
Jay?
Jaybird?
Lindsay.
Jaybird. Lindsay.
Alemin kralı Jay?
Jaybird!
Burada kıçı açıkta Temple Üniversitesi Gazetecilik bölümünden mezun olmuş aptal bir kızla yatıyorum.
I'm lying here with a... jaybird-naked-ass girl graduate of the Temple University School of Journalism.
Ben de seni seviyorum, Jay'im.
I love you too, Jaybird.
Sen gittikten sonra yanına gittik. Battaniyenin üstünde anadan üryan çıplaktı.
See, we came down to her after you left... her still naked as a jaybird on that blanket.
Ay çiçeğini gördüm, karga gibi çıplaktı.
I saw the sunflower, naked as a jaybird...
Çakı gibi.
She's chipper as a jaybird.
Çırılçıplak dolanıyordu.
He's naked as a jaybird.