Jeopardy traduction Anglais
1,032 traduction parallèle
Gannet İşlemi tehlikede... Çünkü New York artık durumu kontrol altında... Tutamayacağımı düşünüyor
The Gannet transaction is in jeopardy... because New York seems to feel I no longer have... the power to control the situation.
Evet Süpermen, çifte riziko.
Yes, Superman, double jeopardy.
Hayatım 24 saattir sürekli tehdit altında.
Well, my life has been in almost constant jeopardy for 24 hours now.
Fakat medeniyet şimdi tüm insanlık için bir tehlike arzediyor.
But the civilization now in jeopardy is all humanity.
Sugar Ray'in kazanması zora girdi.
Sugar Ray's winning ways are in jeopardy.
Eğer seni riske atıyorsam, hemen giderim.
If I'm putting you in jeopardy, I'll leave now.
Kimseye bir zarar gelmeyecek, ve kariyerini de riske atmayacaksın.
Nobody has to get hurt, and your career doesn't have to be in jeopardy.
Kendini ve o gemideki herkesi tehlikeye atıyorsun!
You're putting yourself and everybody else on that ship in jeopardy!
Yeterince kadın ve çocuk tehlikede.
We've got enough women and children in jeopardy.
Tehlike!
Jeopardy!
Ruhunu tehlikeye atıyorsun.
You're putting your soul in jeopardy.
Büyük dükün hayatı tehlikede.
The Grand Duke's life is in jeopardy
- Ne yazıyordu? "Değerli eşyaların riskte" gibisinde bir şey yazıyordu. Cüzdanımda olacaktı, göstereyim.
It said, "Your valuables are in jeopardy." I'll show it to you.
Olmaz. Onu bu tür tehlikeye sokmayacağım.
No, I'm not gonna place her in that kind of jeopardy.
Görev tehlikede mi?
Is the mission in jeopardy?
Evet, tehlikedeyiz.
Yes, we're in jeopardy.
ABD'nin sırlarını Sovyetler'e vermekle bu ülkedeki bütün kadın, erkek ve çocuğun hayatını tehlikeye attığının farkında mısın?
By turning over US secrets to the Soviet Union you're putting every man, woman and child here in jeopardy.
Onlar zaten tehlikede.
They're already in jeopardy.
Burada bir adamın hayatından söz ediyoruz, orospu çocuğu! Ve belki de, tehlikeye atacağı diğer insanların hayatından!
We're talking about a man's life here, you son of a bitch, and the lives of others he might put in jeopardy.
Şu tehlike içeren lafları mırıldanmayacaksın değil mi?
- You're not gonna hum the Jeopardy theme?
Risk ikiye katlanır.
You know, it's double jeopardy.
- Bu kıyafet benim için çok ciddi bir tehlike.
Which, by the way, this suit has put in serious jeopardy.
Ben Bilirim'e katılmayı düşünüyorum.
I'm thinking of going on Jeopardy.
Bunu tehlikeye atma.
Don't put it in jeopardy.
Basın özgürlüğü artık tehlike altında!
Freedom of the press is now in jeopardy!
Her gün daha çok riske giriyoruz.
Every day puts the rest of us in jeopardy.
Jeopardy'ye 27 dakika var.
There's 27 minutes to'Jeopardy.'
Jeopardy'ye 26 dakika!
Practically 26 minutes to'Jeopardy.'
- Getiririz. - Jeopardy'ye 26 dakika.
- We'll bring him right back.
Çünkü saat 5'te "Mahkeme" m var.
I got'Jeopardy'at 5 : 00.
- Saat 5'te "Mahkeme" yi seyrederim.
- I watch'Jeopardy'at 5 : 00.
5'te "Mahkeme" m var.
'Jeopardy'at 5 : 00.
Dr Stubbs'ın deneyi ciddi bir tehlike altında.
Dr Stubbs'experiment is in jeopardy.
- Hayatı tehlikede mi?
- His life remains in jeopardy?
Ama mürettebatımı herhangi bir tehlikeye atmadan önce, bu çocukların zararsız olduğuna dair elimde net kanıtlar olmalı.
Undertake an examination. But I shall need positive proof that these children are harmless before I place my crew in jeopardy.
Son tura zamanında döneceğim.
But I'll be back in time for Final Jeopardy.
Sayın Hâkim, sizce orası bazı tutuklama ve alıkoyma riskleri altında mı?
Do you suppose, Your Worship, that places me... in some jeopardy of arrest and detainment?
Mürettebatım tehlike içinde.
My crew's in jeopardy.
Seni tehlikeye atamam.
I can't put you in jeopardy.
güvenlik için ayrılmıştık! ama onu önce yakaladılar bu şekilde onları kurtaramazsın!
We escaped separately for their safety but it's put them in jeopardy instead.
Kendini tehlikeye atmamalısın.
You mustn't place yourself in jeopardy.
Kaptanınıza görevin... tehlikede olduğunu söyleyin.
Tell your captain..... the mission is in jeopardy.
Keşke "Riziko" da bu kategori olsaydı. Voliyi vurmuştum.
I wish they had a category like this on "Jeopardy."
Tango 7 yakınlarında pilotlar tehlikede.
Pilots in jeopardy near Tango 7.
San Carlos'a dönerse hayatının tehlikede olacağı söylemenizi istiyorum.
I want you to tell him his life is in jeopardy if he returns to San Carlos.
Hapishanedeki bütün gardiyanların canıma kastı var.
My life is in jeopardy from every guard in that prison.
Seç Bakalım'ı seyrettim. Yukarı geliyor musun?
Watch "Jeopardy." You come up?
Dikkat dikkat millet!
Hello, Jeopardy people!
Tanrım, kalbimi kıracağını düşünmüştüm, burnumu değil.
I didn't know my nose was in jeopardy.
Another World, Dallas falan.
between "all my children" and "jeopardy!"...
Son riziko da şöyle :
The final Jeopardy answer is this :