English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ J ] / Jefe

Jefe traduction Anglais

394 traduction parallèle
Patronun geldi, Jesus!
Allí esta tu jefe, Jesus!
- Patronun nasıl, iyi biri mi? - Kim, Nazerman mı?
¿ Te gusta tu jefe?
Aynen dediği gibi, şef.
Just like he said, jefe.
Komutanım, geldiler.
Jefe, llega el ejército.
Sizinle geliyorum.
I go with you, Jefe.
El jefe.
El jefe.
Lütfen Jefe.
Please, jefe.
Ustabaşı.
- Um, el jefe.
Bahçelerin ustası...
Jefe de jardineros.
Sen ise önemli birisin Jefe.
You are an important man, Jefe.
Görüyor musun, Jefe?
You see, Jefe?
Jefe!
Jefe!
Jefe, Alman daha gelmedi mi?
Jefe, the German arrive yet?
Jefe, "icap" nedir?
Jefe, what is a "plethora"?
Bildiğim tek bir şey varsa, o da senin kadar yüksek bir zekâ ve eğitime sahip olmayan bir Jefe olduğumdur.
I know that I, Jefe, do not have your superior intellect and education.
Ne gibi Jefe?
Like what, Jefe?
Jefe, sen kadınları hiç anlamıyorsun.
You do not understand women.
Jefe, şunun adı ne?
Jefe, what's his name?
Ben, yani Jefe tarafından ve diğer çocuklarca paramızı biriktirip sana bir hediye aldık.
On behalf of myself, Jefe... and the rest of the boys... we chipped in and... got you this gift.
Jefe.
Jefe.
- Hayır, hayır, hayır, şef.
- No no no no, Jefe.
Araştırmayı bizzat ben yöneteceğim.
I will conduct the investigation personally, jefe.
Bu El Jefe.
This is El Jefe.
- Teşekkür ederim Jefe.
- Thank you, Jefe.
- Onlara hareket eden her şeyi vurmalarını söyle.
- Tell them, shoot anything that moves. - Yes, jefe.
Onu getirdik patron.
We got him, jefe.
- Tamamdır, şef.
- You got it, jefe.
Jefe, gitmesine izin veremeyiz.
Jefe, we can't let him go.
Bu kitaptan gözlerini kaldırsan iyi olur, jefe.
You better lift your eyes outta this book, jefe.
Ayrıca Eladio da öteki tarafta alt tarafı bir işçi olduğu için... bütün rozetli adamlar onun patronu sayılır.
And because over there he's just another Mex bracero any man with a badge is his jefe.
Patron!
¡ Jefe!
Patron, şuna bak! Çabuk!
¡ Jefe, mira aquí!
Üzülme, Jefe.
Don't worry, Jefe.
Sanırım El Jefe'i hemen haberdar etmeliyiz.
I think we should notify El Jefe ASAP.
- O zaman ben varım bunda.
- Shit. I'm in if you're in, jefe.
Burada bir patronumuz vardır.
In here we have a boss, a jefe.
Karışıklık çıkmasın diye.
I just don't want no confusions later, jefe.
Neyiniz var!
What's the matter with you? Jefe.
Cuando la jefe oye de esto somos muertos!
Cuando la jefe oye de esto somos muertos!
Reis'e karşı serbestçe konuşursan, ansızın ortadan kaybolursun.
You speak out against El Jefe, and poof, you disappear.
Reis sizi şu masaya davet etti.
El Jefe has invited you to that table.
Lütfen, Reis. İzin verin kızımı eve götüreyim.
Please, Jefe, let me take my daughter home.
Reis'e özür dilediğimizi bildiren bir telgraf çekeceğim.
I will send a telegram of apology to El Jefe.
Babamın serbest bırakılmasını rica etmek için geldim, Reis.
Jefe, I have come to plead for my father's release.
O zaman müsaadenizle bahsi yükselteyim, Reis.
Then let me raise the stakes, Jefe.
Reis, acınızı derinden paylaştığını bildirmemi ve bunu size vermemi istedi.
El Jefe asked me to express to you his deepest sympathies and to give you this.
Teşekkürler, Reis.
Thank you, Jefe.
Reis, onları ziyaret etme izninizi de onayladı.
El Jefe has granted you permission to visit them.
Reis'e bu cömertliği için minnettar olduğumuzu söyleyebilir misiniz?
Can you please tell El Jefe that we are all very thankful for his generosity?
- El Jefe'i görmek istiyorum.
I'm here to see El Jefe.
Bir şey yok patron.
Not much, jefe.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]